KAYNAK : Haber Vitrini
ANKARA/Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi, CHp listesini beğenmedi.Ekşi,"CHP'de Genel Başkan Deniz Baykal'ın, ‘‘solu kucaklayıcı’’ ve ‘‘Hacı Bektaş-ı Veli olgunluğu ile hoşgörüsünü yansıtıcı’’ bir yaklaşımı reddettiğini ortaya koyuyor. Çünkü simge isimleri Baykal'ın liste dışı bıraktığı görülüyor " dedi.
İŞTE EKŞİ'NİN YAZISI;
Adaylar ortaya çıkarken...
MİLLETVEKİLİ aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilmesine daha yarım saat var. Bu son yarım saat, listelerin yapısını değiştirmeye yetmez ama bazı sürprizlerin meydana gelmesini de engellemez.
Örneğin, genel başkanın son dakikada aklına gelen bir isim alelacele listeye girebilir.
Veya... Listeyi götüren kişi veya kişiler son dakikada bir ismi çizip yerine bir başkasını yazınca, o iki ilgilinin kaderi değişiverir.
Çocukluk yıllarımızda yani 1943 seçiminde ailemizin başına aynen böyle bir durum gelmişti:
CHP'nin tek parti dönemiydi... Çankaya'da onaylanarak vilayetlere ve kamuoyuna duyurulmak üzere radyoya gönderilen Ordu ve Samsun aday listelerinde iki isim böyle bir azizliğe uğrayıp değiştirilince savaş yılları Ankara'sında ciddi bir yoksulluk yaşamıştık.
Onun için listede olmak ile olmamak ne demektir, hele bir azizliğe uğramak o insanlara ne kadar ağır gelir, iyi biliriz...
Ama bunlar bireysel olaylar. Asıl önemlisi aday listesinin anlamı, yani o listeyi düzenleyen iradenin parlamentoda nasıl bir grupla temsil edilmeyi istediğidir.
Rahmetli İsmet Paşa olabildiğince yeni fikirli, dinamik ve donanımlı isimlerin Meclis'e girmesine dikkat ederdi. Bu yaklaşımının parti yönetimine çöreklenmiş kadroları rahatsız etmesine aldırmazdı. CHP'nin çağla birlikte sağlıklı bir değişim süreci yaşaması için bunu şart görürdü. Nitekim 1946 seçimlerinde Meclis'e giren ve sonra 35'ler diye anılan genç, aydınlık ve idealist kadro CHP'nin demokratikleşmesine büyük katkı sağlamıştı.
Buna karşılık Demokrat Parti döneminde Adnan Menderes ‘‘kendisine sadık’’ isimleri Meclis'e soktu. Böylece yanlışları ona söylemekten korkan bir Meclis Grubu yarattı. Sonuçta giderek diktatörleşti. Ve... Ülkeyi en iyi bu şekilde yönetirim hayaline kapılınca rotayı iyice şaşırdı.
Ne var ki 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle tüm hesapları altüst oldu.
Gerisi malum...
Şimdi listelere ilişkin ilk haberler özellikle CHP'de Genel Başkan Deniz Baykal'ın, ‘‘solu kucaklayıcı’’ ve ‘‘Hacı Bektaş-ı Veli olgunluğu ile hoşgörüsünü yansıtıcı’’ bir yaklaşımı reddettiğini ortaya koyuyor. Çünkü simge isimleri Baykal'ın liste dışı bıraktığı görülüyor.
Nitekim Baykal sadece kürsüde değil, hareketleriyle de ‘‘Gelin canlar... Bir olalım’’ deseydi, parti içi muhalefetin önemli ve nitelikli isimlerinden biri olan Ertuğrul Günay'ı liste dışında bırakmazdı.
Solda bütünleşme arayan Kemal Derviş buna ne der acaba?
Bakın partinin eski Genel Başkanı Hikmet Çetin'i, kendisiyle kader ortaklığı yapmış Adnan Keskin'i saymıyoruz. Erol Çevikce nerede diye de sormuyoruz.
Hele bir tam liste ortaya çıksın... Asıl değerlendirme hakkımızı o zaman kullanacağız. Ama bu tablonun ‘‘Boşuna uğraşmayın, Baykal değişmez’’ diyenleri desteklediğini de kaydetmeden geçemiyoruz.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:06
