
İbranice rapor: İsrail hızla çöküşe doğru gidiyor.
İbranice yayın yapan Walla internet sitesinin haberinde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ailesi ve askeri atamalar yüzünden yaşanan savaş hakkında ayrıntılar yer alırken, İsrail'in nasıl bir "Sezar villası"ndan yönetildiği anlatılıyor.
Savunma Bakanlığı eski danışmanlarından Barak Siri tarafından hazırlanan raporda, İsrail'deki mevcut durum ve bunun 7 Ekim 2023'teki "El-Aksa İntifadası" saldırısının ardından İsrail ordusunun yaşadığı krizle bağlantısı vurgulanıyor.
Krizin, 7 Ekim saldırılarında ordunun başarısızlığa uğramasının ardından meşruiyetini kaybeden eski Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi'nin emekliye ayrılmasıyla başladığını söylüyor. Halevi, Başbakan Binyamin Netanyahu ve müttefikleri tarafından sistematik saldırılara maruz kalıyor ve askeri yapılanma içindeki otoritesini bile zayıflatmaya çalışıyor. Aylar süren baskılar sonucunda Halevi, Ocak 2024'te istifa ettiğini açıklamış, Mart ayında da resmen görevinden ayrılmıştı.
"Aile Konseyi"... Kararları kim veriyor?
Karar alma çevrelerine yakın kaynaklara göre, askeri ve güvenlik atamaları "Aile Konseyi" olarak adlandırılan ve üç kişiden oluşan bir kurul tarafından yönetiliyor:
Sara Netanyahu: Atamalarda son sözü söyleyen kişi.
- Binyamin Netanyahu: Sıralamada eşinden sonra geliyor.
- Yair Netanyahu (oğlu): Miami'den telefonla katıldı.
Buradaki kriterler tamamen kişiseldir, çünkü belgeler bunu ortaya koymaktadır: "Ailenin çıkarlarına kim hizmet ediyor? Protestocuları kim bastırıyor? Devletten para toplanmasını kim kolaylaştırıyor?" Hatta "Çarlık Köşkü" ve özel nükleer sığınağının işleri bile öncelikliydi.
Genelkurmay Başkanlığı mücadelesi: Eyal Zamir mi, David Zinni mi?
Halevi'nin yerine geçmesi beklenen doğal aday, Tümgeneral Eyal Zamir'di (Eski Savunma Bakanlığı Genel Müdürü), ancak ailesi, eski Savunma Bakanı Yoav Galant ile olan yakın ilişkileri nedeniyle Halevi'ye karşı çıktı.
Bunun yerine Sara Netanyahu, milyarder Şimon Falic'le (Netanyahu ailesinin başlıca finansörü) olan bağlantılarının desteğiyle, elit birliklerde görev yapmış eski bir subay olan Tümgeneral David Zinni'nin atanmasını destekledi. Ancak Zinni'yi savaş zamanında ordunun başına geçmek için niteliksiz bir tercih olarak gören mevcut Savunma Bakanı Israel Katz'ın muhalefeti, atamanın gerçekleşmesini engelledi.
Plan B: Genelkurmay yerine Şin Bet şefi
Sara pes etmedi ve Zini'nin, yasal uyarılara ve meslektaşlarının karmaşık bir kurumu yönetme becerisine ilişkin şüphelerine rağmen, Şin Bet iç güvenlik servisinin başına atanması için çabaladı. Bahane mi? "Rehine anlaşmalarına karşıyım... bu ebedi bir savaştır" şeklindeki kışkırtıcı açıklaması, Gazze'deki İsrailli tutukluların ailelerini öfkelendirdi ve kamuoyu yoklamalarına göre İsraillilerin %70'inin beklentilerine aykırıydı.
Gizli Gündem: Yüksek Mahkeme ile Çatışmayı Ateşlemek
Bu atama, Netanyahu'nun şu amaçları hedeflediği "kurumsal savaş" stratejisinin bir parçasıdır:
- Savaştaki başarısızlıklarından dikkati uzaklaştırmak ve esir sorununu yönetmek.
- Yüksek Mahkeme'nin atamayı reddetmesi halinde aşırı sağın öfkesini kışkırtmak, Yüksek Mahkeme'nin atamayı "Mizrahi ve dindar insanlara karşı taraflı" olarak nitelendirmesi.
- Kendisine karşı komplo kurduğu iddiasıyla "derin devlet" söylemini yaygınlaştırmak.
Riskler: Zini, atadığı kişiye karşı tavır mı alacak?
Tüm bu karışıklığa rağmen Zini'nin görevindeki geleceği şu nedenlerden dolayı belirsiz:
- Daha önce ordu emirlerini ihlal etmiş olması (ki bu durum daha önce ihraç edilmesine sebep olmuştur).
- Atanması resmî değerlendirme mekanizmalarına tabi değildir.
Yargıtay, "çıkar çatışması" nedeniyle kararı bozabilir.
Devlet içinde bir devlet olan
hikâye, kader belirleyici kararların nasıl ailevi ve kişisel çatışmalara indirgendiğini, savaş ve güvenliğin ise ameliyathanelerden ziyade bir "Sezar villası"nın emirleriyle yönetildiğini ortaya koyuyor.
İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nün (INSS) Şubat 2024'te yayınladığı bir analize göre, İsrail ordusu 7 Ekim saldırılarının ardından "benzeri görülmemiş bir varoluşsal krize" girdi ve İsraillilerin %84'ü ordunun liderliğine olan güvenini kaybetti (Dahaf Enstitüsü anketi).
Tümgeneral Herzi Halevi (eski Genelkurmay Başkanı), Aralık 2023'te Haaretz tarafından yayınlanan sızıntılarda ortaya çıktığı üzere, üst düzey subaylar tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Bir subay, komutanlığı "hükümdar ailenin evden emirler verdiği bir kaosun içinde" olarak tanımladı.
İsrail'in 12. Kanalı'nın 2024 Nisan ayında bildirdiği sızdırılan belgelere göre, Sara Netanyahu Zoom üzerinden güvenlik toplantılarına katılırken, Yair Netanyahu'nun (oğlu) Miami'den memur atamalarıyla ilgili geri bildirimde bulunduğu belirtiliyor.
Hayfa Üniversitesi'nde istihbarat uzmanı olan Profesör Uri Bar-Joseph, "Olan şey askeri kurumun sistematik bir şekilde ortadan kaldırılmasıdır. Atamalarda kişisel sadakat belirleyicidir, yeterlilik değil. Bu, güvenlik felaketinin reçetesidir." yorumunu yapıyor.
Genelkurmay Başkanı Savaşı: Bir Belge Milyarder Valek'in Katılımını Ortaya Çıkarıyor
Calcalist'in (Mart 2024) araştırma raporunda, aileye yakın bir milyarder olan Şimon Falic'in, Tümgeneral David Zini'nin kardeşi Şmuel Zini aracılığıyla, Netanyahu'nun seçim kampanyasına fon sağlanması karşılığında kendisini Genelkurmay Başkanı olarak ataması için baskı yaptığı ortaya çıktı.
Savunma Bakanlığı bu haberi yalanladı, ancak isminin açıklanmasını istemeyen eski bir bakan Yedioth Ahronoth'a şunları söyledi: "Falic tahtı hareket ettiren gölgedir. Villasındaki nükleer sığınak bile kamu fonlarıyla inşa edildi."
Zini'nin Genelkurmay Başkanlığı görevine atanması neden başarısız oldu?
Ordu belgelerine göre, Mayıs 2024'te Kanal 14 tarafından ele geçirilen gizli bir Şin Bet yazısında, Zinni'nin stratejik planlama konusunda deneyiminin olmadığı ve hizmeti sırasında (1998-2002) askeri emirleri reddettiği konusunda uyarıda bulunuldu.
Tümgeneral Avigdor Kahalani (eski bir Şin Bet komutanı) şöyle açıklıyor: "Şin Bet bir milis kulübü değildir. Savaş zamanında tartışmalı bir subay atamak, örgütü Hamas ve Hizbullah karşısında zayıflatır."
Zinni'nin Şin Bet başkanlığına atanması: Siyasi intikam mı, anayasal tuzak mı?
Anayasa hukuku uzmanı Avukat Eli Malek, İbranice Globes gazetesine verdiği röportajda, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin bu atamayı iki nedenden dolayı geçersiz kılabileceği uyarısında bulundu: birincisi, İsrail Başsavcısı Talia Einhorn'un görevden alınmasının ardından bağımsız bir atama komitesinin kurulmamış olması ve ikincisi, Zini'nin Askerlik Hizmeti Yasası'nın 17. maddesini ihlal etmiş olması.
Tutukluların aileleri yaptıkları açıklamada, "Zini çocuklarımızın hayatını tehdit ediyor. Anlaşmalara karşı yaptığı açıklamalar savaşı sürdürmek için bahane olarak kullanılıyor." dedi.
Gelecek Senaryoları: Savaşı Kim Kazanacak?
- Karşı karşıya gelme senaryosu: Mahkeme atamayı iptal ederse Zinni sağcı medyada "şehit" olarak anılacak, diyor Profesör Tamar Herman (Herzliya Demokratik Merkezi).
- Yerleşim senaryosu: Zinni, Nir Ben-Shushan'da (2016) olduğu gibi sembolik bir göreve atanabilir.
Ancak, eşi benzeri görülmemiş bir uyarıda bulunan Amos Harel (Haaretz'in güvenlik işleri muhabiri) şöyle diyor: "Aile İsrail'i iç savaşa doğru itiyor. Ordu artık komutanlarının değil, Sezariye'deki bir villanın kontrolü altında."
Walla haber sitesinde pazar günü yayınlanan bir haberde, İsrail'deki krizin, "aile çiftliği" haline gelen bir devletin "hızlanan çöküşü" olduğu iddia edildi.
Kaynak: Walla! İbranice web sitesi
Güncellenme Tarihi : 26.5.2025 12:58