Eğitim
  • 24.3.2003 02:45

MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇELİK : YÖK'Ü KALDIRMA PROJESİ KALDIĞI YERDEN DEVAM EDECEK

Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığındaki hükümette, Erkan Mumcu'nun Kültür, Hüseyin Çelik'in ise Milli Eğitim Bakanlığı'na kaydırılması, 'YÖK Mumcu'nun başını yedi' diye yorumlandı. Rektörlerin direnişi sonuç vermiş ve hükümet Mumcu'yu feda etmişti. Çiçeği burnunda Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bunun doğru olmadığını ve YEK'le ilgili çalışmalarının aynen devam ettiğini söylüyor. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi? Kültür Bakanlığı'ndan sonra Milli Eğitim gibi bir gayya kuyusu... - Milli Eğitim, 10 küsur katrilyon bütçesi, 18 milyona yakın öğrencisi, 600 bin personeli olan bir yer. Yüksek öğrenimi de dahil ederseniz sayı 800 bine çıkıyor. Öğrencilerin aileleri filan derken Milli Eğitim 70 milyon insanın hepsini ilgilendiriyor. Hal böyle olunca da, insanın sırtına ekstra sorumluluklar yükleniyor. Peki bu durum korkutuyor mu sizi? - Hayır, kesinlikle korkutmuyor. Çünkü ben nelerin yapılabileceğini ve nelerin yapılamayacağını gayet iyi biliyorum. İlk aşamada sponsorluk müessesesi aracılığıyla özel sektörün, vakıfların, gönüllü teşekküllerin eğitime yatırım yapmasını teşvik edeceğiz. Bunun için vergi yasasında bir değişiklik yapılması gerekiyor. Hem Başbakan'dan, hem de Maliye Bakanı'ndan onay aldım. Ama Milli Eğitim'in kronik hale gelmiş problemlerinin hepsini bir anda çözmem elbette söz konusu değil. LİSELER İKİ YILA İNDİ Üniversiteden geliyor olmanız avantaj mı? - Elbette avantaj. Karanlıktan korkan gece yola çıkmaz diye bir laf vardır. Bu göreve ben talip olmadım. Açıkça söylemek gerekirse, değişikliği ben de televizyondan öğrendim. Şaşırmadım. Çünkü bir önceki hükümet kurulurken Başbakan Abdullah Gül bana hangi bakanlıkları tercih edeceğimi sormuştu. Ben de, Milli Eğitim veya Kültür Bakanlığı olabilir demiştim. O zaman Kültür Bakanlığı uygun görülmüştü, şimdi de Milli Eğitim uygun görüldü. İmam Hatipler'in orta kısmını kapatmak için yürürlüğe konulan sekiz yıllık temel eğitim, bütün sistemi ama en çok Anadolu liselerini felç etti. Bu konuda bir şey düşünüyor musunuz? - Sadece Anadolu liseleri değil, bütün mesleki teknik eğitim felç oldu. Üniversiteye girişteki orta öğretim başarı puanına dayalı sistem, meslek lisesi mezunlarını mağdur ediyor. Liselere kaçış başlıyor. liseler yeterli olmayınca, devreye dershaneler giriyor. Şu anda liseler fiili olarak iki yıla inmiş durumdadır. Lise son sınıfa gelen öğrenci, okula gitmiyor. Meslek liselerinin mağduriyetini nasıl önlemeyi düşünüyorsunuz? - Bu durumu düzeltmek için YÖK'le konuşup gerekeni yapacağız. Bunu, ‘‘İmam hatiplileri üniversiteye yerleştirimek istiyorlar’’ diye istismar etmek yanlış. İhtiyaç varmış ki imam hatipler kurulmuş. Bazı okulların el üstünde tutulması, bazılarının yok edilmesi gerektiğini düşünmek sağlıklı bir bakış açısı değildir. Meslek liselerinin tamamını bir bütün olarak görmek zorundayız. Aralarında gereksiz olan varsa kapatırız. DÜŞMANLIKLAR BİTECEK Bir de ders kitaplarında düşmanlık ifade eden bölümlerin değiştirilmesi gibi bir proje vardı... - Şu anda biz AB'ye girmeye çalışan bir ülkeyiz. O zaman tarihte yaşanan acıları deşmenin, tarihteki kinleri sürdürmenin hiç kimseye faydası yoktur. Karşılıklı olarak ders kitaplarında düşmanlığı kronik hale getiren ifadelerden vazgeçilmesi şarttır. Ben Kültür Bakanı'yken Yunan Kültür Bakanı Venizelos'la görüştüm. Bunları konuştuk ve ben, ‘‘Gelin işe ders kitaplarından başlayalım’’ dedim. O da memnuniyetle kabul etti. Talim Terbiye Kurulumuz bu konuda önümüzdeki günlerde somut projeler ortaya koyacaktır. YÖK mükemmeldir diyen var mı Sizin bu göreve gelmenize YÖK herhangi bir tepki gösterdi mi? - Ben göreve başlayalı çok az oldu. Bu nedenle herhangi bir tepki almadım. Ama devir-teslim töreni sırasında YÖK'le ilgili çalışmaların aynen devam edeceğini söyledim. Zaten, ‘‘YÖK mükemmel bir kurumdur, aksayan hiçbir tarafı yoktur’’ diyen biri olduğunu zannetmiyorum. Cumhurbaşkanı'ndan sokaktaki vatandaşa kadar toplumun yüzde 90'ı YÖK'ün daha özgür ve özerk bir yapıya kavuşturulması gerektiği konusunda hemfikirdir. İlginç olan şudur: Bugüne kadar YÖK'ün değişmesi gerektiğini hararetle savunan sol kesim, bu son tartışmalarda, statükonun devamından yana olduğu gibi bir izlenim yarattı. Bunu AKP dışında bir parti gündeme getirseydi, eminim ki böyle bir tavra girmeyeceklerdi. Erkan Mumcu neden kaydırıldı Erkan Mumcu'nun bakanlıktan kaydırılması, kamuoyunda geri adım olarak değerlendirildi... -Kamuoyu yanıltılıyor. Sanki Mumcu YÖK tartışmaları dolayısıyla yıpranmış veya yıpratılmış da böyle bir değişiklik yapılmış tarzında yorumlar var. Mumcu'nun geçmişte çok başarılı bir Turizm Bakanlığı dönemi var. Bu iki bakanlık birleşeceğine göre, Mumcu bunun için en ideal isimdir. YÖK'le ilgili değişiklik çalışmaları devam edecek mi? - Elbette edecek ama biliyorsunuz o bir taslaktı. O taslağı da Erkan Mumcu canı sıkıldığı için getirmiş değil. Bu bir parti ve hükümet politikasıdır. Biz bireysel politika yapmıyoruz. Ortak aklı çalıştırmayı amaçlıyoruz. Rektörlerin, YÖK'ün, Üniversitelerarası Kurul'un, üniversite öğretim üyesi derneklerinin ne dediği bizim için çok önemlidir. Ama netice itibariyle yasama yetkisi TBMM'ne aittir ve TBMM, bu yasama yetkisini hiç kimseyle paylaşmaz. Görüş alır, değerlendirir ama yasama yetkisini de kimseye bırakmaz. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:38

İLGİLİ HABERLER