Ekonomi
  • 22.2.2006 10:10

MÜDAHALE OLMASA DOLAR 1.1 YTL'YDİ

      Merkez Bankası, son dört yıldır hep döviz alıcısı pozisyonunda. Bu süre içinde 18.6 milyar doları ihaleler ve 25.5 milyar doları da doğrudan müdahale yoluyla 44.2 milyar dolarlık döviz alımı yaptı. Geçen hafta yapılan tarihin bir defada en yüksek (5 milyar dolar) alımı bile YTL'nin değerini ancak 1 kuruş düşürebildi. Kimi finans çevrelerine göre dört yıldır süren müdahaleler olmasa dolar bugün 1.1 YTL civarlarına demirlemişti.

Behiye Selin Taner / Ekonomist Dergisi

Geçen hafta Merkez Bankası'nın dövize yaptığı ve miktarı 5 milyar dolar civarı olarak tahmin edilen tarihin en büyük alım müdahalesi, para piyasalarını bir kez daha dövizin geleceğini güçlü şekilde sorgulamaya yöneltti.
      Müdahalenin teknik nedenleri ve sonuçlarıyla ilgili gelişmeler, geçen hafta basında ayrıntılı olarak yer aldı. Fakat sokaktaki vatandaşın ve ihracatçı şirketlerin kafasındaki, "Bu müdahaleler olmasa dolar bugün neredeydi?" sorusuna yanıt yoktu.
     
     Cari açıkta sorun yok

      Bu yüksek volümlü müdahalenin perde arkasını araştırdık ve ortaya ilginç senaryolar çıktı:
      Birincisi, 2003 yılından bu yana yapılan alımlar ve çok istikrarlı bir şekilde 28 milyar dolardan 52 milyar dolara kadar çıkan döviz rezervi, artık YTL'ye güvende taşların sağlam bir şekilde yerine oturduğunu gösteriyor.
İkincisi, ödemeler dengesinin en önemli sorunu olarak görülen cari açıkla ilgili problemin finansmanının, büyük bir risk taşımadığı Merkez Bankası'nın son ödemeler dengesi verilerinde açıkça görülüyor.
      22 milyar dolarlık cari açığa karşın sadece reel sektörün kredileri, geçen yıl 13.8 milyar dolar olarak görülüyor. Doğrudan yatırımların finansmanıyla ilgili gelen 9 milyar dolar var. Hisse ve borç senetlerinin toplamı 14.6 milyar doları, banka kredileri de 1.3 milyar doları buluyor. Yani yurtdışından gelen para, 2005 yılında 49 milyar dolar. Bu verileri değerlendiren uzmanlar, cari açığın finansmanında riskin minimum olduğunu vurguluyor.
     
     Dolar 1.1 YTL'ye geriler mi?

      Diğer yandan ihracatçı gelirlerinin YTL'ye dönüşümüyle ilgili sürekli var olan döviz arzına da dikkat çekiliyor. Bu nedenle piyasada artık pek çok döviz satıcısı olduğu, kimsenin dövizini düşük kurdan satmak istemediği, MB'nin müdahalesini beklediği ileri sürülüyor.
      Bu noktada MB'nin müdahalelerinin olmaması halinde dolar kurunun bugün 1.1 YTL civarında olacağını ileri sürenler bile var.
      MB'nin döviz sepeti kurunun 2.50'ye yaklaşmasıyla müdahale silahını kullandığına dikkat çeken piyasa uzmanları, döviz bozacak olanların bunu beklediğini ve artık 1 puanı bile gözeterek satış yaptığını söylüyor.
     
     Döviz bolluğu

      Yurt içindeki yatırımcıların döviz cinsinden mevduatı bir yıl içinde kayda değer şekilde ve 2005'te sadece 235 milyon dolar artarak, 56.9 milyar dolara ulaştı. Peki, sürekli MB müdahalelerine sahne olan piyasalardaki döviz bolluğunun kaynağı ne? İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Aykut Demiray, bunu Türkiye'ye ve MB'ye artan güven unsuruyla açıklıyor. O'na göre, gelen dış kaynakların yanı sıra yerli yatırımcıların önemli bir kısmı, dövizden getiri beklentisini uzun süre önce kesti. YTL'deki değerlilik, her geçen gün daha fazla yatırımcıyı dövizden uzaklaştırıp kendine çekiyor.
      Döviz arzının bir nedeninin de yurt dışı kaynaklı olduğunu belirten Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Günay, Türkiye'nin AB üyeliğine aday olması ve ekonomide ciddi düzenlemeler yapmasının yabancı fonları cezbettiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra ekonomik büyüklük ve performans olarak gelecek vaat eden fazla ülke kalmaması ve dünya genelindeki ciddi getiri sıkıntısı da Türkiye'yi işaret ediyor.
     
     Enflasyonist etki yaratmaz

      Döviz arzının sürmesi nedeniyle müdahalenin nefesi, kuru yükseltmeye yetmedi. MB'nin amacının, kurun çok düşmesini engellemek olduğunu belirten ekonomist Uğur Gürses, asıl hedefin ise döviz arzını çekerek rezervleri artırmak olduğuna dikkat çekiyor.
      MB, yaptığı 5 milyar dolarlık müdahale karşılığında piyasaya yaklaşık 7 milyar YTL verdi. Bu miktarın piyasada kalması halinde enflasyonist etki yaratacağını belirten Gürses, MB'nin daha önceki müdahalelerde yaptığı gibi bu parayı açık piyasa işlemleri (APİ) ile tekrar çekeceğini vurguluyor.
      MB'nin her geçen gün parayı çekmesinin de zorlaştığına dikkat çeken TSKB Menkul Kıymetler Müdürü Saim Çelik, "Böyle devam ederse faiz faiz üstüne işleyecek, piyasada çektiği para sürekli olarak artacak" diyor.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 09:57

İLGİLİ HABERLER