
HUKUKÇULAR ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANI KILIÇ VE RAPORTÖR CAN'I TOPA TUTTU...
YUSUF ZİYA ERARSLAN
ANKARA - Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Avukat Erdem Akyüz, 'Anayasa'da yer alan değiştirilemez nitelikteki hükümlerin ne kadar geçerli olacağının tartışılacağı bir sempozyum yapmayı düşündüğünü, ancak bunu yapmakta ne derece cesaretli olacağı yolunda endişeleri bulunduğunu' söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ı sert bir dille eleştirerek, "Kılıç, böyle bir endişe taşıdığına göre Anayasa'nın ve devletin temel nitelikleriyle bağdaşmayan görüşlere sahip olduğu izlenimi doğuyor"
dedi.
Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı Avukat Erdem Akyüz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç ve Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can'ın Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen bir sempozyumda yaptıkları açıklamalara tepki gösterdi. Akyüz, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve raportörünün Anayasa'nın temel ilke ve hükümlerine aykırı söylemlerde bulunduklarını, bulundukları makamın tarafsızlığına gölge düşürdüklerini ve içlerine sindiremedikleri bir yapıda yer almamaları gerektiğini söyledi. Kılıç'ın 'Anayasa'da yer
alan değiştirilemez nitelikteki hükümlerin ne kadar geçerli olacağının tartışılacağı bir sempozyum yapmayı düşündüğünü, ancak bu konuda bir sempozyum yapmakta ne derece cesaretli olacağı yolunda endişeleri bulunduğunu' söylediğini hatırlatan Akyüz, "Haşim Kılıç, Anayasa'nın değiştirilemez nitelikteki hükümlerinden; devletin şeklinin demokratik, laik cumhuriyet olduğu yolundaki hükümlerine bir itirazı yoksa, sempozyum düzenlemekte de endişesinin olmaması gerekir. Böyle bir endişe taşıdığına göre, Anayasa'nın
ve devletin temel nitelikleriyle bağdaşmayan görüşlere sahip olduğu izlenimi doğmaktadır. Bu sempozyumun özellikle Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümünde yapılmak istenmesi, Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerinin tartışılmaya açılması anlamına gelmektedir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu Hakkındaki Kanun'da yer alan yemin metnine göre Anayasa Mahkemesi'nin başkan ve üyelerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sını koruyacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine yemin ettiklerini hatırlatan Akyüz, Anayasa'yı korumanın öncelikle 'değiştirilemez' nitelikteki hükümlerini korumakla mümkün olacağını kaydetti. Akyüz, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri korunmadıktan ve tartışılmaya açıldıktan sonra korunacak pek fazla bir şeyi de kalmamış olmaktadır" ifadesini
kullandı.
Aynı sempozyumda konuşan Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can'ın da, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin ve Türk yargı mekanizmasının demokratik meşruiyet sorunu olduğunu söyleyerek vahim bir hata yaptığını savunan Akyüz, bu ifade karşısında Başkan Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyelerinin ve diğer yargı organlarının sessiz kalmasının ise olayı daha ilginç hale getirdiğini söyledi. 'Değiştirilemez ilkeler arasında milli marş ve devlet dilinin Türkçe olmasının da bulunduğunu, bir Anayasa değiştirildiği zaman
değiştirilemez maddelere de dokunulmasının kaçınılmaz olduğunu, değiştirilemez ilkelerin esnekliğe, işlevselliğe aykırı olacağını' söyleyen Raportör Osman Can'ı da eleştiren Akyüz, "Hangi değişiklikleri istediklerini açıkça söylemeleri gerekir. Bu ifadeler, raportörün yetkisini aşmakta ve taşıdığı sıfata aykırı düşerek bir suç boyutuna varmaktadır. Bu türdeki ifadelerin, yabancı bir devlet ve kuruluş olan Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı tarafından düzenlenen toplantıda sarf edilmiş olması,
üzerinde ayrıca ve önemle durulmasını gerektirmektedir" dedi.
Raportör Osman Can'ın bir gazete tarafından düzenlenen röportajda kendisine yöneltilen, "Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı'nın size ne söylemesini istersiniz?" sorusuna, "Beni tanımadın, ancak beni tanıdığını iddia edenlere göre daha dürüst olduğundan cennete hoş geldin" cevabı verdiğini belirten Akyüz, herkesin inanç ve görüşlerinin yalnız kendisini ilgilendirmiş olmasına rağmen bir yargıcın tanrıtanımazlık sonucunu doğuracak böyle bir cevap vermesinin uygun olmadığını savundu. Akyüz, şöyle devam
etti:
"Ama buna rağmen demek ki dini inançları sağlam olarak bilinen Anayasa Mahkemesi Başkanı ile basın ve yayın organlarına bu şekilde açıkça beyanlarda bulunan bir raportör, birçok konuda birbirine benzer düşünebilmektedirler. Sempozyumda ve benzer diğer ortamlarda bu ve bunlara benzer söylemler sık sık dile getirilmekte, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri tartışılmaya açılmaya çalışılmaktadır. Türk hukukçuları, sivil toplum örgütleri ve Türk vatandaşları olarak bunları hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz
ve yasal ortamlarda gerekli cevabı vereceğiz."