Gündem
  • 15.11.2008 00:35

ÖCALAN, ATATÜRK HAVALANINA ELİNDE ÇİÇEKLE GELECEKTİ!.

Erhan Çelik’le İskele Sancak’a bu hafta terör örgütü PKK'nın eski yöneticisi Selim Çürükkaya'nın açıklamaları masaya yatırıldı. . Çürükkaya'nın gündemdeki Ergenekon davası ve terör örgütü PKK’ya ilişkin çarpıcı açıklamalarını Programa Gazeteci Ümit Fırat ve Eski Cumhuriyet Savcısı Reşat Petek ve Yeni Şafak'tan gazeteci Şaban Arslan değerlendirdi.

Programa katılan Ümit Fırat, Selim Çürükkaya'nın o örgütün içinde yeraldığını belirterek " Geçmişte yaşananları çok iyi bildiği muhakkaktır. Aydınlık ve daha sonra 2000’e Doğru PKK ve Öcalan’la ilgili yazı dizisi bile yaptı. Perinçek, Öcalan’la içli dışlı oldu çok ropörtajlar yayınladı. 1991 yılında Paris’te konferansa katılan Ahmet Türk gibi bazı isimler SHP’den ihraç edildi. Doğu Perinçek Bekaa’dan gelerek gerek konferansa katıldı.

Yalçın Küçük, devrimin merkezinin Moskova’da olmadığını devrimin merkezinin Bekaa’ya doğru kaydığını anlattı.

Ümit Fırat, Ben İmralı’nın diğer cezaevleri gibi kamuya açık olmasını istiyorum. Bugün İmralı’ya Adalet Bakanlığı kontrolünde değil. Kimler giriyor kimler yetkili belli değil. Görüşmede belgeler ve notlar ordaki kişilerin izni olmadan dışarı çıkmaz. Öcalan Türkiye’ye teslim edildi. Fırsat verilirse Türkiye’ye hizmet edeceğini söyledi. Bu kişi hakkında 40 bin kişinin katili olarak suçlandı. Ancak tek başına yargılandı. Böyle bir dava tek başına yargılanır mı. Onunla birlikte aynı suçu işleyenler elini kolunu sallayarak devam etti. Hatta yanına avukat olarak girip çıktılar. Öcalan 1999-2000 yıllarında avukatlarına hep iyimser bir şeyler olacak diyordu. İyimserlik saçıyordu. Ama ben bilmiyordum. Demekki ona birileri bir şeyler söylüyordu.

Gazeteci Şaban Arslan, Doğu Perinçek komünist düşünceye sahip bir kişi, Veli Küçük Türk-İslam sentezine sahip bir yapıda kişi. Tuncay Güney bu iki ismin nasıl bir araya geldiğini de şöyle anlatıyor: Akşam’da çalıştığı bir dönemde Veli Küçük kendisini çağırdığını, bu görüşmede Küçük’ün Doğu Perinçek’in elinde çok önemli kaynağı olduğunu ve bu kaynaklardan faydalanmaları gerektiğini söylüyor. Tuncay Güney, bu talimat sonrasında Doğu Perinçek’in ekibi ile görüştüğünü bu görüşmenin devam ettiğini anlatıyor. Tuncay Güney, 2000’e Doğru dergisi ile teması sonrasında eylemleri farklı kesimin yapmasına karşın başka kesimlerin muhatap olarak gösterildiğini anlatıyor.

En belirgin örnek de Eşref Bitlis paşanın içinde bulunduğu helikopterin düşürülmesi olayında başka bir hedef gösterilmesine karşın olayın ardında Ergenekon örgütünün yaptığını belirtiliyor. Perinçek’in sahibi olduğu dergi çok farklı bir delillerle olayı ABD konsolosluğunda görevli bir kadın ve bir generale yıktığını yazmıştı.

Tuncay Güney’e göre Yalçın Küçük, Öcalan’ın teörisyenidir. Küçük, Beka vadisine gidip orada bir süre kalıyor ve çok ciddi çalışmalar yapıyorlar. Cumhuriyetin kuruluşunun 75. yılında Türkiye’ye dönmek gibi bir proje geliştiriyorlar. BM’den bir uçak alacaklar. Uçakla Atatürk Havalimanı’na inicekler Öcalan elindeki silahı bırakıp eline aldığı çiçekle teslim olacaktı. Böyle bir senaryo vardı. Ancak birileri Öcalan’ın teslim olmasını istemiyor ve Öcalan’a yönelik operasyon hazırlanıyor. Tansu Çiller döneminde bir operasyon hazırlanıyor. Operasyon düzenlenmeden bir gün önce Öcalan haber alıyor ve kaçıyor Öcalan da dönmekten vazgeçiyor. Tuncay Güney Ergenekon’un kilit adamıdır. 9 yıl da bu örgütün içinde görev almıştır. Örgüt birçok işte direk kendisi değil Tuncay güney gibi kuryeleri kullanmışlardır.

Tuncay Güney, Eğer Ergenekon isterse PKK bir ayda biter diyor, benim Ergenekon'la ilgili çok sayıda haber yaptım, Tuncay Güney'in Ergenekon -PKK ilişkisine yönelik açıklamaları çok farklı çevrelerden tepki geldi. Hatta cezaevindeki Öcalan bile açıklama yaptı. Hatta Güney'in her açıklamasına cezaevinden anında cevap geliyor.

Ergenekon'la ilgili bugüne kadar 87 kişi tukulandı. Bu örgüt sıradan bir örgüt değil. Yer altında bir devlet kuruldu. Çürükkaya da burda örgütün boyutunun nasıl olduğunu da ortaya koydu.

Emekli Cumhuriyet Savcısı Reşat Petek, örgütle ilgili zaman zaman değerlendirmelerde bulundu. 1999 yılındaki açılan bir davada ilk kez örgütün ismi konuldu. Biz 1960 darbesini yaşadık. 12 darbesini de yaşadık. 12 Eylül darbesi yapıldı. bir günde terör durdu kan durdu. Bir gün iki gün içinde ne oldu da terör durdu. Bu olay araştırılırken derin devlet yapısını bu açıdan görmekte fayda var.





Haber 7

Güncellenme Tarihi : 15.5.2016 04:19

İLGİLİ HABERLER