Kanser vakalarındaki artışta önemli etkenlerden biri de beslenme alışkanlıkları. Uzmanlara göre beslenme alışkanlıkları kanserin oluşumunda yüzde 30 ile 70 arasında değişen bir etkiye sahip. Özellikle günümüzde hazır yiyeceklerin fazla tüketimi, ayak üstü ve dengesiz beslenme kolon diğer adında bağırsak kanserinin giderek yayılmasında etkili unsurlardan. Daha çok 50 yaşından sonra görülen bağırsak kanseri, diğer kanserler içinde sıklık derecesi açısından önemli bir yer tutuyor. İstatistikler bir milyon nüfuslu bir toplumda yılda ortalama 500 kanser vakasının görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu da erken tanının önemini bir kez daha gösteriyor. Acıbadem Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Şefi Prof. Dr. Nurdan Tözün, ''''50 yaş ve üzerindeki erkek ve kadınlar, birinci derecede akrabalarında kolon kanseri görülenler, kendisinde ve ailesinde meme, yumurtalık kanseri olanlar, kalın bağırsağında polip bulunanlar yüksek risk taşımaktadır'''' diyor. Tözün, düzenli sağlık taramaların yapıldığı toplumlarda kolon kanserlerinde ciddi bir oranda bir azalmanın söz konusu olduğunu sözlerine ekliyor.
Posalı yiyecekler koruyor
Peki beslenme alışkanlığıyla ilişkilendirilen kanserden kendimizi korumak ya da riski minumuma indirmek için ne yapmalı? Uzmanlara göre bunun için başta da dediğimiz gibi öncelikle beslenme alışkanlığını değiştirmek gerekiyor. Yani beslenmeye bağlı hangi alışkanlıkların kanseri oluşumunda desteklediğini bilirsek ve besin seçimlerimizi bu doğrultuda yaparsak kanser riskini düşürmüş oluruz. Bu konuda ayrıntılı bilgileri ise Sağlıkta Umut Vakfı veriyor: ''''Diyetle alınan posa miktarının yetersiz olması kolon kanseri başta olmak üzere pek çok kanser türünün oluşumunda önemli bir etkendir. Bu sebeple diyet posasının kaynağı olan sebze ve meyvelerin, kuru baklagillerin, kepekli tahıl ürünlerinin bol miktarda tüketilmesi önemlidir. Günlük beslenmemizde diyetimizle aldığımız katkı maddelerinin miktarları ve türleri kanserin oluşumunda önemli bir etkendir. Etlerin korunmasında kullanılan nitrit ve nitrat tuzları, doğal veya sentetik antioksidantlar, renk vericiler, zayıflama ve diabet diyetlerinde kullanılan yapay tatlandırıcılar, dikkatli kullanılması gereken katkı maddeleridir. Aynı zamanda alkol ve sigaradan uzak durmak gerekir. Kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştıran şişmanlıktan korunmak da önemli. Çünkü şişmanlıkla özellikle meme ve endormetrial kanseri riski artmakta, var olan kolon, prostat, rektum, böbrek ve seviks kanser türleri hızla gelişmektedir.''''
Karın ağrısını önemseyin
Kalın bağırsak kanseri bağırsak poliplerinin büyümeleri ve kanser içeren dokuya dönüşmeleri ile oluşuyor. Kolay belirti vermeyen ve yavaş büyüyen bir kanser türü olan kolon kanserinin geç ortaya çıkan belirtilerini şöyle sıralamak mümkün:
'''' Kabızlık ya da ishal
'''' Demir eksikliği
'''' Bağırsak alışkanlığının değişmesi
'''' Karın ağrısı
'''' Dışkıda kan
'''' Ağrılı dışkılama
'''' Yeterince boşalamama hissi
'''' Sebebi bilinmeyen ani kilo kaybı
Yiyeceklerdeki toksini azalt
Özellikle bulgur, mısır, yer fıstığı ve diğer yağlı tohumlarda üreyen küfler ve onların toksinleri kansere neden olabiliyor. Bu besinlerin üretiminde neme ve sıcaklığa dikkat edilmesi gerekir. Tahılların yıkanması, havalandırılması, güneşletilmesi bir dereceye kadar toksini azaltmaktadır.
Kızartma, kavurma, tütsüleme gibi bazı pişirme yöntemleri de kanser oluşumuna neden olabilmekte. Bu sebeple yiyeceklerimizi hazırlarken en sağlıklı pişirme yöntemleri olan haşlama, fırında pişirme veya ızgara tercih edilmelidir.
Yine antioksidant vitaminler olarak bilinen A, C ve E vitaminlerinin yetersiz miktarlarda alınması, kanserin nedenlerinden birisidir. Çünkü bu vitaminler kansere neden olan bileşiklerin oluşumunu engelleyebilmekte. Bunun yanında riboflavin, kolin, pantotenik asit, tiamin vitaminleri ile çinko, selenyum, nikel, iyot, molibden, demir ve magnezyum minerallerini yeterli miktarlarda alınması kanserin önlenmesi için gereklidir. İnek sütünün kanseri engelleyici etkisi de son bilimsel çalışmalarla ortaya konmuştur.
Güncellenme Tarihi : 17.3.2016 11:25