Gündem
  • 2.4.2008 10:12

İŞTE, ANAYASA MAHKEMESİ KARARININ PERDE ARKASI...

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılması istemiyle açılan iddianameyi görüştüğü tarihi toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e siyaset yasağı istenmesi damgasını vurdu. Diğer bütün konularda iddianamenin iadesinin gerekmediği konusunda görüş birliğine varan Anayasa Mahkemesi heyeti, Gül’e siyaset yasağı konusunda görüş ayrılığına düştü.

Edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül’e siyaset yasağı istenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu savunan Başkan Haşim Kılıç ile üyeler Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli, Cumhurbaşkanı hakkında sadece “vatana ihanet” suçlamasıyla TBMM’nin 4’te 3’ünün oyuyla ceza istenebileceğini hatırlattı. Bu üyeler siyaset yasağının da bir tür ceza olduğunu savunarak böyle bir cezanın istenemeyeceği görüşünü dile getirdi.

Davanın yeni açıldığına dikkat çeken üyeler, Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde, AKP hakkında dava açılmasına gerek görülmediğini anımsattı. Bu üyeler, AKP’nin laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı haline geldiğinin iddia edildiği son 6 aylık dönem içerisinde ise Gül’ün partiyle bağının olmadığını vurguladı.



“İddianameden çıkaralım”

Bu 4 üye, Gül’e istenen siyaset yasağı nedeniyle iddianamenin iade edilmesi veya sadece Gül ile ilgili bölümünün çıkarılarak AKP’ye gönderilmesi seçeneklerini de dile getirdiler.

7 üye ise Gül’e istenen siyaset yasağının bir ceza değil, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nun öngördüğü bir “tedbir” olduğunu belirterek

4 üyenin görüşüne karşı çıktı. Bu üyeler, iddianamede Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonraki beyan ve işlemlerinin siyaset yasağı konulmasına ilişkin deliller arasında gösterilmediğini vurguladılar.

MHP’ye dava açılmaması

Üyeler, bu konuda, üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliğinin iddianamedeki en önemli delil olmasına rağmen bu değişiklikte imzası olan MHP’ye dava açılmadığına dikkat çekti. Üyeler, MHP’ye dava açılmamasının Anayasa değişikliğinin, tek başına davanın açılmasına yetmediğini gösterdiğine dikkat çektiler. Üyeler, geçmiş tarihli eylemlerin de iddianamede sıralandığını, Gül’ün eylemlerinin de bu kapsamda iddianameye alındığını vurguladı. Bu üyeler, Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu dönemdeki eylemlerinin delil olarak sayılmadığına dikkat çekerek türbanla ilgili Anayasa değişikliklerine imza atmasını örnek gösterdiler.

Kararın gerekçeleri

Anayasa Mahkemesi, Gül’e siyaset yasağı istenmesi dışındaki konularda ise iddianamenin kabul edilmesine oybirliği ile karar verdi. Heyet, raportör Osman Can’ın iddianamenin iadesi konusu olabileceğini belirttiği konuları tek tek ele aldı. Yüksek Mahkeme, iddianamedeki birçok delilin basında çıkan haberlerden alınmasının iade nedeni olamayacağı sonucuna vardı. Mahkeme, haberlerin maddi birer olguyu gösterdiğini, partinin bunlara itiraz etmesi halinde bunun davanın esası görülürken ele alınacağını belirtti.

Dokunulmazlık sorunu

Anayasa Mahkemesi, suç olduğu mahkeme kararıyla kesinleşmemiş iddiaların kapatma davasında delil olarak gösterilmeyeceği itirazına ise “Başbakan, bakanlar ve milletvekillerinin dokunulmazlığı var. Kesin mahkeme kararını aramak siyasi partilerin Anayasa’ya aykırı eylemlerinin denetlenmesini olanaksız hale getirir” gerekçesiyle yerinde bulmadı.

(VATAN)

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 12:46

İLGİLİ HABERLER