Gündem
  • 5.6.2006 10:40

"İKİŞER İKİŞER DEVAM EDECEĞİZ ÇOCUK YAPMAYA"

Tüp bebek erkek ikiz çocuklarıyla hayatları değişti. Şimdiki hedefleri ise kız çocuk hem de ikiz!.

Bugünkü konuklarım 18 yıldır mutlu bir şekilde evliliklerini sürdüren, müzik dünyasının ünlü çifti Eda ve Metin Özülkü. Göztepe'de saray yavrusunu andıran evlerinde bizi kabul ettiler. Eve ilk girişte çocuk sesleri ortalığı kırıp geçiriyordu. Eda ve Metin çiftiyle sohbete başlar başlamaz, yıllardır çocuk özlemiyle yanıp tutuşurken hayatlarındaki bu tatlı değişikliği sordum... İkisi de çok ilginç açıklamalarda bulundu...

- Yıllarca çocuk özlemi çektiniz. Dile kolay tam 18 yıl bugünleri beklediniz. Tüp bebek yöntemi ile nihayet 2 tane sağlıklı oğlunuz oldu. Duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?

E- Hayatım daha yoğun bir döneme girdi. İşle annelik birlikte yürüyor. Kendimizi daha bir aile gibi görüyoruz. Çünkü yıllarca biz aynı evde iki kişi yaşadık. Hâlâ da inanamıyoruz, bu çocuklar bizim mi diye. Ama öyle çabuk büyüyor ve gelişiyorlar ki. Bu çok güzel bir duygu.

M-Baran ve Volkan'ın doğmasıyla birlikte benim hayatımda çok büyük değişiklikler oldu. Çünkü daha sakin bir hayat yaşıyorduk. Çocuklarla birlikte benim bütün düzenim değişti. Eskiden çok geç saatlere kadar müzikle uğraşıyordum. Son 2 yıldır, en geç akşam 9'da evde oluyorum. İş üretme performansım düştü. Fakat inanılmaz da bir sorumluluk yüklendi. Ben çalışmalara başladım bu arada!!!

- Hayırdır, yeni proje mi Metin Bey?

M-Yok. 2 tane de kız olsun diye tüp bebek çalışmalarına başladım. O iki adet kızı bulana kadar tüp bebek yapmaya devam! Ben çocuklarla çok mutlu oluyorum. Onun için ikişer ikişer devam edeceğiz çocuk yapmaya.

"Psikolojik bir sıkıntı var üzerimde"

- Eda Hanım, eşinizin bu çalışmalarına ne diyorsunuz?

E- Metin Bey'in söylediği doğru. Tüpler biterse havagazı, doğalgaz devam edeceğiz yola. Taa ki tek de değil, iki kız bulana kadar.

M- Babalık hakikaten çok farklı bir şeymiş. Şimdi hayatımın her adımının hesabını vermem gereken birileri var. Meselâ çocuklar yokken bir tek Eda vardı bekleyen. Meğerse her şey o değilmiş. Çocuk başka bir şey. Ne kadar çok olursa o kadar da güzel. Çocuk benim kendim gibi bir şey. Ama karı koca öyle olmuyor. Çocuklar için yaşamak zorunda olduğumu hissediyorum. Onun verdiği psikolojik bir sıkıntı var üzerimde. Bunun üstesinden gelmeye çalışıyorum. Tabii ki yaşım da 25-30 değil. 40'lı yaşlardayım. O yüzden enteresan bir gerginliğim var. Kendi içimde yaşadığım ve kimseyle paylaşmadığım. Sadece kendimi bildiğim, öyle bir sorun yaşıyorum aslında. Ama öyle güzel şeyler ki, hepsine değer çektiğim dertlerin. Bir de şimdi ikiz kızımız olursa. Başladık hazırlıklara. Çivi çiviyi söker diye boşa dememişler. Eğer bu ikizler de erkek olursa, kız olana kadar devam. Kesin kararlıyım.

Mutluluğun sırrı: Hoşgörü ve sabır

- Bir yandan müzik, diğer yandan mutlu bir evlilik. Bunun sırrı nedir?

E- Bunun sırrını biz de bilmiyoruz. Sır diye bir şey yok. Bu hep bize soruluyor. Yıllar böyle geliyor geçiyor, gidiyor. Yani saygı, sevgi hepsi içinde sanırım. Böyle söyleyince de insanlara itici geliyor. Ya da bana itici geliyor artık. Özel bir çabam yok. Böyle gidiyor işte.

M- Bunun sırrı benim engin hoşgörü ve sabrıma dayalı herhalde. Başka türlü yürümez zaten. Her evlilikte atışmalar, zaman zaman problemler, gerginlikler, tartışmalar oluyor. İlişkinin gelişmesi açısından iyi bir şey. Yoksa her şey süt liman, toz pembe, hep mutlu, hep saadet, hep bolluk, refah olduğu zaman hayatın da bir tadı kalmıyor.

Fabrika iflasta!

- Metin Bey, müziğe hiç küstüğünüz ve bu işi artık yapmam dediğiniz oldu mu?

M- Yani keşke öyle bir şansım olsaydı. Bir ara 90'lı yıllarda, daha doğrusu yine sektör zor dönemlerdeydi ve profesyonel hayatım da müziğe bağlı olduğu için doğal olarak da, bu işi yapmasam ne yapayım diye düşündüğüm oldu. Ama ben gözümü müzikle açtığım için çalışmak ve üretmek zorundaydım ve bu yola devam ettim. Ve hayatımın sonuna kadar da bu işe devam edeceğim.

- Siz bir beste fabrikatörüsünüz, her isteyene beste veriyor musunuz?

M-Fabrika iflâsta. Seçici olmaya çalışıyorum tabii ama nereye kadar. Sonuçta profesyonel besteciyiz. Bu işten de para kazanmamız gerekiyor.

"Eda benim ‘Çok şükür’ dediğim eşim"

- Eda Hanım bana biraz eşinizi anlatır mısınız? Sonra da Metin Bey, siz anlatacaksınız...

E- Metin çok çalışkan, sakin, kendi halinde biri. Sonra mükemmel bir baba. Bu arada çocukların profili aynı babaları.

M- Eda yanımda yokken çok özlediğim ama yanımdayken de kaçmaya çalıştığım bir ilişki ve eş. Ben geceleri kendime özgü dua ederim ve Allah'a şükrederken muhakkak şükürler olsun, Eda benim eşim diyorum. Ben her gece dualarımda Eda'ya yer veriyorum. Onunla küçük bir yaşta tanıştım. Evlilik şans işi de olsa doğru bir tercih yapmışım. Çünkü o zamanlar her şeyi aşka benzetmek kolay. Küçüksün, toysun, anlayacağınız Eda benim çok şükür dediğim eşim. Ama biz asla birbirimize çok fazla hayatım, canım, cicim, sen bir tanesin, iki tanesin falan filan yapmıyoruz. Nedendir bilmiyorum. Doğru olduğunu söylemiyorum bunun ama ben daha çok içimde yaşıyorum her şeyi. Eda da öyledir.

- Gece hayatını sever misiniz?

M- Yoğun bir gece hayatımız var bizim. Ama evin içinde. Gerçekten yoğunuz biz. Çünkü beste ve müzik çalışmalarımı genellikle gece 12'den sonra yaparım. Eda ile sabah 5'lere kadar çalışırız. Onun dışında barlara ancak çalıştığımız zaman program için gideriz.

- Ev işlerinde eşinize yardım eder misiniz?

M- Evde iki yatılı bir yatısız, bir de yedek 4 bayan çalıştırıyoruz. Artık müsaade edin de ben yardım etmeyeyim.

 

(Saadet GÜRSES-bugün)

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 05:02

İLGİLİ HABERLER