
NİNEDEN KILIÇDAROĞLU'NA: ''YAVRUM GEL GARİ GEL''
BURDUR - Kılıçdaroğlu, genel seçim çalışmaları kapsamında helikopterle Burdur'a geldi. Kılıçdaroğlu'nun helikopterinin Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Kışla Stadı'na ineceği açıklandı, ancak yetkililerin, stadın çimlerinin sentetik olması nedeniyle yanabileceği uyarısı üzerine, stadın yanındaki boş alanın iniş için hazırlanmasına karar verildi. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından Burdur'a gelen helikopter, sentetik çimlerin üzerine indi. Yangın riskine karşı alanda itfaiye ekibi hazır bekletildi.
Partililer tarafından çiçeklerle karşılanan Kılıçdaroğlu, parti otobüsüyle kısa bir şehir turu yaptı. Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Gürler AŞ mermer işletmesini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, burada işçiler ve işyeri sahibiyle sohbet etti. Daha sonra kent merkezine geçen Kılıçdaroğlu, yol kenarındaki bir kahvehanenin önünde otobüsten inerek, burada oturan vatandaşlarla çay içti. Bu yerin ''Emekliler Kahvesi'' olduğunu öğrenen Kılıçdaroğlu, emeklilerden oy istedi. Bu sırada kahvehaneye gelen bir kişi, Kılıçdaroğlu'na çok benzediğini söyleyerek fotoğraf çektirmek istedi. Kılıçdaroğlu, emekli öğretmenin isminin Mustafa Kaya olduğunu öğrenince, ''Kemal olsaydı daha iyi olacaktı'' diye espri yaptı.
Kılıçdaroğlu, yanına gelen ve yöresel ağızla ''Yavrum gel gari, gel. Gel artık bu emeklilere de nitceksen et'' diye seslenen yaşlı kadına da ''Geleceğiz, geleceğiz. Tamam'' karşılığını verdi.
-MİTİNG-
Cumhuriyet Meydanı'nda miting alanına geçen Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte sahneye çıkarak Burdurluları selamladı. ''Başbakan Kemal''sloganları eşliğinde konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin iktidara gelmesiyle emekliden, çiftçiden, süt üreticisinden, sanayiciden, esnaftan yana bir tarih başlayacağını söyledi. CHP ile halkın iktidarının kurulacağını belirten Kılıçdaroğlu, ''Cumhuriyet'in bütün birikimlerini evinin eşyası gibi satan bir düzeni bitireceğiz'' dedi.
-''PROJEDEN BOĞULDULAR''-
Hükümetin ekonomiyi iyi yönetemediğini, istikrarın sağlanamadığını öne süren Kılıçdaroğlu, ülkenin, çiftçi, esnaf, emekli, sanayici dostu bir iktidara ihtiyacı olduğunu söyledi.
CHP'nin geçmişte proje üretmediğine ilişkin eleştirildiğini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Şimdi projeden boğuldular, sesleri çıkmıyor. Fikir yok, düşünce yok adamlarda. Şimdi sabah akşam bizi kötülüyorlar, eleştiriyorlar. Çünkü yapacakları bir şey yok'' dedi.
Başbakan Erdoğan'a çeşitli dönemlerde bir televizyon programında bir araya gelmek üzere çağrıda bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın bu talebe olumsuz yanıt verdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Neymiş? 'Ben onun karşısına çıkmam.' Ben bilirim niye çıkmayacağını. Korkuyorsun. Korkma, yürekli ol, adam gibi adam ol. Madem eleştiriyorsun gel karşıma'' diye konuştu.
-YGS'DE ŞİFRE İDDİALARI-
Kılıçdaroğlu, YGS'nin ardından ortaya atılan şifre iddialarına da değindi. Bu yıl sınava 1 milyon 700 bin gencin girdiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ''O gençler bizim umudumuzdur. O gençler bizim geleceğimizdir. 1 milyon 700 bin gencin umuduyla oynadılar'' ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Az önce haber geldi. Önce demişlerdi ki, 'şifre yok', sonra 'sehven oldu', sonra 'şifre var.' Sonra dediler k,i 'şifre var ama kopya yok.' Kopya yoksa şifre niye var? Daha bunun cevabı yok. Şimdi savcıya dilekçe vermişler kendilerini savunuyorlar. 'Şifre de yok' diyorlar. Yalana bakın. Hem diyorsun 'var', resmi diyorsun 'yok.' 1 milyon 700 bin çocuğun ahı, günahı onların boynuna. Onlardan hesap sormak da benim boynumun borcu, bunu unutmayın.''
YGS'yi protesto ettiği için bazı öğrencilerin okuldan atıldığını da dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''YGS'yi protesto etti diye okuldan atıyorlar, o şifreli sınavı yapan adam, ar damarı çatlamış adam koltuğunda oturuyor. İnsanda biraz utanma olur, utanma. 1 milyon 700 bin çocuğun hakkını yedin. Yine gazetelerde var. Sorulara hiç yanıt vermemiş puan almış, nasıl oluyorsa bu? 120 puan alan da itiraz etmiş. 'Benim 120 puanım olmaz, ben soruları yaptım.' Demişler ki, 'pardon senin puanın 420, 120 değil.' Şimdi bu sınava iktidar niye ses çıkarmıyor?
Bunu bir CHP'li yapsaydı yer gök inlemişti, kıyamet kopmuştu. Bakın yandaş medyaya, haber var mı? Bir de ahlaktan söz ederler. Ahlaklıysan 1 milyon 700 bin çocuğun hakkını yiyenlerden hep beraber hesap sormalıyız.''
Burdur'un bedelli askerlik yapan kişilerin geldiği bir kent olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Burdur'u biliyorsunuz. Burada askerlik yapanları da biliyorsunuz, bedelli. 21 gün olduğunu da biliyorsunuz. Orada 21 gün askerlik yapan çocuğu da biliyorsunuz. Peki kendi çocuğunu 21 gün askere gönderirken 'bu memleketi kim savunacak' diye aklına gelmiyor da bu memleketin vatandaşı, vatandaşın oğlu askere giderken mi memleket savunması senin aklına geliyor? Ama siz unutmayın. Bu memleketi savunmak Recep Bey'e düşmeyecek. Bu memleketi biz ulusal bağımsızlık savaşını nasıl verdiysek, Kuvayi Milliye ruhuna nasıl sahipsek dişimizle tırnağımızla savunuruz, o hiç merak etmesin.''
-''TELEFONLA KONUŞ, RECEP BEY DUYAR''-
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında bir genç kürsüye yaklaşarak İngilizce, Almanca, Rusça bildiğini, buna rağmen iş bulamadığını söyledi. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu, ''Recep duymaz bunları. Recep'in duyması için telefonla konuş, Recep Bey duyar'' dedi.
Başbakan Erdoğan ve bakanların ülkede işsizlik sorunu olduğunu kabul etmediklerini de iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Recep Bey'e sorarsanız işsizlik diye dert yok. Bakanları söylüyor; 'işsizlik diye bir sorun yoktur' diyor. Yok mu? Gençler iş buluyor mu, bulmuyor mu? İşsizliğin olduğu yerde ailede dram vardır, huzur yoktur, tabloyu düzeltemezsiniz. 'İstikrar sürsün' diyorlardı. Ben size 'istikrar sürsün'den bir örnek vereceğim. 2002'de Türkiye Cumhuriyeti'nin hapishanelerinde hükümlü ve tutuklu sayısı 59 bin. 2011 nisan ayı itibarıyla söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin hapishanelerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 120 bini aştı. Yüzde 100'ün üzerinde. İnsanlar niye hapse girerler? Çoğu elektrik borcu, icradan kaçmak için. Bu insan niye hapse girer? Bu sürede yapılan hapishane sayısı 49. Hapishaneler yetmiyor, yeni hapishaneler yaptılar. Eğer 49 hapishane yerine 49 fabrika yapsaydınız bu ülkenin insanı orada çalışsaydı, alınteri dökseydi daha iyi olmaz mıydı? Çıksın söylesin. '49 hapishane yapmadık', çıksın söylesin '2002'de 60 bin hapis vardı, 120 bine çıkmadı' desin. Bir de diyorlar ki 'istikrar sürsün.' O istikrarı al başına çal.''
Kılıçdaroğlu, emeklileri, esnafı, hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar CHP'ye oy vermeye çağırdı.
Son altı ayda CHP Genel Merkezini üniversite gibi çalıştırdıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, CHP'nin yeni kadrolarıyla en az 3 bakanlar kurulu çıkaracak güce sahip olduklarını söyledi.
-KASET TARTIŞMALARI-
Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde telefon dinlemeyeceklerini belirtti. ''Kasetçi iktidara da hesap soracağız'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Artık onlar kasetle besleniyorlar. Allah aşkına bir siyasi iktidar niye kaset seyreder? Bunların derdi ne Allah aşkına, niye bu işlerle uğraşırlar? Ayıp değil mi ya, koca koca adamsınız. Çıktınız ortaya, 'ben bu ülkeyi yöneteceğim' diyorsunuz. Memleketi yönetmek için yasa dışı bulgulardan yola çıkmak ayıp değil mi Allah aşkına? İzmir Büyükşehir Belediyesine 13 ay kamera koymuşlar. Bir ay yetmemiş, iki ay yetmemiş, üç ay yetmemiş, bir yıl yetmemiş, 13 ay. 13 ay değil, 13 yıl kurmazsan namertsin.''
Konuşması sırasında bir vatandaşın elindeki gazetenin sürmanşetine de dikkati çeken Kılıçdaroğlu, ''Manşette diyor ki, 'atma Recep din kardeşiyiz.' Dün miting yapmış, beyefendi, 'kişi başına milli gelir 20 bin doları buldu' demiş. 20 bin dolar kişi başına geliri olan var mı aranızda? Yandaşlarda var. 20 bin dolar ne demek? 'Aradık hep ceplerini her taraftan para çıktı' diyor bizim türkümüz'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklanan Burdurlu gazeteci Mustafa Balbay'ı da İzmir'den milletvekili adayı gösterdiklerini anımsattı. Kılıçdaroğlu, ''O da parlamentoya gelecek. Ona da özgürlük getireceğiz'' diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NA MAZOT KARTI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''(Efendim terörle mücadelede hiçkimse bize yardım etmedi...) İcazet aldığı yerin büyükelçisi diyor ki, (Senin söylediğin yalan arkadaş ben sana yardım ediyorum). Bir ülkenin başbakanını bir başka ülkenin büyükelçisi yalanlıyorsa ve sesini çıkarmıyorsa, susup yerine oturuyorsa o bizim başbakanımız değildir'' dedi.
Kılıçdaroğlu, Burdur'daki seçim gezisi çerçevesinde Bucak ilçesine geldi. Bucak girişinde Oğuzhan Taşımacılar Kooperatifini ziyaret eden Kılıçdaroğlu, taşımacılarla sohbet etti ve çay içti. İlçedeki taşımacılık faaliyetleri hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, sektörde ciddi sorunlar olduğunu ifade etti.
Yurtdışına sevkiyat yapan Ali Özdamar adlı tır şoförü, kendilerine sahip çıkılmadığını öne sürdü. İran'da kullanılan mazot kartını Kılıçdaroğlu'na gösteren Özdamar, mazot fiyatının İran'da da yüksek olduğundan yakındı. Özdamar, CHP liderine mazot kartıyla birlikte İran, Özbekistan ve Türkmenistan parası hediye etti. Kemal Kılıçdaroğlu da, bu mazot kartını televizyonda göstererek tır ve kamyon şoförlerinin sorununu dile getireceğini söyledi.
Daha sonra Bucak Sanayi Sitesini de gezen Kılıçdaroğlu, işletmeleri ziyaret ederek esnaf ve çalışanlarla selamlaştı.
Cumhuriyet Meydanı'nda parti otobüsünden vatandaşlara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, Bucak'ta oy oranlarının düşük olduğunu ancak bu konuda vatandaşı değil, kendilerini suçladıklarını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Bucak'a daha önce gelmediklerini ancak seçim dönemi ''Niye bize oy vermiyorsunuz?'' diye sorduklarını belirterek, ''Derdini dinlemezsen olmaz, sohbet etmezsen olmaz, bir bardak çayını içmezsen olmaz'' dedi.
Geçmişte Türkiye'nin her yanında Bucaklı bir kamyoncu olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, bugün ise kamyoncuların zor günler yaşadıklarını, maliyetlerini çıkarmak için kamyonlarında yakıt olarak 10 numara yağ yakmak zorunda kaldığını ifade etti. Sorunları bildiğini ve çözmek için yola çıktığını anlatan Kılıçdaroğlu, ''Diyorlar ki 'Türkiye büyüsün, istikrar sürsün'. Eyvallah. Adil olursa hiç itirazımız yok ama birileri büyür, çiftçi, emekli, esnaf küçülürse olmaz. Ona itiraz ederiz'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, kimliği, inancı ne olursa olsun bütün insanların, Allah'ın yarattığı en değerli varlık olduğunu belirterek, ''Kim diyorsa ki 'Ben kimliğim dolayısıyla engel görüyorum', gelecek beni bulacak. Kim diyorsa ki 'Ben inancım nedeniyle ibadetimi yapamıyorum' gelip beni bulacak. Onların sorununu çözmek için sonuna kadar mücadele edeceğim'' dedi.
-''HERKESİN GÜÇLÜ OLDUĞU BİR TÜRKİYE GÜÇLÜDÜR''-
Kemal Kılıçdaroğlu, geçmişte hangi partiye oy verirse versin herkesten oy istediklerini söyledi. Herkese aş ve işin olduğu bir Türkiye'yi yaratmak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Bir hükümet gidip, iktidar olmadan önce Amerika'dan icazet alırsa o hükümet size hizmet etmez, Türkiye'ye hizmet etmez. Bakın şimdi 'Efendim terörle mücadelede hiç kimse bize yardım etmedi...' İcazet aldığı yerin büyükelçisi diyor ki, 'Senin söylediğin yalan arkadaş ben sana yardım ediyorum'. Bir ülkenin başbakanını bir başka ülkenin büyükelçisi yalanlıyorsa ve sesini çıkarmıyorsa, susup yerine oturuyorsa o bizim başbakanımız değildir. Bunu bilmenizi isterim. Bu ülkenin başbakanı yürekli adam olacak. Bu ülkenin başbakanı kimsenin önünde diz çökmeyecek. Bu ülkenin başbakanı Türkiye'yi uluslararası arenada onurlu bir devlet kimliğine kavuşturacak. Olay budur. Biz bunu istiyoruz. Herkesin karnının doyduğu bir ülkede bunlar olur. Herkesin güçlü olduğu bir Türkiye güçlüdür. 12 milyon 715 bin yoksulun olduğu Türkiye güçlü Türkiye değildir, büyük Türkiye değildir.''