Ekonomi
  • 10.4.2002 12:30

IMF: KISA VADELİ ÇÖZÜMLER PEŞİNDE KOŞMAYIN

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA- IMF Türkiye Temsilcisi Odd Per Brekk ''Hükümet, kısa vadeli sorunları çözebilmek için, uzun vadede fayda sağlayacak sürdürülebilir büyüme temel stratejisinden sapmamalı'' dedi. Brekk, Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen ''Ekonomik Krizde Çıkışta IMF Politikalarının Değerlendirilmesi'' konulu panelde yaptığı konuşmada, mevcut büyüme oranından daha yüksek sürdürülebilir büyümenin, yoksul kesim başta olmak üzere tüm Türk halkının yararına olduğunu söyledi. Brekk buna karşılık, kısa vadeli sorunlara çözüm bulmak için program stratejisinden sapılması durumunda, geçmişte olduğu gibi kriz sarmalına girebileceğini ve bundan kimsenin fayda sağlamayacağını kaydetti. Hükümetin, ekonomik program çerçevesinde bazı pozitif ekonomik gelişmeler sağladığına işaret eden Brekk, son 2.5 yıla bakıldığında, ekonomik büyümedeki gerilemeye rağmen, bütçe disiplinden ödün verilmediğini, sağlam bir bankacılık, özelleştirme ve bağımsız merkez bankası için bir dizi önlemlerin alındığını, bütün bunların IMF'nin mali paketiyle desteklendiğini hatırlattı. Enflasyon ve faizlerdeki düşüş Brekk, bütün bu gelişmeler çerçevesinde enflasyonun düşmeye başladığını, Mart ayı enflasyonun sadece yüzde 1'in biraz üstünde olduğunu, bunun da enflastyonist beklentilerin kırılmaya başladığını gösterdiğini söyledi. Faiz oranlarının, beklenenden daha hızlı düştüğünü, ödemeler dengesinin tahmin edilenden daha iyi bir pozisyona ulaştığını anlatan Brekk, bütün bu gelişmelerin, makro ekonomik ve mali istikrar, dolayısıyla ekonomik büyüme için gerekli olduğunu ifade etti. Brekk, bütçe pozisyonu, daha sağlıklı bir bankacılık sistemi ve dalgalı kuru konularına bakıldığında, hepsinin eşit öneme sahip olduğunu, bütün bunların sonucunda alınan önlemlerle Türkiye'nin, iç ve dış ekonomik çalkantıların sebep olabileceği daha büyük ölçekli bir kriz ihtimaline karşılık, 1-1.5 yıl öncesine göre çok daha iyi durumda olduğunu söyledi. Hükümetin stratejisinin nihai ölçütünün, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlayıp sağlayamayacağı olacağını dikkati çeken Brekk, enflasyon, faiz oranları ve ödemeler dengesindeki gelişmelerin sağlam bir ekonomik büyüme için temel oluşturacağını, bu nedenle kendilerinin de 2002 yılı için ortaya konulan yüzde 3'lük büyüme hedefini ulaşılabilir gördüklerini ve ihracatın da artış gösterdiğini kaydetti. "2001, Türkiye için zor bir yıl oldu" 2001 yılının Türkiye için zor bir yıl olduğunu ve bunun üstesinden gelineceğine inandıklarını ifade eden Brekk, ekonomik programın temelini oluşturan sürdürülebilir büyüme için 3 temel unsurdan bahsederken, şöyle konuştu: ''Türkiye, büyük bir büyüme potansiyeline sahip olmasına rağmen, bunu tam olarak kullanamamıştır. 1960'lı yıllarda yüzde 5.5 olan yıllık ortalama büyüme, 1990 yıllarda yüzde 3 düzeyine indi. 1994'den bu yana Türkiyeden yaşanan 3 ciddi krizin ikisi, mali krizlerin tetikleşmesiyle olmuştur. Enflasyon yükselirken, ekonomik büyümede düşme yaşandı. Bir çok gelişmeye rağmen bankacılık, devlet müdahalesi ve doğrudan yabancı sermaye gibi sorunlar, yüksek enflasyon, ekonomik büyümenin önünde bir engel oluşturmuştu. Hükümetin ekonomik programı, büyümeyi sağlamayı amaçlamaktadır.'' Ekonomik programın, kamuda şeffaflık ve etkinliği temel aldığını, kamu sektöründe yüzde 6.5 oranında faiz dışı fazlayı hedeflediğini hatırlatan Brekk, bütçede sağlık eğitim ve sosyal harcamaların diğer kalemlerin harcamaların kısılmasıyla gerçekleşeceğini söyledi. Enflasyon hedeflemesi yılsonuna doğru Vergi politikasının daha etkin ve adil olacağını, Merkez Bankası'nın bağımsızlığıyla birlikte enflasyon hedeflemesinin gündeme geldiği anlatan Brekk, Merkez Bankası'nın bu yıl sonuna doğru resmi bir enflasyon hedeflemesine geçmesini ümit ettiklerini, bu çerçevede faiz oranlarının düşmesiyle büyümenin sağlanacağını kaydetti. Geçmiş krizlerde zayıf bankacılık sistemini önemli bir rol oynadığını, bu çerçevede kamu bankalarında yeniden yapılanma başlatıldığını anlatan Brekk, özel bankaların güçlendirilmesine yönelik önlemler alındığını da vurguladı. Brekk, bu önlemler çerçevesinde, bankacılık sisteminin daha da güçlenerek kaynakların daha verimli alanlara gitmesi, bunun sonucunda büyümenin sağlanmasını beklediklerini söyledi. Program çerçevesinde, iç ve dış yatırımı artırmak için yatırım ortamının geliştirilmesinin hedeflendiğini de vurgulayan Odd Per Brekk, bu çerçevede enerji, Telekom, ulaştırma, gibi alanlarda özelleştirmenin canlandırılarak, yatırım için cazip bir ortam amaçlandığını kaydetti. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:26

İLGİLİ HABERLER