MİLLİYET’İN YAYIN YÖNETMENİ, SABAH VE ATV’NİN SATIŞINDA ŞEFFAFLIK İSTEDİ
KAYNAK : Haber Vitrini
SABAH VE ATV BÖYLE SATILACAK: ALLAH SANA, SEN BANA!
Bu köşede daha önce Etibank’ı batırıp, Fon’a toplam 1 milyar 100 milyon dolar borçlanan Bilgin Grubu’nun borçlarını ödemesi için düzenlenen bir ödeme planından söz etmiştim.
Bilgin Grubu bu ödeme planına uymadı. Ödemelerini zamanında yapmadığı gibi plan gereği göstermesi gereken teminatları da veremedi.
Ödeme planına uyulmamış olması 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektiriyor. Yani, Bilgin Grubu’na ait taşınır - taşınmaz mallara el konulup, paraya çevrilmesi...
Yırtılan sözleşme
BDDK bu yolu tercih etmedi. Onun yerine Bilgin Grubu’na ait gayrimenkuller, tesisler ile birlikte yayınlarının imtiyaz haklarını da Turgay Ciner’in büyük ortağı olduğu Merkez Gazete Yayıncılık A.Ş. ve Merkez ATV Televizyon Yayıncılık A.Ş.’ye kiralama yoluna gitti.
Bu kiralama aylık 200 bin dolarlık ödemeler halinde yapılacaktı. Bu hesapla da Ciner’e ait şirketler, Sabah ve atv’yi 300 küsur yılda taksitle satın almış gibi olacaklardı.
Bu durumu bu köşede anlatan yazımın ardından aylık 200 bin dolarlık kiradan vazgeçildi. Henüz imzalanmamış olan sözleşme yırtılıp atıldı, yerine yenisi hazırlandı.
Nasreddin Hoca usulü
Yeni sözleşme taslağı da Bilgin Grubu’nun borçlarını "kiralama" yoluyla tasfiye etmeyi hedefliyor.
Taraflar yine aynı: TMSF ve Ciner’e ait Merkez Grubu şirketleri...
Bu kez kira bedelleri ciro üzerinden hesaplanıyor. Cironun belli bir yüzdesi olarak.
Yani Sabah gazetesi ve atv televizyonunun yayın imtiyaz hakları ile bütün gayrimenkullerinin ve tesislerinin kirası grubun yaratacağı ciro üzerinden hesaplanacak.
Nasreddin Hoca usulü tahsilat bu olsa gerek: Allah bana, ben sana!
Yeni plana göre...
Buna göre kira tutarı, grubun cirosunun yıllık yüzde 2.5’u üzerinden hesaplanacak. Bu rakam yıllık 10 milyon Amerikan Doları’nın altında olmayacak... Bu bedelin ilk altı aylık bölümü olan 5 milyon dolar peşin olarak ödenecek.
Yani Turgay Ciner’e Sabah ve atv, 5 milyon doları peşin ödenmek üzere yıllık 10 milyon dolar taksitle devrediliyor..
Eğer ilk altı ay içinde Bilgin Grubu, TMSF tarafından kabul edilebilir bir ödeme planı yapmazsa, kira tutarı da yıllık 12 milyon dolara çıkarılacak. Eğer bu da ödeme planının uygulanmasını sağlayamazsa bu kez yıllık taksit, birinci yılın sonundan itibaren 20 milyon ABD dolarına çıkarılacak...
Ayrıntılara girmeden!
Bölme işlemini bilen herkesin kolayca hesaplayabileceği gibi: Dinç Bilgin’in borçları yılda 20 milyon dolar hesabıyla 55 yılda ödenecek! Bunun faizlerini ödemenin kaç yılı bulacağı, faizin hangi oran üzerinden hesaplanacağı gibi ayrıntılara girmiyorum bile..
Bunun kamuyu zarara uğratacak bir sözleşme taslağı olduğunu söylememe bilmiyorum gerek var mı?
Açık artırma yapılmalı
Daha önce de yazmıştım, yine belirteyim: Turgay Ciner’in tek başına ya da başka ortaklarla Sabah ve atv’yi almasına karşı değilim. Bu kuruluşların batmasını da istemem. Bu kuruluşlar ayakta kalmalı, oralarda çalışanlar işlerini ve maaşlarını almalı, devlet vergisini tahsil etmeli, insanlar alıştıkları yayınları izleme olanağından yoksun kalmamalı...
İtiraz ettiğim şey, bu kiralama sözleşmesinin kamunun gözünden kaçırılmaya çalışılması..
TMSF alacağını bu yolla tahsil etmek istiyorsa bir duyuru yapıp, bunu ne şekilde ve hangi koşullarda düşündüğünü açıklamalı. Sonra ülkemizde başka girişimcilerle birlikte Ciner de, herkesin eşit koşullara sahip olduğu bir "açık artırmaya" girmeli. Kamu alacağının tahsilini hızlandırmak ancak böyle mümkün olabilir.
Şeffaflık şart
TMSF bu yolu tercih etmiyorsa, taslak sözleşmenin "Müşterek Hükümler" başlıklı 8. maddesinin 9. bendindeki hükmü uygulamalı. "Başka alıcı" olup olmadığı bir ihale açılarak belirlenmeli ve bu kuruluşların piyasadaki gerçek değerleri üzerinden satılabilmelerinin yolu açılmalı..
BDDK ve TMSF, bu tür kiralama ya da satış işlemlerini şeffaf olarak yapmalı. Kapalı kapılar ardında pazarlık olmamalı. Kamu alacağının tahsili amacıyla yapılacak bu tür girişimler "ticari sır" kılıfının ardına gizlenmemeli. Kimse bu şirketlerin "ticari sır" kapsamına giren özel bilgilerinin ortalığa saçılmasını elbette istemiyor. İstediğimiz bu kiralama ya da satış işlemlerinin kamuoyunun gözü önünde yapılması, kimseye özel bir menfaat sağlanmaması.
Ve birisi de her halükârda şu sorunun yanıtını vermeli: Ödeme planına uyulmamış olmasına rağmen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun neden uygulanmadı?
(Mehmet Y. Yılmaz/ Milliyet)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:49