
GÜL,NASIL BİR CUMHURBAŞKANI OLACAĞINI ANLATTI
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ilk kez konuşan Gül, milletin değerleriyle barışık olacağının altını çizerek, "Daima milletimizin içerisinde olacağım. Halkımızla muhakkak bütünleşeceğim. Bu makamlar bizi halkımızdan, değerlerimizden asla kopartmaz. Tam tersine bütünleştirir" dedi.
Adaylık başvurusunu TBMM Başkanlığı'na yapan Gül, daha sonra TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyerek, adaylığına ilişkin görüşlerini açıkladı. Gül, uzun süredir Türkiye'nin 11.cumhurbaşkanını seçmek için uzun birsürecin içerinde lduğuna işaret ederek, bununla ilgili Anayasal takvimin çalışmaya başladığı kaydeti. Cumhurbaşkanlığı adaylığının parti grubunda Başbakan Erdoğan tarafından duyurulduğunu anlatan Gül, Erdoğan'a ve parti grubuna teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan'ın kendi iradesiyle cumhurbaşkanlığına aday olmadığını, bunun da herkes tarafından açıkça bilindiğini vurgulayan Gül, yaptığı bütün anketler ve milletvekillerinin görüşleri doğrultusunda da kendisinin aday olmasının istendiğini söyledi. Gül, kendisinin bireysel başvuru yaptığını, AK Parti milletvekillerinin de adaylığını destekleyen başvuru dilekçesini TBMM Başkanlığına vereceğini bildirdi. Anayasaya göre Cumhurbaşkanının Türk milletini ve Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiğini vurgulayan Gül, şunları kaydetti:
"Bu şu demektir: Cumhurbaşkanı, cumhuriyetin temel ilkelerine, Anayasamızda belirtildiği gibi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti ilkelerine bağlı olması gerekir. Ayrıca, halkı en iyi şekilde temsil etmesi gerekir. Eğer TBMM uygun görür ve beni cumhurbaşkanlığına layık görürse, mutlaka Anayasamızın bu ilkeleri ve emirleri çerçevesinde hareket edeceğimden hiç kimsenin şüphesinin olmaması gerekir. Milletimizin farklıları, milletimizin zenginlikleridir. Bu asil milleti temsil etmek büyük bir şeref ve
onurdur. Ama aynı zaman büyük bir sorumluluktur. Bu bilinç içerisinde hareket edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın. Demokrasilerde, demokratik toplumlarda, farklı siyasi partiler, farklı siyasi görüşler, farklı kültürel yapılan, farklı bölgeler...bunlar tabidir.
Türkiye böyle bir ülkedir. Bütün farklılıklarımız Türkiye'nin zenginliğidir. Gerek kültürel, gerek dini, gerek etnik bakımdan bütün bunları Türkiye'nin zenginliği olarak görmemiz lazım. Anayasa'da emredildiği gibi cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin dirliğini temsil eder, ilkesi çerçevesinde hareket edeceğim." Milletin değerleriyle barışık olacağının altını çizen Gül, "Daima milletimizin içerisinde olacağım. Halkımızla muhakkak bütünleşeceğim.
Bu makamlar bizi halkımızdan, değerlerimizden asla kopartmaz. Tam tersine bütünleştirir" mesajını verdi. Bütün arzusunun Türkiye'yi Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşımak olduğunu dile getiren Gül, muasır medeniyetin hiç kimsenin sorgulamayacağı şekilde güçlü bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve güçlü bir ekonomiyle olacağına işaret etti. Bu ilkelerin tüm kurumların ortak ilkesi olduğunu ifade eden Gül, hedefe ulaşmak için herkesin elbirliğiyle çalışması gerektiğini bildirdi.
"Sayın Başbakan kendi iradesiyle cumhurbaşkanlığına gitmemeyi tercih etmiştir" diyen Gül, kendisinin adaylığı yönünde irade ortaya koyan milletvekillerine teşekkür etti. Demokrasinin gereği olarak böyle bir makama aday olduktan sonra bütün siyasi partileri ziyaret edeceğini söyleyen Gül, diğer partilerle görüşüp desteklerini isteyeceğini kaydetti. Yapacağı ziyaretlerin diğer siyasi partilere saygı anlamına geldiğini dile getiren Gül, randevuları aldıktan sonra bütün siyasi partileri ziyaret edeceğini söyledi.
Gül, "Ben bu onurlu ve şerefli görevi ne kadar sorumluluk içerdiğinin altını çizdim. Bu sorumluluk büyük bir sorumluluktur, büyük bir görevdir, büyük bir iştir. Eğer TBMM beni uygun görür ve seçerse bütün halkımızın, TBMM'nin yardımını bekliyorum. Allah'ın bu yolda hepimize yardımcı olmasını temenni ediyorum" şeklinde konuştu.