GENÇLERİN "BEKARET" VE "NAMUS" İLİŞKİSİNE BAKIŞI DEĞİŞİYOR
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA- Ankara Üniversitesi (AÜ) ve ODTÜ öğrencileri arasında yapılan bir araştırma, ''bekaret'' ile ''namus'' ilişkisinin değişmeye başladığını ortaya koydu.
AÜ Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Sosyal Antropoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer İlbars'ın danışmanlığında gerçekleştirilen araştırma, Ankara Üniversitesi DTCF'den 100 ve ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi'nden 54 son sınıf öğrencisi üzerinde yapıldı.
Buna göre, ODTÜ'deki kız öğrencilerin yüzde 96.3'ü ''bekaret ve namus arasında ilişki olmadığını'' belirtirken, yüzde 3.7'si ''kişi kendi iç huzuru için bekaretini korumalıdır, bu da namustur'' yorumunda bulundu.
AÜ'deki kız öğrencilerin yüzde 70'i ''bekaret ve namus'' kavramlarını birbirinden ayırırken, yüzde 16'sı ''Bekaret namus için gereken şartlardan biridir'', yüzde 8'i ''Namus bekareti korumaktır'', yüzde 6'sı da ''Bekaret namustur'' anlayışına sahip.
''Bekaret ve namus arasındaki ilişki'' erkek öğrencilere sorulduğunda ise şöyle bir tablo ortaya çıktı:
ODTÜ'de
Yüzde 74.1: Bu kavramlar arasında hiçbir ilişki yoktur.
Yüzde 7.4: Bekaret namus için gerekli şartlardan biridir.
Yüzde 7.4: Bekaret namusluluğun işaretidir.
Yüzde 7.4: Bir kadının namusu bekaretidir.
Yüzde 3.7: Toplumda bekaretin bozulması, serbest ilişki demektir bu yüzden bekaret namustur.
AÜ'de
yüzde 68: Bu kavramlar arasında hiçbir ilişki yoktur.
Yüzde 24: Bekaret namusun göstergesidir.
Yüzde 4: Bu kavramlar arasındaki ilişki örflerle, geleneklerle açıklanabilir.
Yüzde 2: Bekaret namus için gerekli şartlardan biridir.
Yüzde 2: Bu iki kavram arasındaki ilişki sadakattir.
BEKARET VE EVLİLİK
''Bekaretin evliliğe saklanmasının gerekliliğine'' ilişkin soru üzerine ODTÜ'deki kız öğrencilerin yüzde 81.5'i bunun şart olmadığını belirtirken, yüzde 3.7'si ''gerekli'' yüzde 14.8'i de ''kesinlikle gerekli'' yanıtını veriyor.
AÜ'deki kız öğrencilerin ise yüzde 2'si ''hiç gerekli değil'', yüzde 60'ı ''gerekli değil'', yüzde 6'sı ''gerekli'' ve yüzde 30'u ''kesinlikle gerekli'' yorumunu yapıyor. Öğrencilerin yüzde 2'si ise görüş bildirmek istemiyor.
Aynı soru ''Evleneceğiniz kızın bakire olması gerekiyor mu?'' şekliyle erkek öğrencilere sorulduğunda ODTÜ'dekilerin yüzde 33.3'ü ''kesinlikle gerekli'', yüzde 7.4'ü ''gerekli'', yüzde 33.3'ü ''gerekli değil'', yüzde 26'sı ''hiç gerekli değil'' karşılığını veriyor. AÜ'dekilerin ise yüzde 50'si ''kesinlikle gerekli'', yüzde 2'si ''gerekli'', yüzde 48'i de ''gereksiz'' olduğuna inanıyor.
''O ZAMAN ÇOK SAHİP ÇIKIYORLARDI''
Sosyal Antropoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer İlbars, araştırma sonuçlarını değerlendirirken, kendisinin de aynı konu üzerinde 20 yıl önce bir çalışma yürüttüğünü belirterek, DTCF'deki 19 bölümün tüm son sınıf öğrencilerinin ''bekaret'' hakkındaki görüşlerini incelediğini söyledi.
Berivan Vargün'ün gerçekleştirdiği son araştırma ile kendisinin 20 yıl önce gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları arasında büyük farklılıklar bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. İlbars, ''O zaman, hem kız hem erkek öğrenciler bu değere çok sahip çıkıyorlardı'' dedi.
Özellikle erkeklerin, evlenecekleri kızların ''mutlaka bakire olması gerektiğine inandığını'' ifade eden Prof. Dr. İlbars, 20 yıl önce üniversite öğrencisi için ''namus ve bekaret'' kavramları arasında büyük fark olmadığını, ''bekaretini kaybetmiş insanlara namusunu kaybetmiş gözüyle bakıldığını'' anlattı.
Son araştırmanın sonuçlarına bakıldığında ise bu değer yargısının bütünüyle kalkmasa da değişmeye başladığının görüldüğünü bildiren Prof. Dr. İlbars, özellikle ODTÜ öğrencilerinin AÜ'den biraz daha farklılık gösterdiğine işaret etti.
Prof. Dr. İlbars, araştırma kapsamında, öğrencilerin sosyo-kültürel değerleri, dini inançları, gelir seviyeleri ve kökenleri ile ''bekaret'' kavramına bakışlarının ilişkilendirildiğini de belirterek, şunları kaydetti:
''Bu değere bakış açısında dinsel değerlerin etken olmadığını görüyoruz. Ekonomik düzey de belirleyici değil, (insanlar yüksek ekonomik gelire sahip olduklarında bu değerden vazgeçiyorlar) diyemezsiniz, çünkü bunun tersi çıktı. Bu öğretilen bir davranış, bir kültür değeri. Ekonomik unsurlara, dine bağlı değil, içinde yaşadığımız toplumun geleneğine göreneğine bağlı. Bir de öğrencilerin geldikleri yöreyle biraz ilişkili olduğunu görüyoruz. Özellikle taşra kökenli öğrencilerde çok daha fazla muhafaza ediliyor. Çünkü, bunun etrafında o yörede oluşan geniş bir kültür kompleksi var.''
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:35