Sağlık
  • 23.3.2003 10:27

HİPERTANSİYON', KALICI SAKATLIĞA VE ÖLÜME YOL AÇIYOR

İSTANBUL - Yapılan araştırmalara göre, toplumdaki 5-6 erişkinden birinde kan basıncı yüksekliği (hipertansiyon) bulunuyor. Hipertansiyon, zamanında teşhis edilip uygun şekilde tedavi edilmezse, değişik böbrek, kalp ve damar hastalıklarıyla felçlere ve görme kaybına yol açıyor. Uzmanlar, kalbin kasılması sırasında ölçülen kan basıncını 'büyük tansiyon', kalbin gevşemesi esnasında ölçülen kan basıncını ise 'küçük tansiyon' olarak tarif ediyor. Bir kimsede hipertansiyon (yüksek kan basıncı) var diyebilmek için büyük tansiyonun 14'ten, küçük tansiyonun da 9 cm cıva basıncından yüksek olması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, ''Hipertansiyonu değerlendirmede özellikle küçük tansiyon ehemmiyet arz eder. Bununla beraber, bir kimsede tansiyon düşüklüğü var diyebilmek için, büyük tansiyonun 10 cm cıva basıncının altında olması gerekir. Yani tansiyon düşüklüğü değerlendirilirken, büyük tansiyon dikkate alınır'' diyor. HİPERTANSİYONUN BELİRTİLERİ Uzmanlar hipertansiyonun başlıca belirtilerini ise şöyle sıralıyor: ''Baş ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, yorgunluk, burun kanaması, yol yürüme ve merdiven çıkmada zorlanma, bazen çok sık idrara çıkma, gece uyurken uykudan kalkıp idrar yapma ve bacaklarda şişlik.'' Kan basıncının çok yükseldiği durumlarda, 'çift görme, dilde peltekleşme, yüzde veya vücutta karıncalanma' olabileceğini ifade eden uzmanlar, bu belirtilerin başka hastalıklarda da izlenebileceğini bildiriyor. Ancak, hastaların önemli kısmında hiçbir belirti bulunmadığını kaydeden uzmanlar, bu hastalarda hipertansiyon teşhisinin, sadece kan basıncı ölçümü ile mümkün olduğunu, bu sebeple, hipertansif olmasa bile tüm hastaların, yılda en az 1-2 kez kan basıncını ölçtürmesini öneriyor. HİPERTANSİYONUN ZARARLARI Uzmanlara göre, hipertansiyonun vücuda verdiği başlıca zararlar şunlar: 1. Kalp yetmezliği, kalp büyümesi, kalbi besleyen damarlarda daralma (koroner arter darlığı), kalbi besleyen damarlarda tıkanma (kalp krizi). 2. Beyin kanaması, felç, beyin damarlarında daralma ve tıkanma. 3. Böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında bozulma. 4. Görme azalması ve körlük. 5. Büyük atardamarlarda genişleme, bu genişlemelerin yırtılması, bu damarlarda tıkanma. Bunların sonucu, kangren veya ani kanamalara bağlı ölüm gelişir. TUZUN ÖNEMİ Hipertansiyon gelişiminde, tuzun çok büyük önemi olduğunun altını çizen uzmanlar, bazı insanlarda, böbreğin tuz (NaCl) atma kapasitesinin sınırlı olabildiğini ve gereğinden fazla tuz alınmasının, hipertansiyonun ortaya çıkmasına veya hipertansiyonun tedavisinde başarısızlığa yol açabileceğini bildiriyor. Böbreklerin, hipertansiyon gelişimindeki rolünün çok önemli olduğunu hatırlatan uzmanlar, hipertansiyonu olan bir hastada, yüzde 5 ihtimalle bir böbrek hastalığı bulunduğunu kaydediyor. TEDAVİ Hipertansiyon tedavisinde temel amacın, hedef organ hasarını önleyerek sakatlık ve ölümleri azaltmak olduğunu belirten uzmanlar, ''Hipertansiyonun sebebi tespit edilemez ise kan basıncı, hastaların hayat düzeni değiştirilerek veya ilaçla düşürülmelidir'' önerisinde bulunuyor. Uzmanlar, şişman hastaların mutlaka zayıflatılması ve ideal kiloya getirilmesi gerektiğini de ifade ederek, ''4-5 kilo kaybı bile kan basıncı kontrolünü kolaylaştırabilir. Şişman hastalar en az 10 kg zayıflatılmalıdır. Düzenli aerobik egzersiz (yürüme, koşma, yüzme, bisiklete binme vb.) kilo kaybını hızlandırır, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırır, kardiyovasküler riski ve mortaliteyi azaltır. Egzersiz sıklığı haftada en az 3 kez, tercihen 5 kez, 30-45 dakika süreli olmalıdır. Kalp hastalığı gibi sorunları olanlar egzersiz programına başlamadan önce, doktor kontrolünden geçmelidirler. Hastalar araba kullanmaktansa toplu taşım araçlarını kullanmalı, kısa mesafelerde yürüyüş yapmalı, asansöre binmektense yürümelidir. Günlük yaşantıda, fiziki aktivite arttırılmalıdır. Sigara kesinlikle bırakılmalıdır'' diyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:38

İLGİLİ HABERLER