İŞTE İDDİANAMEDEN ÇARPICI BAŞLIKLAR!..
''Ergenekon'' davası iddianamesinde, ''Dosyada elde edilen delillerin yapılan incelemelerinde, tüm şüphelilerin Ergenekon yapılanması altında değişik isim ve faaliyetlerle belirtilen kurum, dernek ve platformlar ile medya kuruluşlarında örgüt adına faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır'' denildi.
İddianamede, İP Genel Merkezinde 3 adet ruhsatsız silah, birçok örgütsel içerikli doküman, Genelkurmay Başkanlığı ve değişik askeri şahıslar ile MİT Müsteşarlığına ait birçok gizlilik ibareli belgenin bulunduğu anlatıldı.
İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında yapılan araştırmalarda, kamuoyunda Danıştay'a yönelik saldırıyla ilgili olarak Osman Yıldırım'ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği ek ifadesi üzerine, Adalet Bakanlığından alınan izine istinaden, bu şüpheli ve dosyada bulunan deliller çerçevesinde Danıştay dosyası sanıkları ve ''Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği'' dosyası olarak bilinen dosyada tutuklu sanıkların olayla alakalı beyanlarının alınması için Ankara Sincan'daki cezaevine gidilip, ilgili şahısların beyanlarının alındığı anlatıldı.
''Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve Danıştay saldırısıyla alakalı olarak doğrudan doğruya Veli Küçük ve Muzaffer Tekin'in bu olayın planlayıcısı ve azmettiricisi oldukları yönündeki beyanlar dosyaya konuldu'' denilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
''Beyanı alınan sanıkların Danıştay dosyasında mahkum oldukları ve hükmen tutuklu bulundukları, alınan beyanların doğrudan Danıştay saldırısına ilişkin olayın perde arkası ve Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla arasındaki irtibatlar üzerine olduğundan ve sanıkların eylemleri hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince bir hüküm tesis edilmiş olduğundan, alınacak ifadelerin yargılanmış sanıkların dosyadaki delil ve olayın işleniş şekline etki etmeyeceği, ancak orada gündeme gelmemiş konularla alakalı olması sebebiyle tanık sıfatıyla CMK'nın 48. maddesi de hatırlatılmak suretiyle alınmıştır. Rıza gösteren tanıkların beyanları alınırken anlatımları da kameraya alınmıştır. Bu husustaki tutanaklar ile kamera kayıt ve çözümleri dosyamıza eklenmiştir.''
İddianamede, ''mafya bağlantılı çıkar amaçlı suç örgütü liderleri'' başlığı altında, ''Ergenekon'' terör örgütü dokümanlarında bulunan ''Mafianın Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)'' isimli doküman içeriğine göre şüpheliler Veli Küçük, ''Zafer'' kod adlı Muzaffer Tekin ve ''Paşa'' kod adlı M. Fikri Karadağ ile irtibatları bulunduğu ileri sürülen ''Reis'' kod adlı Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay, Mehmet (Hadi) Özcan, Yakup Kürşat Yılmaz ve Yaşar Öz'ün şüpheli sıfatıyla beyanlarının alındığı, yine dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre ismi geçen Alaattin Çakıcı, Nuri Ergin ve Vedat Ergin'in tanık sıfatıyla ifadeleri alınıp dosyaya eklendiği belirtildi.
İddianamenin ''tanıklar ve gizli tanıklar'' bölümünde ise Cumhuriyet Başsavcılığına dosyada irtibatlı görülen birçok kişinin tanık sıfatıyla ifadesi alınmak için çağrıldığı, bazı kişilerin tanık olarak açıktan ifade vermelerine rağmen, bazı kişilerin ise örgütün tehlikeli olması ve can güvenlikleri endişesiyle gizli tanık olarak ifade verdikleri ve bazılarının da devlet tarafından tanık koruma programına alınmaları taleplerinde bulundukları ifade edildi.
''Ergenekon'' davasının iddianamesinde, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Emekli Tuggeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve avukat Kemal Kerinçsiz'in de aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar ile Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun da aralarında bulunduğu tutuksuz sanıklara ilişkin iddialar tek tek yer alıyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 2 bin 455 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklardan Doğu Perinçek ''silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek'', ''zorlu hükümeti ıskata teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik'', ''Açıklanması yasak belgeleri temin etmek'', Veli Küçük ''silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik'', ''zorla hükümeti ıskata teşebbüs'', ''kasten öldürmeye azmettirmek'', ''korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atmaya azmettirmek'', ''mala zarar vermeye ve ruhsatsız patlayıcı bulundurmaya azmettirmek'', Muzaffer Tekin ''silahlı terör örgütü yöneticisi olmak'', ''zorla hükümeti ıskata teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik'', ''devletin güvenliğine ilişkin belgeleri bulundurmak'', ''tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurmak'', ''mala zarar vermek'', ''kasten öldürmeye azmettirmek'', korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde atma suçlarına azmettirmek'', avukat Kemal Kerinçsiz de ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik'', ''devletin güvenliğine ilişkin bilgileri bulundurmak'' ve ''hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek'' ile suçlanıyor.
İddianamede, tutuksuz sanıklardan İlhan Selçuk ''silahlı terör örgütü kurma, yönetme'', ''zorla hükümeti ıskata teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik'', Kemal Alemdaroğlu ''silahlı terör örgütü kurma, yönetme'', ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı silahlı isyana tahrik etmek''le suçlanıyor.
İDDİANAMEDE ÖRGÜTÜNÜN AMAÇLARINA DA YER VERİLDİ
Ergenekon iddianamesinde, Cumhuriyet Gazetesi'nin bombalanması ve Danıştay saldırılarının ''Ergenekon'' terör örgütünün planlaması ve azmettirmesi ile gerçekleştirildiğinin tespit edildiği anlatılarak, ''Şüpheliler, bu örgütle çeşitli süreçler sonunda devletin tüm birimlerine sızıp devleti ele geçirmeyi amaçlamaktadırlar'' denildi.
Terör suçlarına yer verilen iddianamede, ''Yapılan soruşturma sonucu, ''Ergenekon terör örgütü''nün Türk Ceza Kanunu'nda belirtilen ve terör suçu olarak kabul edilen suçlardan, Türk Ceza Kanunu'nun; 312, 313, 314 ve 315. maddelerindeki suçları işlediklerine dair yeterli delil elde edilmiştir'' denildi.
İddianamenin terör amaçlı suçlar ve legal görünüşlü faaliyetler bölümünde ise şüphelilerin terör örgütü adına gerçekleştirmeyi düşündükleri bütün gelir getirmeye yönelik suçların tamamının da ''Ergenekon'' terör örgütünün idamesi ve devamlılığı için yapıldığı, ''Ergenekon'' terör örgütünün amaçlarına ulaşmada lazım olan finansal desteğin sağlanması maksadıyla gelir getirici legal ve illegal alanlarda faaliyetleri gösterdikleri dile getirildi.
İddianamede, ''Şüpheliler bu örgütle çeşitli süreçler sonunda devletin tüm birimlerine sızıp devleti ele geçirmeyi amaçlamaktadırlar. Kurulan istihbarat birimi ile de bu amaçlarına ulaşmayı hedeflemekte, kurulan ulusalcı vakıf ve dernekleri istihbarat elde etmede kullandıkları gibi, çeşitli internet siteleri ve yayın kuruluşlarını da hem baskı unsuru hem de örgütün amacının propagandasını yapmaktadırlar'' denildi.
İddianamede ''Darbe yapmak İçin Zemin Oluşturulması Amacıyla Kaos ve İç Karışıklıklar Çıkarılması (Planlama ve Eylemler)'' başlığı altında, ''Dosyadaki örgütsel içerikli tüm dokümanlardan kendi görüşlerine uymayan devlet adına yapılan tüm icraatları da ihanet olarak algılayıp devlet yöneticileri ve siyasi otorite ile tüm sivil toplum kuruluşlarını yabancı devlet istihbaratları adına çalışıp Türk ulusuna ihanet etmekle suçlamaktadırlar'' ifadesine yer verildi.
İddianamede, ''Sonuç olarak 'Ergenekon' terör örgütünün görünürde nihai tek hedefinin, bir an evvel ülkede darbe zemini oluşturmak, ülkenin karışmasını, kaosa sürüklenmesinin temin etmek, güvenliği zafiyete düşürmek ve böylelikle antidemokratik yollarla devlet yönetimini ele geçirmek olduğu anlaşılmaktadır'' ifadesine yer verildi.