Eğitim
  • 22.3.2003 17:40

MİLLİ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK'İN AZİZ NESİN ÖRNEĞİ

BİLGİN ŞAŞMAZ ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, laikliğin, devletin dinler karşısında eşit olmasını öngören bir sistem olduğunu belirterek, ''Bu ülkede, Aziz Nesin nasıl bir dinsiz olarak yaşayıp, dinsiz olarak ölme hakkına sahipse, inananlar da dinlerinin gereklerini yerine getirip, hayatlarını o şekilde tanzim etme hakkına sahip olmalıdırlar'' dedi. Türkiye Yazarlar Birliği'nin (TYB) 7. Dönem Yazar Okulu açılış dersini Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik verdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen program, TYB'nin 25. yıldönümü nedeniyle hazırlanan sinevizyon gösterisi ile başladı. Sinevizyon gösterisinin ardından söz alan TYB Genel Başkanı Nazif Öztürk, ABD'nin Irak'a yaptığı harekatın hukuksuzluk içersinde gerçekleştiğine işaret ettiği konuşmasında, Yazar Okulu'nun, Türkiye'nin içinde bulunduğu kritik bir dönemde, ahlaki kırılmaya uğramadan doğruları dillendirecek yazarlar yetiştirme amacında olan bir eğitim kurumu olduğunu söyledi. Eğitim sisteminin, tek tip insan yönlendirmeye yoğunlaştığı bir ortamda, tüm demonkratik kuralların geçerli olduğu bir platform oluşturmak için çalıştıklarını bildiren Öztürk, Yazar Okulu'nun bugüne kadar 125 öğrenci yetiştirdiğini, eğitimlerin 10 hafta sürdüğünü ve yılda 2 dönem eğitim verdiklerini bildirdi. TYB'nin ilk Genel Başkanı Mehmet Doğan ise konuşmasında, Yazarlar Okulu'nun 7. dönem eğitimine başlamasının Türkiye'de bir şeylerin değiştiğinin ifadesi olduğunu vurgulayarak, ''Türkiye, mükemmel bir eğitim sistemine sahip olsa bile, daha üzerini düşünmemiz lazım. Ama böyle bir şey söz konusu değil. Eğitim sistemimizin en büyük problemi, herşeyin ideolojikleştirilmesidir'' diye konuştu. HASTA OLAN BAKAN ÇELİK, DERS İÇİN EVİNDEN GELDİ Açış konuşmalarının ardından Bakan Çelik, açılış dersine başladı. Çanakkale ziyareti sırasında, soğuk nedeniyle rahatsızlandığını ve evinde dinlendiğini belirten Çelik, söz konusu derse katılabilmek için yatağından kalkıp geldiğini ifade etti. Kültür ve İnsan başlıklı dersinde, insanları hayvanlardan ayıran fiziki ve duygusal yönleri anlatan Çelik, daha sonra dil ve kütürel beslenme konularına değindi. Türkçeleştirmek adına Türkiye'de çok ilginç uygulamaların gerçekleştirildiğinin altını çizen Çelik, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin girişinde yer alan 'ODTÜ Yerleşkesi' ibaresini örnek olarak gösterdi. Üniversite'nin adının içinde Türkçe olmayan kelimelerin bulunmasına rağmen 'kampus' yerine 'yerleşke' yazılmasının Türkçeye bir katkı sağlamadığını kaydeden Çelik, rektör, fakülte, üniversite gibi kelimeleri kullanıp, kampus yerine yerleşke yazıldığında bütün meselelerin ortadan kalktığının sanıldığını dile getirdi. Türkiye'de yeterince okunmadığını da sözlerine ekleyen Çelik, 70 milyon nüfusu olan bir ülkede 2,5 milyon gazete satılmasının çok az olduğunu, Türkiye'de gazetelerin okunmak için değil bakmak için alındığını savundu. Çelik sözlerini, ''İnsanların birbirlerinden gazete isteyişlerine dikkat ederseniz, 'Gazetenize bakabilirmiyim?' dediklerini görürsünüz. Çünkü bizde gazete yazıya dayalı olarak hazırlanmaz, fotoğrafa göre hazırlanır'' ifadesiyle sürdürdü. Konuşmasında laikliğe de temas eden Bakan Çelik şunları söyledi: ''Aziz Nesin vasiyet etmişti; 'Ben dinsiz bir adamımı. Bana İslam dininin kurallarına göre cenaze merasimi yapmayın. Camiye felan da götürmeyin' diye. Vasiyeti aynen yerine getirildi. Ceseti yakıldı ve külleri vakfının bahçesine bir yere gömüldü. Ölümünün yıldönümünde onu seven gençler gittiler, mezarının olduğu varsayılan yerde saz çalıp, türkü söylediler. Kimse Aziz Nesin'e Fatiha okumadı. Yasin-i Şerifde okunmadı. Şimdi ölçü şudur, Aziz Nesin, bu ülkede nasıl bir dinsiz olarak yaşayıp, dinsiz olarak ölme hakkına sahipse ve nasıl dinsiz olarak cenaze töreni yaptırma hakkına sahipse bu ülkenin inanan dindar insanları da, inançları ne olursa olsun, Müslüman ise Müslüman, Hıristiyan ise Hıristiyan, dinlerinin gereklerini yerine getirip, o şekilde yaşayıp o şekilde de hayatlarını tanzim etme hakkına sahip olmalıdırlar. Laiklik, bunlara fırsat veren, imkan veren bir sistemin adıdır. Laiklik, devletin; dinler, mezhepler ve inançlar karşısında eşit mesafede olmasıdır. Bunun böyle yorumlanması gerekir''. Türkiye Yazarlar Birliği'nin Yazarlar Okulu'nun 7. döneminde 25 öğrencinin ders göreceği, öğreciler arasında bazı milletvekillerinin de bulunduğu öğrenildi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:37

İLGİLİ HABERLER