ANKARA - Kamuda, fonksiyonel örgütlenme, şeffaflık öngören ve 'merkez'in yetkilerini yerel yönetimlere aktarmayı hedefleyen kamu yönetimi reformu için öncelikli olarak Anayasa'nın dokuz maddesinde değişiklik gerekiyor. CHP'nin desteği olmadan değişikliklerin gerçekleşmesi zor. Bunun son örneği, milletvekili seçilme yaşını 25'e indiren ve orman arazilerinin satışını öngören Anayasa değişiklik paketinde yaşandı, CHP destek vermeyince paket referandum barajını geçemedi ve Cumhurbaşkanı'nca veto edildi.
Eğitim ilk sırada
Taslak metinde yer alan düzenlemelere göre, Anayasa'nın 42'nci maddesinin üç fıkrasında değişiklik gerektiğine dikkat çekildi. Bunlar şöyle: Eğitim ve öğretimin Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda devletin gözetiminde
yapılması fıkrası, 'ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır' fıkrası ve 'özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun olarak, kanunla düzenlenir' fıkrası.
Merkezi hükümetin yetkisinde olan 'Milli eğitim ve öğretim birliğini sağlama, müfredatı belirleme ve geliştirme hizmetleri ile yükseköğretim, ulusal düzeyde bilim ve teknolojinin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası
düzeydeki gençlik ve spor organizasyonu hizmetleri' yetkisi, ancak bu değişiklikler yapıldıktan sonra yerel yönetimlere aktarılabilecek.
Vergi yetkisi devri
Hükümet Anayasa'ya göre, devletin temel görevleri arasında yer alan bazı yetkileri de yerel yönetimlere aktarmayı planlıyor. Taslağa göre, yerel yönetimlerin gelir kaynaklarını artırmak amacıyla, yerel bazdaki vergilerin
belediye yönetimlerince artırılması için yetki verilmesi öngörülüyor. Bunun için Anayasa'nın 73'üncü maddesinde, vergi oranlarını arttırma yetkisini kanunla yalnız Bakanlar Kurulu'na devredilmesi hükmü değiştirilecek.
Tarım ve orman arazileri, enerji ve madenler, tarih, kültürel ve tabiat varlıklarına ilişkin görevlerin ve yetkilerin yerel yönetimlere devri de öngörülürken, bu nedenle Anayasa'nın 45, 63, 168, 169'uncu maddelerinde değişiklik yapılması gerekiyor.
Belediye sınırları tanımı
Kamu yönetimi reformu ile yerel yönetimlerin etkili ve verimli yönetim için Bakanlar Kurulu'na yerel yönetimler sınır düzenlemeleri yapma yetkisi verilmesi öngörülüyor. Bu da, Anayasa'nın yerel yönetimlerle ilgili 127'nci maddesinde de değişiklik gerektiriyor.
Kamu reformu ile bütçeleme tekniği de değiştirilecek. Uygulanmakta olan genel ve katma bütçe sisteminde, katma bütçenin kaldırılması öngörülüyor.
Bu düzenleme için de Anayasa'nın bütçeleme tekniğiyle ilgili 160 ve 163'üncü maddelerinin değiştirilmesini zorunlu kılıyor.
Yerel yönetimlerin hesap ve harcamalarının denetiminin de İçişleri Bakanlığı'nca yapılması öngörülüyor. Ancak, İçişleri Bakanlığı'nın bu denetimi kendi denetim elemanlarınca yapabileceği gibi bu amaçla faaliyet gösteren denetim şirketlerine veya yeminli müşavirlere yaptırabileceği de yasa maddesi olarak düzenlendi.
Yerel yönetim denetim raporlarının Sayıştay incelemesine tabi tutulması da öngörülürken, Sayıştay mahkeme gibi yerel yönetimlerin beraatine veya zimmete karar verebilecek. Bu düzenleme için de Anayasa'nın 160'ıncı maddesine 'özel bütçe' ibaresinin konulmasını gerekli kılıyor.
Sayısız yasa ve KHK
Kamu yönetim reformu kapsamında, personel rejiminin bir yıl içerisinde düzenlenmesi öngörülüyor. Yerel yönetimler, il idaresi, bakanlıkların teşkilat yasaları, DPT kuruluş yasası, sayıları 10'a ulaşan düzenleyici ve denetleyici kurullar (üst kurullar) yasaları, Muhasebe-i Umumiye Yasası, Karayolları Trafik Yasası, Sayıştay yasalarının değiştirilmesi de gerekecek. Kuruluşların teşkilatlanmasına olanak sağlayan birçok kanun hükmünde kararname (KHK) yürürlükten kaldırılacak.
Reform, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kuruluş yasasının kaldırılmasını
öngörüyor.
Taslakta, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu da kaldırılıyor. Önümüzdeki aylarda yasalaştırılması öngörülen Kamu Mali İç Kontrol Yasası ile kurumların denetimi yeniden düzenleniyor ve YDK'ya ihtiyaç kalmıyor.
Kamu yönetimi yasa taslağında, Maliye, Hazine, Dış Ticaret gibi çok sayıda kuruluşun yurtdışı teşkilat kadrolarının iptal edilmesi öngörülüyor. Taslakta, Dışişleri Bakanlığı ile ekonomik, kültürel ve teknik işbirliği haricinde yurtdışı teşkilatlarının lağvedilmesi planlanıyor. Bütün kurum ve kuruluşların faaliyetleri, mal ve hizmet alımlarına ilişkin internet siteleri aracılığıyla kamuoyunu bilgilendirmeleri de öngörülüyor.
Anayasa nasıl değişiyor?
Anayasa'nın değiştirilmesi TBMM üye tamsayısının en az üçte biri (110) tarafından teklif edilebiliyor. Anayasa'nın değiştirilmesi hakkındaki teklifler TBMM Genel Kurul'unda iki defa görüşülüyor. Anayasa değişiklikleri en az beşte üç çoğunluk olan 330 oyla kabul edilebiliyor. Beşte üç çoğunluk (330) ile üçte iki çoğunluk (367) arasında oyla kabul edilen değişiklik için Cumhurbaşkanı'nın iki seçeneği var. Veto etmek, ya da onaylayıp halkoyuna sunmak. Buradaki halkoyuna sunulma anayasal zorunluluk.
Üçte iki çoğunluğu (367 ve daha fazla) aşan oyla kabul edilen Anayasa değişikliğinde ise cumhurbaşkanı veto yetkisini kullanabileceği gibi dilerse değişiklikleri bütün ya da kısmen halkoyuna sunabiliyor. Veto yetkisinin kullanılmasının ardından Meclis, kararında direnebiliyor. Ancak cumhurbaşkanı da referanduma sunma yetkisini koruyor. Oylar 367'ye
ulaşamazsa cumhurbaşkanı onay vermek zorunda. Ancak bu durumda da referanduma gidilmesi zorunlu. 367 ve daha fazla oy alınırsa bu kez cumhurbaşkanı yine halkoyuna götürme hakkını koruyor.
(Radikal)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:49