Türkiye'nin IŞİD sürecinde Suriye üzerine uyguladığı politikanın doğru olduğunu söyleyen Yıldıray Oğur, Rusya ve İran'ın beklenenden fazla silahlandırma yaptığını, Amerika ve Türkiye'nin bu konuda yanıldığını ileri sürdü. Türkiye muhalifleri silahlandırsaydı bugün sonuç farklı olurdu diyen Oğur konuyla alakalı şu sözleri kaydetti:

 

"Türkiye'nin Suriye politikasının doğru olduğunu düşünüyorum, bir devlet için fazla idealist hatta"

 

Türkiye İran ve Rusya'nın bu kadar savunmaya geçeceğini, bu kadar çok silah yığdıracağını, Amerika ile birlikte düşünemedi. Türkiye ve Amerika bu çerçevede muhalifleri onlar kadar desteklemedi. Türkiye muhalifleri silahlandırsaydı bugün farklı bir şey görüyor olurduk. Türkiye, Özgür Suriye Ordusuna destek verdi, bunu açık bir şekilde yaptı.

 

İNGİLTERE O MİLİTANLARI IŞİD'E BİLEREK GÖNDERDİ

 

Türkiye, Suriye ile sınır komşusu olsa da IŞİD'e katılım sıralamalarına baktığımızda ilk 10'da bile değil diyebiliriz. Bu cihadist katılıma İngiltere Almanya ve Fransa gibi ülkelerden daha çok katılım gösteriliyor. Bu ülkelerin bu cihadist yaklaşım için ahlaksızca bir politikası oldu. Ülkelerindeki riskli buldukları cihadistleri bilerek göndermek istediler ve durdurmadılar. Türkiye'ye bu konuda bilgi verebilir veya durdurabilirlerdi fakat buna engel olmadılar. Türkiye'ye geldiler onlar da. Türkiye bu konuda çeşitli girişimlerde bulundu ve yaklaşık olarak 6.000 kişiyi sınırdışı etti.

 

PKK siyaseti, Suriye ve IŞİD krizini fırsata çevirme yönünde bir politika izledi. Kendi siyasetlerini bunun üzerinden kurma siyaseti izlediler. Barzani de bu konuda baya hedef oldu. Bu çalışmalar üzerinden PKK siyaseti Güney Kürdistan ve Kuzey Irak dediğimiz bölge, Türkiye'deki rakipleriyle didişti. IŞİD Suriye ordusundaki en iyi rus silahlarını aldıktan sonra Amerika'nın da bir çok silahına el koydu. IŞİD'e yönelik saldırı olmasın, hava bombardımanı olmasın görüşüne çok sıcak bakmıyorum, bu bakış açısının doğru olduğunu düşünüyorum.

 

Böyle bir örgütün durdurulması için ya muhalif tarafı güçlendireceksiniz ya da büyük güç olarak o bölgeye gelip kendiniz son vereceksiniz. Ellerinde güçlü silahları olan gözükara bir örgütten bahsediyoruz. Kobaniye girerlerse katliam yapacaklar. IŞİD'in en kısa sürede durdurulması gerekir. Karşılarında sadece ordular yok, kendilerini korumaya çalışan küçük örgütler var. Bu noktada PKK siyaseti hem Barzani'ye karşı hem de Türkiye'ye karşı çok hem kendi medyaları üzerinden kara propaganda yaparak, hem de onları kendi yenilgilerinin sorumlusu ilan etmeye çalıştı. Burada çok ahlaklı bir tavır göstermedi.

 

Sıcak bölge olarak görülen ve uzun yıllar süren çatışmaların ana merkezi olan Ortadoğu'ya ilişkin Ali Bayramoğlu'nun Ortadoğu'daki son durum sorusuna cevap veren İbrahim Kiras, Türkiye'nin sessiz kalmaması bir hamle girişiminde bulunmasının doğru olacağını öne sürdü.

 

Çözüm sürecinden de başlıklar veren Kiras, konuyla alakalı şu sözleri kaydetti:

 

Türkiye'nin bu sıcak bölge için bir hamle yapmasının gerekliliği kanısındayım. Önemli olan bunun ayrıntılarının ne olup ne olmayacağı. Irak'ta çok uzun zamandır mücadele ettikleri özerk, yarı bağımsız bir devleti elde etmiş durumda bir kürt nüfus bulunuyor. Türkiye'ye bakacak olursak bu süreç içerisinde barış süreci ciddi anlamda kürtlerin büyük çoğunluğu tarafından satın alınmış ve Türkiye'nin geleceğine ilişkin ümit dolu bir yaklaşım halim Türkiye'nin kürt vatandaşlarında.

 

Bölgedeki Kürt Siyaseti üzerine çeşitli açıklamalar yapan Yıldıray Oğur PKK'nın bu süreç içerisinde nasıl bir görev üstleneceğini, aktif bir rol oynayıp oynamayacağına değinerek, PKK'nın nasıl bir siyaset izlemesi gerektiği hakkında konuştu.

 

PKK'nın çözüm sürecinin de seyrini değiştiren yeni bir girişimde bulunduğunu bu konuda somut adımların da atıldığını ileri süren Oğur konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu:

 

"PKK ile ne yapacağız" sorusuna uzun süredir cevap aranıyor. Savaşmayı daha iyi bilen bir gerilla örgütü var orada sonuçta. Kürt siyaseti daha fazla dost kazanarak, diplomatik bir siyaset yürüterek uluslararası bir aktör gibi davranmalı, bu tarz bir siyaset izlemeli. Yalçın Akdoğan'la HDP'li vekiller görüştü bu konuda bir kaç adım atıldı. Demirtaş da ABD'ye giderek bu konuda çeşitli görüşmeler yaptı.