Spor
  • 23.2.2004 17:55

MUSTAFA DENİZLİ F.BAHÇE-G.SARAY DERBİSİNİ YORUMLADI...

Kadir Has Üniversitesi'nde öğrencilerle sohbet toplantısı yapan Denizli, Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki derbiyi dünyanın takip ettiğini ifade ederek, ''Dünyada çok önemli bir bölüm (Bu maçlarda ne olaylar yaşanabilir) diye takip ediyor. Yöneticiler, teknik adamlara önemli görevler düşüyor. Bu hafta medyada çıkacak yazılar önemli. Derbide herhangi bir kötü olay yaşanmamalı'' dedi. Mustafa Denizli, hem Galatasaray hem de Fenerbahçe'nin başında derbilere çıktığını dile getirerek, şöyle devam etti: ''O tansiyonu çok iyi bilirim. Samimi söylüyorum, Türkiye'de teknik adamların devam edip etmemesi için bu maçların neticeleri çok önemlidir. Ben bu derbilerden önce özel çalışmalar yapardım. Futbolcularıma hakemlerle, rakip futbolcular ve taraftarlarla herhangi bir kötü dialoga girmesini kesinlikle yasaklardım. Benim zamanımda önemli sayılacak herhangi bir hadise yaşanmadı. Yöneticilerin ve medyanın kendini sorgulaması lazım. Kazanmak için herşeyin mübah olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Bunları çıkarılacak yasalarla, polisiye tedbirlerle önleyemeyiz. Kişinin kendisi önler.'' FENERBAHÇE GALİBİYETE YAKIN Derbi maçın sonucuyla ilgili bir soru üzerine Denizli, Galatasaray'ın son dönemde Kadıköy'deki maçlarda başarı oranının düşük olduğunu, Fenerbahçe'nin biraz daha ağır bastığını söyledi. ''Karşılaşma eşit şartlarda başladığı gibi biterse, Fenerbahçe galibiyete yakın görünüyor'' diyen Mustafa Denizli, şöyle konuştu: ''Normal şartlarda Fenerbahçe kazanmaya yakın taraf. Ama 1 saniyede bir istem dışı hareket sonucu etkileyebilir. Beraberlik futbol adına kötü sonuçtur. Bir gazetede yazarlar derbi ile ilgili 'Fenerbahçe kazanır, Galatasaray kazanır, berabere biter' şeklinde yazılar yazıyor. Sonra da 'ben yazmıştım' diyorlar. Otorite düşündüğünü yazar. Türkiye'de otorite sayısı son derece azdır.'' MİLLİ TAKIMDA DEĞİŞİM KAÇINILMAZDI Mustafa Denizli, milli takımda yaşanan değişimin kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, ''Türkiye'de milli takımı başarıya götürecek potansiyel var'' dedi. Değişimde tercihlerin çok önemli olduğunu anlatan Denizli, ''Rakibe göre futbolcular belirlenmeli. Futbol milli takımlarının yüzde 30'unu Almanya'da yetişen futbolcular oluşturuyor. Bu çok önemli bir avantaj. Herkesin farklı düşüncelerinden yararlanmak ama etkilenmemek çok önemli. Türk futbolunda değişim ışık hızıyla yaşandı. 2000'de çeyrek final, 2002'de yarı final oynayan milli takımın, 2004 Avrupa Şampiyonası'na katılamaması bizi üzdü'' diye konuştu. Denizli, yeniden milli takımın başına geçip, geçmeyeceğiyle ilgili bir soruya, ''Ben hiç düşünmeden milli takımın başına geçtim. Onurlu bir görevdir. O görevden hiçbir insan feragat etmez. Ama şu anda yeni bir misyon yüklendim. Milli takımın teknik direktörlüğü konusunda fikir yürütmem yanlış olur'' diye cevap verdi. Doğru bildiği herşeyi kamuoyuyla paylaştığını anlatan Denizli, ''İçimizdeki İrlandalılar'' yaklaşımının doğru bir yaklaşım olduğunu kaydetti. Türkiye'de kulüplerin transfer politikalarında önemli yanlışlıklar olduğunu belirten Denizli, şunları söyledi: ''Kulüpler bütçelerini çok fazla aştı. Bu yanlış devam ederse Süper Lig'de birçok takım ayakta kalmamaz. Hagi gibi yıldızları Türk futbolu bir daha göremeyebilir. Transferde idari anlamda yapılan hatalar, milli takım için de büyük bir handikap.'' Denizli, yerli-yabancı teknik adam ayrımı ile ilgili bir soru üzerine ise ''Yabancıların futbolumuza olumlu katkıları olmuştur. Bana hem babalık, hem hocalık yapan bir Alman'dır. Kaliteli yabancı hocaların her zaman olmasından yanayım. Birçok yabancı antrenör arasında şampiyon olmak daha keyifli oluyor'' dedi. Sohbet sırasında medyayı da eleştiren Mustafa Denizli, şunları söyledi: ''Türkiye'de insanlar çok kısa sürelerde kahraman veya hain ilan edilebilir. Bir hafta içinde ikisi de olabilirsiniz. Ben 17 yıldır bir kahraman mı, yoksa hain mi olduğuma karar veremedim. Galatasaray'ın başına geldiğimde, şampiyonluk bana yetmedi. Türk futbolunda hedefleri büyütmek gerekiyordu. Bunu anlatmaya başladığımda büyük tepkiler aldım, hakaretlere varan yazılar, konuşmalar oldu. Suçum hedefi büyütmekti. Ben çok farklı düşünceleri hayata geçirmek, yaşanmamışları yaşamak için tercihler yaparım. Vestel Manisaspor'un bu yılki hedefi bir araçtır. Bu çalışma kesintiye uğramazsa, Türk halkı Vestel Manisaspor'un Avrupa kupalarında mücadele ettiğini görecektir. Ben hayatım boyunca bu ülke için bir şeyler yapmaya çalıştım. Kim anlar, kim değer verir önemli değil. Türkiye'de herşeyin bedeli var. En ağır olanı başarılı olmanın bedelidir. Ben öyle işler yapmalıyım ki kendimi fotoğraflarla, kasetlerle anlatmak zorunda kalmayayım. 10-15 yıl sonra genç biri bana 'Türk futbolu için ne yaptın' dediğinde 'şunları yaptım' diyebilmeliyim. Sizin hayatınız zorluklarla geçecek. Yılmadığınız, başarıyı yakalayacağınıza inandığınız anda yakalamamanız mümkün değil.'' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:41

İLGİLİ HABERLER