İŞTE BİR MEDYA ÖZELEŞTİRİSİ...HABERTÜRK'ÜN SAHİBİ GÜLDEMİR, KENDİ ELEMANI CAN ATAKLI'NIN YANLIŞLARINI YAZARAK GÖSTERDİ
KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Geçmişi çok kısa olmasına rağmen İnternet medyası, medya dünyasına dersler vermeye devam ediyor.Bunun en ilginç örneklerinden birisi bugün Habertürk'te yaşandı.Habertürk'ün yazarı ve Habertürk TV'nin yorumcusu olan Can Ataklı, dün gece Sabah grubuna yüklendi.Ataklı'nın yorumlarının eleştiri sınırlarını aştığını farkeden grubun sahibi Ufuk Güldemir,Ataklı'yı telefonla aramak yerine, yapılan yanlışların yer aldığı bir yazı yayınladı.Güldemir yazısında;"sana telefonla da iletebilirdim. Ama bunu yapmayı kendime yediremedim, bu yüzden açık açık yapmaya karar verdim.Sevgili Can, senin düşünce özgürlüğün bizim hayat suyumuz. Ama, Babıali'nin tek yazı yazabilen gazeteci patronu olarak ben de düşüncelerime gem vurmak istemiyorum. Sen düşünce özgürlüğünü sonuna kadar kullanmakta özgürsün, ama ben de..." dedi.
İŞTE GÜLDEMİR'İN YAZISI;
Sevgili Can, dün gece Sabah gazetesi ile ilgili yaptığın yorumda getirdiğin iki açı beni son derece rahatsız etti. Bu rahatsızlığı belki, sana telefonla da iletebilirdim. Ama bunu yapmayı kendime yediremedim, bu yüzden açık açık yapmaya karar verdim. Önce telefon yerine yazı yazmayı tercih etmemin nedeni:
Habertürk, yazarlarına, yorumcularına, programcılarına, anchorlarına müdahale etmemekle gurur duyuyor. Bunun herhalde en iyi tanıklarından birisin. Ama Habertürk bir şeyle daha gurur duyuyor: Türk gazeteciliğini uzun yıllardır özlenen ''gazetecilik'' çizgisine çekmekle de. Hiç bir ''başka'' niyet olmaksızın, bir çıkar beklemeden, ihale peşinde koşmadan, kimseye düşmanlık yapmadan, haber neyse vererek... Nitekim bu önemli fark nedeniyledir ki, Sabah gazetesi hakkında bir çok haber yayınlayabiliyoruz ve bu yüzdendir ki, Sabah gazetesindeki akıllı insanlar Habertürk'ün gazetecilik kaygısından başka hiç bir kaygısı olmadığını biliyor. Çünkü yalan yok, belge var, haber var.
Ama dün gece bu sınırı aştığımızı düşünüyorum.
Sabah gazetesi, evine haciz gönderdiğinde Habertürk ailesi olarak arkanda durduk. Haklı olduğunu düşünüyorduk. Ama haklılığın dün gece iki noktada gölgelendi. Birincisi, Sabah gazetesinde ''geride kalanların mühim adam olmadığı, batsa da bir şey olmayacağı'' mealindeki yorumun, diğeri de, Mehmet Ali Bayar haberinin büyütülmesi ile Sabah'ın mali sorunları arasında irtibat kurman. Bunun en azından Mehmet Ali Bayar gibi bütün iyiniyetiyle ülkesine hizmet için adım atan bir adama haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bü tür adamları sen de daha ilk günden çeşitli ''kombinasyonlar'' içinde gösterirsen, biz bu ülkeyi, senin de hep haklı olarak üstünde durduğun, hortumculuktan nasıl kurtaracağız?
Bir insanın evine haciz gönderilmesi, evindeki kızının tacize varır bir şekilde rahatsız edilmesinden kaynaklanan isyanını anlıyorum ve paylaşıyorum... Ama senin bunun dahi üstüne çıkabilecek kadar önemli bir gazeteci olduğunu düşünüyorum. Sana bugüne kadar çamur atanlar bir bir medyadan elenirken, Can Ataklı, bir gazetecilik abidesi olarak hala ayakta. Biz Habertürk'de hergün seninle birlikte olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyoruz ve bu kader arkadaşlığıyla gurur duyuyoruz.
Sevgili Can, senin düşünce özgürlüğün bizim hayat suyumuz. Ama, Babıali'nin tek yazı yazabilen gazeteci patronu olarak ben de düşüncelerime gem vurmak istemiyorum. Sen düşünce özgürlüğünü sonuna kadar kullanmakta özgürsün, ama ben de...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:39