Medya
  • 21.12.2003 13:48

'MİNİ ETEKLİ KIZI' YAKTILAR HABERİ ÇARPITMA ÇIKTI

Fransa Demokrat Müslümanlar Konseyi Başkanı Abdurrahman Dahman, Sohane olayının başörtüsü tartışmalarına katılmasını 'palavra' olarak niteledi. Ülkenin ünlü feministlerinden İsabelle Alonso da kadına karşı şiddetin her toplumda, her dinde ve her sokakta var olduğunu söyledi. Hürriyet'in çarpıtarak sunduğu haber, Fransız basınında bir yıl önce geniş bir biçimde ele alınmıştı. Olay kıyafetle ilgili değil, kavga yüzünden meydana gelmişti. 4 Ekim 2002'deki korkunç olay şöyle gelişmişti: Paris'in banliyölerinden Vitry sur Seine'de 17 yaşındaki Sohane Benziane isimli genç kız evine giderken, tanıdığı ve daha önce tartıştığı Kuzey Afrika göçmeni Cemal Darrar ve İtalyan asıllı Tony Rocca ile karşılaştı. Rocca ve Darrar, Benziane'ı bir apartmanın çöp odasına çağırdı. Burada tartışma alevlendi. Sokak sakinleri ve Fransız gazetelerinin 'getto serserileri' diye andığı Tony ve Nono (Cemal) Sohane'ı benzin dökerek yaktı. Bağırarak dışarı fırlayan Sohane alevlerden kurtulamayarak çığlıklar içinde yanarak öldü. Hürriyet'teki dizide imzası bulunan Özdemir İnce ise söz konusu metni Elele Derneği'nin yöneticisi Gaye Petek Şalom'un verdiği bilgilerle kaleme aldığını dile getirerek, ''Şalom'un sözlerinden şüphe etmedim.'' dedi. Sohane'in dramı Fransa'nın 'gettolaşma' gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi. Fransız basını, toplumdan dışlanmış, geleceğe dair planı olmayan getto gençlerinin ne kadar tehlikeli hale geldiğini uzun süre tartıştı. Fransa'da feminist hareketinin ünlü ismi İsabelle Alonso'nun ifadeleriyle, 'sistemin' ezdiği, dışladığı genç erkekler, 'sistemin' dışladığı kızları, anneleri ve kardeşlerini ezmeye başladı. Fransa'nın bir gettolaşma gerçeği olarak ele aldığı, başörtüsü ve laiklik tartışmalarında akla bile gelmeyen Sohane olayını Hürriyet gazetesinin Fransa'yı başörtüsünün yasağına götüren olaylardan birisi olarak sunması kafaları karıştırdı. Çünkü ne, kız kardeşinin 'gettolarda yaşayamayacak kadar güzeldi' dediği Sohane'in, ne Nono'nun ne de Tony'nin başörtüsü ve dinle zerre kadar alakaları yoktu. Fransız gazeteleri de Sohane'in yakılmasının sebebini Cemal ve Tony ile yaşadığı bir problemin tartışmaya dönüşerek ilerlemesi olduğunu yazdı. Konuyla ilgili Zaman'ın sorularını cevaplandıran Fransız hükümetine yakınlığıyla bilinen Fransa Demokrat Müslümanlar Konseyi Başkanı Abdurrahman Dahman, okullarda başörtüsü yasağını savunmasına rağmen, Sohane olayının bu konuyla bir alakası olmadığını, bu vahşeti işleyenlerin 'ipsiz, sapsız serseriler' olduğunu söyledi. Bazı medya organlarının İslam fanatizmi yaparak olayı Müslümanların mini etek avına çıktığı şeklinde yansıttığına dikkat çeken Dahman, ''Medya nerede kadına bir tacizde bulunulsa İslam'a bağlıyor.'' dedi. Gettolarda meydana gelen bu olayların İslamiyet'le hiçbir alakası olmadığına dikkat çeken Fransa'nın ünlü feministlerinden İsabelle Alonso da kadına karşı şiddetin her toplumda, her dinde ve her sokakta var olduğunu söyledi. Alonso buna örnek olarak ''Doğa kadınları kölelerimiz olarak hazırlamıştır. Onlar bizim mallarımızdır.'' şeklindeki ifadelerin Hz. Muhammed'e değil Napolyon'a ait olduğunu söyledi. Le Monde: Yasak ters tepecek Chirac'ın dini sembollerin devlet ilköğretim okullarında kanunla yasaklanması yönündeki kararı Türk basınında yansıtıldığı gibi herkes tarafından 'olumlu' karşılanmadı. Le Monde gazetesi, Chirac'ı bir korku politikası gütmekle itham etti. Cumhurbaşkanı'nın, bütün enerjisini bir dinin sembolü sorunu üzerinde yoğunlaştırmasını komik bulan Le Monde'un editöryal köşesi, Chirac'ın kararının beklenildiği gibi ulusal bütünlüğü korumaya ve uyuma yardımcı olmayacağını, aksi yönde etki yapacağını yazdı. Gazete, kapalı, savunmacı ve korkak bir laiklik anlayışının ülkenin en çok uyuma ihtiyaç duyduğu bir zamanda toplumun bir kesimini marjinalleştireceğine ve dışarı iteceğine dikkat çekti. Öte yandan, öğretmen sendikalarının tamamına yakını yasak kararının 'ayrımcılık' olacağını belirterek tepki gösterdi. Fransa Müslümanları ise dini semboller yasağı kanununu 'faydasız ve ayrımcı' olmakla eleştiriyor. Kamuoyu anketleri, tamamı başörtüsüne karşıymış gibi yansıtılan Fransız halkının yarısının yasak kanununa olumlu bakmadığını birçok kez ortaya çıkardı. Demokrat Müslümanlar Konseyi Başkanı Abdurrahman Dahman, bazı gazetelerin duymak istediklerini duyacakları yerlere gidip, istediklerini söyleyecekleri kişilere mikrofon uzattıklarını belirterek yanlı yayınlara tepki gösterdi. İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy gibi birçok siyasi, dini simgeler yasağının sorunu çözmeyeceği kanaatini taşıyor. Fransız Sosyalist Partisi Meclis Grup Başkanı Jean Marc Ayrout, okulların toplumdan ayırma değil entegrasyon araçları olduğunu vurgulayarak, başörtüsü yasağının sorunu çözüme kavuşturmayacağını söylemişti. Devlet ilköğretim okulları çerçevesinde tartışılan dini semboller yasağı, özel okulları ve üniversiteleri kapsamıyor. Gaye Petek Şalom, önlük teklif etti Özdemir İnce'ye, 'Bir genç kız mini etekle dolaştığı için diri diri yakıldı.' şeklinde açıklama yapan Gaye Petek Şalom, Paris'te Fransız devletinden aldığı büyük miktardaki yardımlarla göçmen kadınların sorunlarıyla ilgilenen Elele Derneği'nin yöneticisi. Petek Şalom, Chirac'ın talimatıyla kurulan Laiklik Komisyonu'nun üyesiydi. Başörtüsüne karşı olduğunu açıklayan Şalom'un Komisyon'a Fransız ilköğretim okullarında Türkiye'deki önlük uygulamasının getirilmesini teklif ettiği, fakat komisyonun öğrencilerin 'giyinme özgürlüğünü' sebep göstererek karşı çıktığı bildiriliyor. İnce: Gaye Petek'in sözlerinden kuşkuya kapılmadım Hürriyet gazetesinin, Fransa'daki başörtüsü yasağı çerçevesinde yayımladığı dizide bir yıl önce yaşanan bir olayı çarpıttığı ortaya çıktı. Gazetede dün başörtüsünün yasaklanma sebeplerinden biri olarak 'mini etekli bir kızın yakılması' gösteriliyordu. Ancak 2002 yılında yaşanan bu olayda başörtüsünün hiçbir rolünün olmadığı, sorunun gettolardan kaynaklandığı belirlendi. Yazı dizisini kaleme alan Özdemir İnce, kendini 'Ben aracıyım.' diyerek savundu. İnce, sadece ülkedeki Laiklik Kurulu'nun Türk üyesi Gaye Petek'in sözlerini aktardığını söyledi. İnce, ''Bu sözleri herhangi bir değişikliğe uğratmadım, aynen yazdım. Karşımdaki kişinin kimliği belli olduğu için söylenenlerin doğruluğundan kuşkuya kapılmadım.'' dedi. Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Emre İskeçeli ise ''Olayda bağnazlık var. Dizinin ileriki bölümlerinde bu daha net görülecek.'' demekle yetindi. (ZAMAN) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:17

İLGİLİ HABERLER