
MİT'İ BİLE OYUNA GETİRİP IRAK SAVAŞINI TEZGAHLADI
Tarih Eylül 2001'di... Tüm dünyayı sarsan İkiz Kule saldırılarından sadece birkaç hafta sonra Iraklı bir general, Türkiye'ye sığınma talebinde bulundu. Saddam'ın kitle imha silah programı ile Irak yönetiminin El Kaide'iyle bağlantısına yönelik çok önemli bilgilere sahip olduğunu iddia ediyordu. Cemal Gurey adlı bu general derhal Milli istihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından sorguya alındı. Gurey, Salman Pak adlı bir tesisin komutanlığını yürüttüğünü, tesiste Saddam'ın biyolojik silah programının hazırlandığını ileri sürüyordu. Ayrıca 11 Eylül benzeri saldırılar için 40 yabancı militana pilot eğitimi verildiğini iddia etti. MiT, ABD Başkanı Bush'un, "11 Eylül saldırılarının gerisinde sadece Ladin dep Saddam da bulunuyor. Irak ile El Kaide arasında işbirliği var" açıklamalarını yaptığı zamana denk gelen bu itirafları ciddiye aldı. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'daki meslektaşlarına durumu haber verdiler.
Elçilikte sorgulandı
El Kaide-Irak bağlantısını kurmakta zorlanan ve Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in baskısı altında bunalan Amerikan istihbaratı, haber üzerine Ankara'ya geldi. Iraklı general, Amerikan elçiliğinde sorgu altına alındı. Saatlerce sûren sorgusunda Türk istihbaratçılara anlattıklarını doğruladı. Saddam'ın biyolojik programının başında bir Alman uzmanın bulunduğunu kaydetti. FBI, aldığı bilgileri "uçuk bulmasına rağmen" Pentagon'a ve CIAya iletti.
Çelebi devreye girdi
Bu sırada Bush yönetiminin Saddam'ın "kirli işlerini" açıklayacak kişileri seçip bulması için güvendiği tek isim olan Irak Ulusal Kongresi (ESfC) Başkanı Ahmed Çelebi'nin General ile yakın ilişkide olduğu görüldü. INC yetkilileri General Gurey, Beyrut'ta ABD'nin en etkin gazetesi New York Times'a brifing verdiğinde yanıbaşında yer almıştı. O dönemde Çelebi, Bush yönetimine savaş için gerekli tüm deliEeri veriyordu. Getirdiği belge ve kişilerin doğru olup olmadığını sorgulamak kimsenin aklına bile gelmiyordu.
New York Times, generalin iddialarını Ankara'daki elçiliğe "doğrulattırıp" 11 Eylül'den tam 8 hafta sonra "Saddam için kurşun atanlar" başlığıyla manşet yaptı. Irak-El Kaide bağlantısı ilk kez kuruldu. Dönemin Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, "Hiç şaşırmadık" tepkisini veriyor, Bush ise ertesi yıl BM'de yaptığı konuşmada haberi referans gösteriyordu. PowelTın BM'de yaptığı konuşmada da yine benzer iddialar tekrarlanıyordu.
Gerçek Gurey konuştu
Irak operasyonu işte bu ve benzeri bilgilerle başlatıldı. Amerikan istihbaratının en büyük bilgi kaynağı "Saddam'ın biyolojik programı", "işlediği insanlık suçları" ile ilgili "belge ve kişileri" altın tepside sunan Ahmed Çelebi oldu. Saddam'ın sürdüğü Kürt liderin ABD'den para kopartmak için yaptığı sahtekarlıklar ortaya çıkınca gerisi çorap söküğü gibi geldi.
Ne kitle imha silah programı ne de eğitim tesisleri mevcuttu. New York Times, Gurey ve benzeri kişileri kaynak gösterek yazdığı haberler için özür yayınladı. Sonunda Gurey'in maskesi düştü.
INC yetkikilileri, Gurey'in Çelebi tarafından yaratılan bir "hayal kahramanı" olduğunu itiraf etti. Öyle ki bu kişi aslında Gurey'in altında çalışan bir başçavuştu. Çelebi kendisine yüklü miktarda para ödemiş, senaryo kurulmuştu. Gerçek Gurey aslında Irak'ı terk etmemişti. Iraklı gazeteci Akil Hüseyin, iddialar üzerine Irak'ta Gurey'i buldu.
Dünyayı oyuna getirdi
Aldığı cevap, "Irak'tan hiç çıkmadım. Salman Pak'ta çalışmadım. Amerikalılarla da konuşmadım" şeklindeydi. Iraklı gazetecinin araştırmaları Telegraph gazetesinin başarılı muhabiri Jack Fairweather tarafından kaleme alındı. Çelebi'nin güdümündeki başçavuşun MİT, FBI ve medyayı oyuna getirerek savaşı nasıl tetiklediği tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkmış oldu.
(vatan)
Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:49