Gündem
  • 30.5.2016 14:02

Fethullah Gülen ve yandaşlarının açtığı davalar MGK kararıyla düşüyor

FETÖ tanımı yargının elini güçlendirdi..
Paralel yapının, ‘Kırmızı Kitap’ olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde ‘Fetullahçı Terör Örgütü’ olarak tanımlanmasının yargıya yön vereceğini vurgulayan Erdoğan, Putin’in ‘barış’ mesajını ise “İlişkilerin bozulmasını biz istemedik” şeklinde yorumladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır gezisi dönüşünde uçakta önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Erdoğan'ın sorularımıza verdiği cevaplardan önemli satırbaşları...

Terör örgütünün el koyduğu gençler için siz hiç 'terörist' sıfatı kullanmadınız; 'vatandaşlar', 'çocuklar', 'gençler' diye söz ettiniz... Hükümet de bu söylemi benimsemeli mi?
Kullanılan dil tabii ki önemli. Şimdi ben arkadaşlarla da konuşuyorum. Terörizmin de teröristin de tanımı iyi yapılmalı. Avrupa Birliği'nde de bu hususta bir genel çerçeve olmakla birlikte, esasen net bir tanımlama yok. Biz terörle mücadele yasamızı, dünyayı, Avrupa'yı inceleyerek hazırladık. Vize serbestisi konusunda, terörle mücadele konusunda Türkiye'nin hassasiyetlerinin göz önüne alınmaması, ipe un sermektir.

Cuma namazını Eyüp Sultan Camii'nde kılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek isteyen bir kadın, ezilmekten koruma polisleri sayesinde son anda kurtuldu.Vatandaşların yoğun ilgisiyle bir süre aracını bekleten Erdoğan, vatandaşlarla görüştükten sonra Eyüp Belediyesi'nin düzenlediği açılış törenine katıldı. Erdoğan'ın açılış törenindeki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:Masum insanları öldüren, kafa kesen, tecavüz eden, gasp yapan, yakan yıkan teröristler, İslamın ve İslam medeniyetinin en büyük düşmanlarıdır. Müslüman, yıkmanın değil inşa etmenin, öldürmenin değil yaşatmanın, husumetin değil muhabbetin peşinde olan kişidir. İslam'ın Afrika'ya, Güney Asya'ya yani bugün Müslüman nüfusun o yoğun olduğu coğrafyaya yayılışı toprakların değil gönüllerin fethedilmesi sebebiyledir."AB sen kendi yoluna git"Suriye'de 12 milyon insan mağdur edilmiş, 600 bine yakın masum katledilmişken, hiçbir Müslüman bu vebalden kendini ayrı tutamaz. Şu anda Bangladeş'teki gelişmelere sessiz kalanlar da bu vebalden kurtulamaz. Türkiye dört bir yanından terör örgütlerinin ve onlara destek olan güçlerin doğrudan dolaylı saldırısı altında iken şu anda AB bakın 'Vize için terörle mücadele yasasını değiştireceksiniz' diyor. Siz önce Avrupa Parlamentosu'nun yanında çadır kuran teröristlere müsaade ederken bu zihniyetinizi niye değiştirmiyorsunuz? Teröristlere çadır kurdurtacaksın ve onlara orada imkan sağlayacaksın ve bunu demokrasi adına yaptığını söyleyeceksin. Bize de 'Vize kaldıracağım bunun şartı, şunu değiştirmen...' Kusura bakma, hadi bakalım biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onlarla da anlaş.Belçika'dan PKK'ya özel izin "Milletim adına teşekkür ediyorum"Biliyorsunuz iktidar partisi olan AK Parti, 22 Mayıs'ta kongreye gitme kararı aldı. Sayın Başbakan da bu kongrede aday olmayacağını açıkladı. Hem AK Parti'nin kongre kararının, tüzüğün 70. maddesi gereği Sayın Genel Başkanın, Başbakan'ın aldığı bu kararın ve aynı zamanda Sayın Başbakan'ın aday olmama kararının hayırlı olmasını Allah'tan temenni ediyorum. Öncelikle Sayın Başbakan'a yaklaşık 20 aydır Başbakanlık sürecinde vermiş olduğu kıymetli hizmetler için şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Milletimiz bu ülke için tuğla üstüne tuğla koyan hiç kimseyi asla unutmaz. Sayın Başbakan'ın da hizmetleriyle milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahip olduğuna inanıyorum. Ben de huzurlarınızda daha önce başdanışmanım olarak, Dışişleri Bakanım olarak uzun yıllar birlikte çalıştığım, son 20 aydır da Başbakan olarak bu birlikteliği daha ileriye taşıdığımız Sayın Davutoğlu'na teşekkür ediyorum."Neden rahatsız oluyorsun?"Bu makamlar bir çeşit bayrak yarışıdır. Ben de başbakanlık makamını Sayın Gül'den almıştım. 22 Mayıs'ta kongrede seçilecek kişi bayrağı devir alacak ve hizmet yarışı sürecek. Bayrağı devir alacak yeni arkadaşımıza şimdiden başarılar diliyorum. 40 yıllık dava arkadaşlarımın içinde yar aldığı bu partideki gelişimleri yakından takip etmem birilerini rahatsız ediyor. Neden rahatsız oluyorsun? Her değişim beraberinde yeni bir heyecan getirir. Bu değişimin ülkemiz için hayırlı bir havaya vesile olacağını düşünüyorum."Başkanlık sistemi olan bir ülkede bunları göremezsiniz"Türkiye'nin geldiği yer hem yeni anayasa ve başkanlık sistemini acil bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkardı. Mecliste ve komisyonlarda olanları görüyorsunuz. Başkanlık sistemi olan bir ülkede bunları göremezsiniz. TBMM'yi terörize etmeye çalışıyorlar. Bunlara vatanperver milletvekilleri izin vermedi. Bu anayasa millete karşı sorumluluk hisseden herkesin katılması gerekir. Başkanlık sistemi bize yeni değil bizim için gelenekseldir. 64. Hükümet görev başında 22 Mayıs'tan sonra 65. Hükümet görev alacak. Bu değişimden korkmaya gerek yok. Meseleyi kişiselleştirenlerin sorumluluktan kaçtıklarını biliyorum. Video: Davutoğlu'nun bırakma kararını değerlendirdi "Başkanlık millete sunulmalı"Bunlara rağmen 13 yıldır reformlara imza attık. Yeni bunlara rağmen yeni anayasa ve başkanlık sistemini hayata geçireceğiz. Başkanlık sistemini bir an önce milletimizin onayına sunmamız gerekiyor. Başka önerisi olan varsa oturup tartışalım. Bizim derdimizi üzümü yemek. Böyle bir hazırlığı olmayanlara da gölge etmeyin diyoruz."

Sözünü ettiğiniz o gençler, kızlarımız dağa kaçırıldılar. Kendileri gitmediler. Kaçırılan evlatları için Diyarbakır Belediyesi'nin önünde ağlayan o anneleri bir kenara bırakabilir miyiz? Bırakamayız. O anneler Başbakan olduğum dönemde, beni ziyarete geldiler. Onların gözyaşlarını unutamayız. Gençlerin hükümetin baskısından dolayı dağa çıktıkları yönündeki iddiaların gerçekle hiçbir alakası yok. Zira kaçıp teslim olanların itirafları ortada. Gerçeği gören gençler, tekrar annelerine babalarına dönmeye başladılar. Bu süreci çok iyi yönetmemiz lazım. İyi yönetelim ki dağda kalanları çekebilelim.

SEYİTHAN YAKAR TEŞKİLATTAN
Dürümlü köyüne gittiniz. Terör saldırısında ölen vatandaşların mezarını ziyaret ettiniz. O köyün MHP'nin kalesi olduğu söyleniyor...
Hayır, o bilgi doğru değil. Orada o partiye mensup iki üç kişi var mıdır bilemem. O bilginin doğru olmadığı son seçimdeki oy tablosundan da belli. Orada HDP'nin aldığı oy 350 civarında. AK Parti de 45-50 oy almış.

Orada 15 tonluk patlayıcı yüklü kamyonu kovalayan Seyithan (Yakar) da, AK Parti teşkilatının yönetim kurulunda olan bir arkadaşmış.

Dürümlü'de PKK'lıların bomba yüklü aracını durdurarak büyük bir faciayı önleyen ismin, Diyarbakır AK Parti İl teşkilatı eski üyesi Seyithan Yakar olduğu ortaya çıkmıştı.

YARGI, SİYASET BELGESİ'NE ATFEN KARAR VERECEK
MGK'da yeni bir karar aldınız. Paralel yapı artık tanımlandı. Daha önce de böyle bir karar alınmamış mıydı? Yeni kararın farkı ne?
Daha önceki kararda, 'legal görünümlü illegal örgütler' ifadesi vardı. Yani 'terör örgütü' ifadesi yoktu. Bu yeni kararda ise 'legal görünümlü illegal Fethullahçı terör örgütü'nden söz ediliyor. Fethullahçı Terör Örgütü deniliyor. MGK olarak bunu biz, tavsiye olarak hükümete gönderiyoruz. Hükümet bu tavsiyeden hareketle hemen bir Bakanlar Kurulu kararı çıkaracak. Biz de o kararı olağanüstü bir madde olarak Milli Güvenlik Kurulu'nun siyaset belgesine koyacağız. Bu, yargının elini güçlendirecek. Mesela savcılık makamları o kararı müstenidat yapmak suretiyle, yakalananları terör örgütü mensubu olarak değerlendirebilecekler.

'PKK neyse paralel de odur' dediniz. Paralel yapılanmaya yönelik 2-3 yıldır süren operasyonlar, tıpkı PKK ve uzantılarına yönelik operasyonlara benzer biçimde, artık hukuki açıdan daha net bir çerçeve mi kazanacak?
Şu an onu kazanıyor zaten. Benim neden öyle dediğimin sebebi belli. Paralel yapılanma ile PKK arasında bir fark olmadığını artık görmemiz lazım. Biz tabii ki PKK ile PYD/YPG arasında da bir fark görmüyoruz. Ama ABD, mesela PYD'yi, YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmiyor. Bunun yanlış olduğunu, dürüstlükle bağdaşmadığını ABD'lilere de açıkça söylüyoruz.

Ankara-Moskova gerilimi: İlişkilerin bozulmasını biz istemedik
Putin'in Atina ziyareti sırasında yaptığı “Arayı düzeltmek istiyoruz, Ankara'nın adım atmasını bekliyoruz" açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz?
İlişkilerin bozulmasını biz istemedik. Sayın Putin'den olumlu bir adım geldi de biz olumsuz bir yaklaşım mı sergiledik? Böyle bir şey sözkonusu değil. Neler yaşandığını herkes biliyor. Hava sahamızın sık sık ihlal edildiği, G20 zirvesi sırasında Putin'e aktardığımız bir konuydu. Hatta denizde gemilerimizi de taciz etmişlerdi. Dost bir ülkeye yönelik bu ihlaller yapılmasının doğru olmadığını ifade etmiştik. Sayın Putin, orada, bunlardan hiç haberi olmadığını söyledi. Kendisi benim yanımda Lavrov'a dönerek talimat verdi, 'Biz bu işi çözeceğiz' dedi. Hatta biz de buna sevindik, mutlu olduk. Ne var ki, o toplantıdan birkaç gün sonra, aidiyeti belirsiz bir uçak, hava sahamızı ihlal edince, uyarılara da yanıt vermeyince, angajman kurallarının gereği yapıldı.

Putin’den sıcak mesajlar

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya-Türkiye ilişkilerine ilişkin, “Bu konuda açıklamalar aldık ama hiçbir zaman bir özür gelmedi. Biz ilişkilerimizi düzeltmek istiyoruz." dedi. Putin, Yunanistan'a düzenlediği iki günlük resmi ziyaretin ilk durağı başkent Atina'da Başbakan Aleksis Çipras ile basın toplantısı düzenledi. Türk hava sahasını ihlal etmesinin ardından Türk jetleri tarafından düşürülen Rus savaş uçağıyla ilgili bir soru üzerine Putin, Rus Hava Kuvvetlerinin düzenli ordularla savaşmadığını, terör örgütlerini hedeflediğini savundu.

İLETİŞİM İÇİNDEYİZ

Putin, Türkiye'ye karşı hiçbir zaman savaşmayı düşünmediklerini anlatarak, “Hiçbir zaman da o noktaya gelmeyeceğini umuyorum. Ama olan oldu. Sadece uçağımız düşürülmedi. Uçağın pilotu da öldürüldü. Bu da uluslararası hukuka göre bir savaş suçu. Bu konuda açıklamalar aldık ama hiçbir zaman bir özür gelmedi. Biz ilişkilerimizi düzeltmek istiyoruz. Bu ilişkiyi bozan biz değildik. Sözler yeterli değil. Bir şeyler yapmalılar. Ama Türkiye ile iletişim içindeyiz. İletişimde kalmanın birçok yolu var. Belli başlı adımlar bekliyoruz. Ama şimdilik hiçbir adım yok “ ifadelerini kullandı.

KÜRT DEVLETİ BİZİM İŞİMİZ DEĞİL

Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması ihtimaline ilişkin ise Putin, “Kürt devleti için ise bu bizim işimiz değil. Bölgedeki Kürtlere ve hükümetlere kalmış bir mesele. Bu konuda mevkidaşlarımızla ilişki içindeyiz. Bir barış süreci başlatmalıyız ve makul sonuca vardırmalıyız. Siyasi çözüm için ne gerekiyorsa yapacağız." yorumunu yaptı. Putin, Kırım'ın Rusya tarafından işgal edilmesine ilişkin ise “Kırım meselesi kesin olarak kapanmıştır. Bu, Kırım'da yaşayan insanların kararıdır. Rusya bu konuyu kimseyle pazarlık etmeyecek." diye konuştu.

TEK YOL DİYALOG

Başbakan Çipras ise Yunanistan'ın AB ve NATO'nun bir parçası olduğunu ve taahhütlerine bağlı olduğuna vurgu yaparak, “Yunanistan, hem Rusya'ya hem de AB'ye ilişkilerini geliştirme konusunda yardım edebilir. AB'de başka herhangi bir ülke Yunanistan kadar faydalı olamaz. Yunanistan burada adım atabilir ve aradaki boşluğu kapatabilir. Yeniden soğuk savaş dönemine dönemeyiz. Avrupa ve Rusya çatışma halindeyken Avrupa'nın geleceğinden söz edilemez. Tek yol diyalog." ifadelerini kullandı. Ukrayna meselesine ilişkin bölgede istikrar ve barışın önemine dikkati çeken Çipras, Minsk Anlaşması'na uyulması çağrısında bulundu. Ziyaret kapsamında ise enerji, ulaşım, turizm, gemicilik, madencilik ve eczacılık alanlarında karşılık anlaşmalar imzalandı. Yaşananlardan dolayı üzgünümAnadolu Aslanları İşadamları Derneği'nin düzenlediği toplantı, Rusya'nın İstanbul Başkonsolosu Andrey Podelyshev'in de katılımıyla gerçekleşti. İki ülke ilişkilerinin ele alındığı toplantıya çok sayıda işadamı da katıldı. Toplantıda dikkat çeken Ankara'dan hala özür beklenmesi oldu. Podelsyhev, “Bu krize çözüm bulmak ve ileriye gidebilmek için iki ülke birbirine saygısını korumalı, birbirini anlamaya çalışmalıdır" demeyi ihmal etmedi. Son birkaç yılda Rusya ve Türkiye arasındaki emtia cirosunun sabit bir şekilde 30 milyar doların üzerinde olduğunu anımsatan Podelsyhev, “Ama 2014'ten beri ikili ticarette düşüş var. Rusya'da yaşanmakta olan ekonomik krizden dolayı bu tarz düşüş diğer ülkelerle de aynı şekilde cereyan ediyor." şeklinde konuştu. Podelsyhev kendisinin de yaşanan olaylardan dolayı üzgün olduğunu ekledi. Güney Akım gaz hattını ABD ve AB engellediRusya Devlet Başkanı Putin, Güney Akım gaz hattını ABD ve AB'nin bloke ettiğini söyledi. Güney Akım'ın AB ve ABD'nin baskılarıyla engellendiğini kaydeden Putin, “Size bir sır vereceğim. Türkiye başta şu anki doğalgaz fiyatlarında indirim talep etti. Onlarla anlaşabilirdik. Biz Türk Akımıyla devam etmek istedik. Ama yine AB'li ortaklarımızla anlaşmaya varamadık. Biz yine de bu konuda herhangi bir Avrupalı ortakla çalışmaya hazırız. Ancak önden bazı garantiler istiyoruz. Sadece basit sözlerle hareket edemeyiz. Paramızı çarçur etmeye niyetimiz yok." ifadelerini kullandı.

ANGAJMAN KURALLARI BELLİ
Uçağın düşürülmesi karagaha sorulmadan uygulamaya konulduysa burada bir soru işareti yok mu?
Hayır, angajman kurallarının neler olduğu belli zaten. Hava sahamız ihlal edilmiş. İhlali yapan uçağın aidiyeti belli değil. Uyarılar yapılmış. Uyarılara rağmen ihlal devam ediyor. Bu durumda yapılacak olan belli. Tüm bunlar radar tespitlerinde var. Radar kayıtlarını, Rusların askeri ataşelerine gösterdik. Rusların hadiseyi pilotun da vurulması gibi sunmaları gerçekle bağdaşmıyor. Uçağın pilotu aslında sağ olarak kurtuluyor. Ama pilot muhaliflerin eline düşüyor. Suriyeli muhalifler tarafından öldürülüyor. Öldürülen pilotun naaşını, yaklaşık on gün süren müzakereler neticesinde biz aldık. Naaşı almakla da kalmadık. Ortodoks bir papaz getirerek, naaşla ilgili tüm dini ritüellerin yerine getirilmesini sağladık. Gerekli tüm hassasiyeti sergiledik. Pilotun naaşını Rusya'ya bizzat kendi uçağımızla götürmeyi de teklif ettik. Naaşı, dini merasim dahil tüm hassasiyetlere riayet ederek uğurladık. Dolayısıyla Türkiye olarak o hadisede üzerimize düşeni en iyi biçimde yerine getirdik.

Silahlar Rusya'dan
Geçenlerde bir helikopterimiz düşürüldü. İki şehidimiz oldu. O saldırıda kullanılan silahların terör örgütünün eline nasıl geçtiği noktasında bir değerlendirmeniz var mı?
Kullanılan silahın ne olduğu belli. Şu anda teröristlerin elinde Rusya tarafından verilmiş uçaksavar ve füzeler var. Bölücü terör örgütü bunlarla teçhiz edilmiş durumda. Bunlar Suriye tarafından, Irak tarafından bölücü terör örgütüne aktarılıyor. Silahlı kuvvetlerimiz hiçbir şeyi göz ardı etmeden bunların üzerine üzerine gidiyor. Fırtına obüslerimiz çok ciddi işler görüyor. Bunların mühimmatını da ürettiğimiz için rahat kullanıyoruz. Üretimi bize ait olmayan mühimmatları, siparişle alınan mühimmatları tabii ki idareli kullanıyoruz. Özel sektörümüz, biliyorsunuz, insansız hava aracı da üretiyor.

Helikopteri düşüren Rus füzesi mi?

Hakkari'nin Çukurca ilçesinde düşen helikopteri, terör örgütü PKK'nın düşürmüş olabileceği konuşuluyor. TSK'nın olayla ilgili teknik çalışmaları sürüyor. Kaza kırım raporunun tamamlanmak üzere olduğu, birkaç gün içinde açıklanabileceği belirtiliyor. "Helikopteri düşüren füze, Rus füzesi m?"Vatan gazetesi yazarı Murat Çelik, geçtiğimiz hafta Çukurca'da düşen helikopterle ilgili ilginç bir tespitte bulundu. Emekli Özel Kuvvetler Subayı Abdullah Ağar'ın "Biz bu füzeyi daha önce bir başka yerde daha görmüştük. Şimdi ortaya çıkan durum üzerine önümüzde duran soru şu: Bu; PKK'ya doğrudan bir desteğin göstergesi mi yoksa Türkiye'ye asimetrik bir kumpas mı kuruluyor?" sözlerine yer verilen yazıda, Ağar'ın analizlerine yer verildi. Helikopterin düşmesinden terör örgütü PKK'nın sorumlu olabileceğini belirten Ağar, bu gelişmenin 'maalesef sürpriz olmadığını' belirtiyor. Yazının devamında paylaşılan önemli tespitler şöyle:"PKK, helikopteri kendisinin düşürdüğünü iddia etmekte ve internet üzerinden görüntüler paylaşıyor. Bu görüntülerde, PKK'lı bir teröristin 'Rus menşeili' SA serisi (SA-7 Grail / Strela - 2, SA-18 ya da SA-24) bir uçaksavar güdümlü füzesiyle bir Kobra'yı düşürdüğü görülüyor.SA-18 yeni nesil bir füze sistemi. SA-16'ların yerini aldı. IR yani ısı güdümlü bir sistem. Halihazırda Rus ordusunun envanterinde yer alıyor. Görüntüde, bir terörist sayıyor ve füze 12 saniyelik bir sürenin sonunda ateşleniyor. Dikkat edilirse Kobra da paterne girmiş. Yani hedefindeki teröristlere karşı atış pozisyonu alırken yaşanıyor olay.Biz bu füzeyi daha önce bir başka yerde daha görmüştük. 6 Aralık 2015 tarihinde, İstanbul boğaz geçişi sırasında 158 küpeşte numaralı Rus savaş gemisi Caesar Kunikov'un üzerinde ! O geminin güvertesindeki Rus askerinin elindeki füze, 13 Mayıs'ta Çığlı'da helikopterimizi düşüren SA-18'in aynısıydı.(...)Kritik soru...- Rus gemisinin o füzeyi göstermiş olması bir mesaj taşıyor doğru ama burada Türkiye'nin cevabını bulması gereken soru şu: Bu durum PKK'ya doğrudan bir desteğin göstergesi mi yoksa Ruslar'ın bu şovunu gören, mesela yabancı bir istihbarat örgütü aynı füzeyi PKK'ya verip bu tabloyu ortaya çıkartmış olabilir mi? Yani acaba asimetrik bir kumpas mı kuruluyor Türkiye'ye?- Bu noktada stratejik aklın devreye girmesi gerekiyor. Sadece füzenin menşeine takılmamak gerekiyor. Bu sistemi PKK'ya kim yolladı, kim kullandırttı, kim izin verdi?"PKK'nın geçiş noktası: Çukurca Hakkari'den kahreden haber: 8 asker şehit

CHP'ye seyircisiz oturum cezası verilmeli
Başkanlık sistemine geçiş yolunda 'partili cumhurbaşkanlığı' ya da 'yarı başkanlık'tan bahsediliyor. Muhalefetin daha çok destek verebileceği düşünülen formüller... Böyle bir geçiş formülü sanki sorunu öteler mi? Bunun bir an önce adının konulup, harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
Parlamentonun yeterli sayıyı yakalaması lazım ki, bu iş çözülebilsin. Eğer yeterli sayıyı yakalayamıyorsa, biz burada cumhurbaşkanı ve başbakan olarak uyum içerisinde milletimize hizmeti sürdürürüz. Ama işlerin daha iyi yürümesi, sistemin daha iyi işlemesi için elbette azami gayret gösteririz. Ama milletimize bunu istemeyenlerin, başkanlık sistemine yanaşmayanların kimler olduğunu da anlatmamız lazım. Biz milletin ne istediğine bakarız.

ANA MUHALEFETE YAKIŞMIYOR
Meclis'te AK Parti dışındaki partilerin ne halde oldukları ortada. Ana muhalefet partisi dahi kendi içinde sıkıntılı. Kullandıkları dil, üslupları zaten ayrı bir sorun. Şahsımla ilgili kullandıkları dil, gruba getirdikleri tabanlarının orada Cumhurbaşkanına, kurucusu olduğum partideki arkadaşlara küfretmeleri, bu duruma hiçbir müdahalede bulunulmaması, ana muhalefet partisine yakışmıyor. Şimdi ne oldu? Ben dava açtım. AK Partili milletvekilleri, hatta teşkilatlar da dava açıyorlar. Bu tür durumları, meclis iç tüzüğü açısından, yasal açıdan da detaylı biçimde ele almak lazım.

İÇERİ NASIL GİRDİLER

Bu sistemi sadece milletvekilleri ve danışmanları kullanabiliyor. Meclis'in kendi kablolu hattı olan bu sistem üzerinde ziyaretçiler için bir panel bulunuyor. Bu panele milletvekillerine verilen özel şifre ile giriş yapılıyor. Sistem üzerinden kendisine gelecek ziyaretçinin bilgileri, hangi kapıdan gireceği detaylı bir şekilde yazılıyor. Ziyaretçi Meclis'e geldiği zaman kimlik kontrolünden geçirildikten sonra ziyaretçi kartı ile içeri alınıyor. Bu isimlerin içeri alınması için sisteme Kılıçdaroğlu'nun Meclis ekibi tarafından yazıldığı belirtildi.

HESABI SORULACAK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski avukatı ve Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya, Meclis çatısı altında Cumhurbaşkanına küfür edenlerin takipçisi olduklarını ve bunların hesabını soracaklarını söyledi. Özkaya, bu küfürbazların gerekli hukuki ve idari ceza almalarının da takipçisi olacaklarını kaydetti. Hesabını vereceklerBaşbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da CHP grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hakaretler içeren sloganların atılmasını sert bir dille eleştirdi. Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında konuyan Kurtulmuş, hukuken gerekli adımların atılacağını belirtti. Kurtulmuş şunları kaydetti: “Ana muhalefet partisinin grup toplantısında Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanına, halk tarafından seçilmiş olan bir cumhurbaşkanına ağza alınmayacak küfürlerle hakaretler edilmesi kabul edilemez. Hele hele bu hakaretler yapılırken ana muhalefet partisinin başındaki zatın küfürleri onaylıyormuşçasına sessiz kalması hiçbir siyasi teamül bakımından kabul edilemez. Siyasi rakip olmak başka bir şeydir, hasım olmak başka bir şeydir. Siyaseti bu kadar seviyesiz, edepsiz, düşük bir şekilde yapmaksa bambaşka bir şeydir. Bu hakaretleri yapanlar ve seyirci kalanlar mahkemelerin önünde bu yaptıklarının hesabını verirler"Edepsiz sözlere suç duyurusuCumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP'nin önceki günkü TBMM grup toplantısında, kendisine hakaret ettikleri gerekçesiyle, bir grup CHP'li hakkında suç duyurusunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partisinin dünkü TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşması sırasında, bir grup CHP'linin alkışlar eşliğinde slogan atarak, Erdoğan'a hakaret ettikleri belirtildi. “Şikayet konusu sloganın, TBMM çatısı altında daha önce emsali görülmemiş düzeyde seviyesiz ve argo bir slogan" olduğu vurgulanarak, “Bununla birlikte esas talihsizlik başta Anamuhalefet Partisi lideri olmak üzere hiçbir parti yetkilisinin bu düzeysiz ve seviyesiz slogana müdahale etmemiş olması ve hatta zımnen onaylamış olmasıdır" denildi.Dilekçede, tespit edilecek şüpheliler hakkında atılı suçtan soruşturma yapılarak, “Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan kamu davası açılması talep edildi.

İÇ TÜZÜK DEĞİŞEBİLİR
Eskiden grup toplantılarına seyirci alınmazdı...
İzleyici alınır ama izleyici alkış dahi yapamaz. Ama bahsettiğimiz hadisede bambaşka bir durum var. Mesela AK Parti'liler de slogan falan atıyorlar ama onlarda öyle küfür falan göremezsiniz. Bunlarınki çok farklı. Geçen arkadaşlarla bu konuyu konuşuyoruz. Biri çok güzel bir şey söyledi: Futbol Federasyonu'nun seyircisiz maç türünden cezalarına atıfta bulundu.

Seyircisiz oturum cezası verilmesi lazım?
Tabii ki, gerekirse o tür cezalar verilebilmeli. Bu tür hadiseler de gösteriyor ki parlamentonun iç tüzüğünün kesinlikle değişmesi lazım. Yani bu iç tüzükle bu parlamentoyu çalıştırmak çok zor.

Diyarbakır ziyareti hamdolsun çok iyiydi
Diyarbakır'ı nasıl buldunuz?
Yaptığımız açılış töreni, mevcut şartlara bakarak değerlendirilirse, hamdolsun gayet iyiydi. Coşku, heyecan iyiydi. Tabii ki normal şartlar altında bir toplu açılış töreni değildi. Buna rağmen, hamdolsun katılım fena değildi. Bu da şartlar normale döndüğünde katılımın çok daha iyi olacağının göstergesi.

Psikolojik atmosfer, gelişmelerin takip edildiğini gösteriyor. Hükümetin atacağı adımlar, şartları iyileştirmeye yönelik müdahaleler neticesinde, çok farklı bir konuma erişileceğini düşünüyorum. Gerek altyapı gerek üstyapı konusunda atılacak adımlar, şehrin havasını ciddi biçimde değiştirecektir. Kanaat önderleri bu tür şeylere önceleri pek ilgi duymuyorlardı. Ama bu sefer yaptığım görüşmelerde, kendilerini tüm bu konularla daha ilgili gördüm.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 köylünün hayatını kaybettiği Tanışık köyünü ziyaret ederek, ölenlerin yakınlarına başsağlığı diledi.
ABD sözünde durmazsa kendi göbeğimizi kendimiz keseriz
Suriye krizine ilişkin değerlendirmeleriniz neler? Artık bu konu iç meselemiz haline geldi...
Biz bölgedeki gelişmeleri hassasiyetle takip ediyoruz. Tişrin Barajı, batısı doğusu önemli. Münbiç konusu önemli. Azez, Azez'in güneyi yani Rakka önemli. Tüm bu gelişmeleri sabırla izliyoruz. Orada koalisyon güçleri var ve elbette onlarla beraber çalışırız. Ama gereken yapılmazsa, verilen sözler tutulmazsa, kendi göbeğimizi kendimiz kesmek durumunda kalabiliriz.

Obama ile 70 dakika telefonda görüştünüz. Herhalde size birtakım taahhütlerde bulunulmuştur.
Bulunuldu. Şimdi göreceğiz. Taahhütler yerine getirilecek mi getirilmeyecek mi göreceğiz. "Cenevre-3'e mutlaka katılın" diyoruz.

Rusya'nın Suriye ile ilgili yeni bir anayasa hazırladığı, Suriye Arap Cumhuriyeti ismi yerine Suriye Cumhuriyeti'nin kullanıldığı, bu yaklaşımın Suriye'yi federal bir yapıya götürmeyi amaçladığı belirtiliyor...
Biz tabii ki Suriye'nin toprak bütünlüğünden, Suriye halkının birliğinden yanayız. Bu açıdan, Cenevre-3 önem arz ediyor. Oradan bakalım ne çıkacak göreceğiz. Biz Cenevre-3'e katılacak olanları teşvik ediyoruz. Muhaliflere 'Sakın geri durmayın mutlaka katılın' diyoruz.

ABD, Irak'ta Şii örgütler üzerinden, Suriye'de ise PYD üzerinden bir hareket geliştiriyor? İncirlik meselesi gündeme gelir mi?
Gelişmeleri takip ediyoruz. Bir gerçek var ki, DAİŞ'in Irak'ta yediği darbeler var. Musul'da bazı darbeler yedi. Aynı şekilde Kuzey Suriye'de de DAİŞ'ten geri alınan yerler sözkonusu. Irak'ta İran'ın rolü, ayrıca Kuzey Irak'taki rahatsızlık da önemli. Kuzey Irak'la, Başika'yla ilgili bizim süreçlerimiz de var. Aynı şekilde Kuzey Suriye'deki gelişmeleri de yakından izliyoruz.

MGK, FETÖ için düğmeye bastı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırşehir'de yaptığı konuşmada MGK'da alınan tavsiye kararının hükümete gönderildiğini açıkladı. Karara göre artık FETÖ'ye yardım ve yataklık eden herkes birer terör örgütü üyesi olarak yargılanabilecek.

Kırşehir'de Ahilik Haftası kutlamalarına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün gerçekleşen MGK toplantısında FETÖ/PDY örgütü ile ilgili alınan karara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. MGK'da alınan ve hükümete gönderilen tavsiye kararına göre artık FETÖ'ye de yardım ve yataklık edenler, yurtdışında Türkiye aleyhinde faaliyet gösterenler, örgüte maddi yardım ve insan kaynağı sağlayanlar bu tarihten itibaren terör örgütü üyesi olarak yargılanabilecek.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: CUMHURBAŞKANI'NA KÜFÜR EDECEK KADAR ALÇAKLAR

Erdoğan konuya ilişkin açıklamasında "Bunların terör örgütü olduğunu tescilleyeceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: Dün MGK'da (Legal görünüm altındaki illegal terör örgütü) dedik, Fetullahçı Terör Örgütü olarak tavsiye kararını aldık ve hükümete gönderdik. Şimdi hükümetten de Bakanlar Kurulu kararını bekliyoruz ve bunların terör örgütü olarak tescilini de gerçekleştireceğiz. Bunların terör örgütü olarak tescilini de gerçekleştireceğiz. Bunlar PYD neyse, YPG neyse, PKK neyse bunlar da aynı kategoriden yargılanma sürecine girecekler. Bu millete çok çektirdiler, ümmeti parçaladılar. Biz kısmı kaçıp gidiyor, bir kısmı cezaevinde.

Güncellenme Tarihi : 30.5.2016 14:18

İLGİLİ HABERLER