
ÖLDÜRÜLEN JİTEMCİNİN ŞOK KASETİ!.. BENİ CİA'YA VURDURACAKLAR
Öldürülmesinden tam 18 sene sonra ortaya çıkan kayıtlarda Ersever,askeriye içerisinde tabandan tavana kadar uzanan bir şebeke olduğunu ve bu şebekenin kendisini illagal işlere soktuğunu açıklıyor.
Aynı generallerin kendisi hakkında bir soruşturma açmasına sinirlenen Ersever, "Onlar buna devam ederse ben de sivil savcılara giderim.Öyle şeyler anlatır ki o generallerin hepsi hapsi boylar" diyor.
Ersever, "Kendine dikkat" diyen Albay'a, "Merak etme bunlar beni öldüremez ama esas korkum başka.Bunlar beni öldürmeyi beceremez korkum işi CİA'nın yapması" diyor.
1993’te öldürülen JİTEM’in karakutusu Cem Ersever’in son konuşmaları duyanları şoka sokacak türden.Ersever'in bazı komutanlarla yaptığı telefon görüşmelerinde kendisini illagal işlere soktuklarını artık susmayacağını söylüyor.Ersever bu konuşmaların ardından susturuldu.
Ses kaydındaki ifadeler suikastın ardındaki perdeyi de aralıyor. Ersever, ordudaki kirli ilişkileri açıklayacağını belirtirken "Generallere uzanan silsile var" diyor. Şu sözler ise öldürüleceğini anladığını ortaya koyuyor: "Beni de tamamen illegal çizgiye getirdi bu adamlar. Susturmak istiyorlar ama susmayacağım."
Bugün gazetesi, JİTEM'in kurucularından Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in ses kayıtlarını yayınladı. Doğu ve Güneydoğu'da 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlerin sorumluları arasında gösterilen 'JİTEM'in karakutusu' Ersever, konuşmalarında PKK'ya karşı yürütülen mücadelede 'ihaneti' ortaya koyan bilgiler veriyor. Ordudaki kirli ilişkileri açıklayacağını belirten Ersever, bazı şaibeli operasyonlara katıldığını söylüyor.
Ersever, "Beni de tamamenillegal çizgiye getirdi bu adamlar. Susturmak istiyorlar ama susmayacağım" şeklinde konuşuyor. Ersever, kirli ilişkileri açıklayacağını her telefonkonuşmasında dile getirmesinin ardından faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Ersever'in sağ kolu olarak bilinen itirafçı Mustafa Deniz'in Ersever'le birlikte çekilmiş fotoğrafları da ilk kez günyüzüne çıktı.
İFADEYE GİDECEKTİ
Ersever, 1993 başında Aydınlık Dergisi'nde Ergenekon'untutuklu sanığı SonerYalçın'a konuşmuş veYeşil kod adlı MahmutYıldırımve bazı failimeçhuller ile ilgili açıklama yapmıştı. Jandarma Genel Komutanı OrgeneralEşref Bitlis'inkuşkulu uçak kazasında ölümündenbir ay sonra da 17 Mart 1993'te 30 arkadaşı ile birlikte görevinden istifa etti. İstifa mektubunda "Güneydoğu'da yetkili organlar içerisinde oluşturulanbir çete, hadiselerin gerçek boyutlarınınTürk milleti tarafındangörülmesini engellemektedir" diyordu. Ersever, gerçekleri ve PKK ile mücadelenin eksikliklerini kamuoyuna duyurmaya çalışacağını açıklıyordu.
GERÇEKLER TELESEKRETERDE
Bir süre sonra Jandarma Askeri Savcılığı, Ersever'in Aydınlık'a verdiği röportaj nedeniyle hakkında soruşturma başlattı. 26 Ekim1993'teki duruşmaya gitmek için 24 Ekim'de Ankara'ya giden Ersever'den bir daha haber alınamadı. 1 Kasım'da Ankara'da önce sevgilisi Neval Boz'un ardından itirafçı Murat Demir'in ve 4 Kasım 1993'de Elmadağ'da Ersever'in cesedi bulundu.
Ersever,TSK'dan istifa ettikten sonra itirafçı Mustafa Deniz ve Ali Hoca ile birlikte Mezopotamya Basın- Yayın Şirketi'ni kurdu. Bu şirketin telesekreterine kaydedilen görüşmeler, Ersever'in susturulacağını anladığını ortaya koyuyor. O dönem görev yapan Albay Kurtuluş Ö. ile yaptığı görüşmede 'CIA tarafından öldürüleceğini' belirten Ersever, Güneydoğu'da yaşanan aksaklıkları, askerin anlamsız bir şekilde yetersiz kalışını ve kirli ilişkileri güvendiği komutanlarla paylaşıyor.
Bu adamlar beni illegal çizgiye getirdi
Asker olduğu tahmin edilen Celal isimli kişiyle konuşan Ersever tutuklanması durumunda, bazı operasyon emirlerini Genelkurmay'dan aldığını açıklayacağını dile getiriyor.
ERSEVER: Öyle değil sen Turan Paşa'ya durumu söyle durum bu yani ben de tamamen illegal çizgiye getirdi bu adamlar susturmak istiyolar ve ben susmayacam.
Celal: Doğru haklısın tamam komutanım ben söylim, iletiyim bi görüşün bakimt elefonla da. Yani bu işi bu tür fikir bazında böyle karşılıklı böyle şey yaparak halletmeye.
ERSEVER: Bu soruşturmayı ortadan kaldırmadan ben şeyi durdurmam yani kesinlikle soruşturmayı durduracaklar.
Celal: Biraz yumuşayın komutanım.
ERSEVER: Onlar yumuşayacak, bu kadar sene onlar benim ağzıma s... Bu kadar eyleme girdim, bu kadar işe girdim çıktım. Ondan sonra gelmiş benim karşıma benim hakkımda soruşturma açıyo bana. İki tane eylemi çıkarım derim bana genelkurmay başkanı emir verdi. Kimaksini ispat edecek bunun.
Celal: Komutanımo işler o safhaya gelmesin yani.
ERSEVER: Ama onlar getiriyorlar, ben gidip de yalvarmam.
YUKARIDAN EMİR VERİLMİŞ
Celal: Gitseniz acaba tutuklama durumları olabilir?
ERSEVER: Olacak, olacak çünkü benim anladığım bu yukarıdan emir verilmiş onlara. Sivil savcılık olsun gideyim tereddütsüz giderim.
Celal: Böyle bir niyetleri olsaydı sizi direkt hani alma arama durumları pozisyonuna girdiler girebilirlerdi.
ERSEVER: Arama vardı ki. İfademi almadan tutuklamamı tevkifi nasıl çıkartıyor?
Celal: Niye olmasın ki komutanım ya pat diye olur, yani siz de bu işlerin içindesiniz.
Politikayı siviller üretsin, askerler yapsın
Cem Ersever, terörle mücadeledeki yanlışlıklara dikkat çektiği konuşmalarında artık sivillerin etkin olması gerektiğini vurguluyor. Kimliği belirlenemeyen bir kişiyle yaptığı telefon görüşmesi şöyle:
X: Ne yapacaklar bunlara peki, atacaklar mı?
Ersever: Efendim ya ne yapalım mapalımla olmaz bunları izah ediyoruz, söylüyoruz. İşte taktik önderlik sorunu var diyoruz. Bu adamlar bu işi götüremiyor, yapamıyor bu adamlar bitirsinler bir sivil organizasyon yapılsın bu adamları denetlesin kardeşim. Politika üretsinler politikayı siviller üretsin uygulamasını askerler yapsın.
X: Neyse neyse abi
ERSEVER: İşte bütün bunları biliyosun, bunları hep konuştuk yani.
Bir sürü pislik açıklarım
Ersever'in Albay Kurtuluş Ö. ile yaptığı bir görüşmedeki ifadeler dikkat çekiyor. Ersever, üzerinde gelinmesi halinde 'Bir sürü pislik açıklarım' şeklinde tehditte bulunuyor. İşte o sözler:
ERSEVER: Yalnız bakın dedim bir bunu tehdit olarak algılamayın.
K. Ö: Evet.
ERSEVER: Ben de dedim bir sürü pislik açıklarım.
K. Ö: Evet.
ERSEVER: Silsile dedim generallere şunlara bunlara dedim, hepsini dedim, sayar dökerim onları.
K. Ö: Evet.
ERSEVER: E ona göre düşünün, dedim yani kiminle bu işi yaptığınızı iyi bilin, dedim komutanım ve niyetim o illegalite çerçevesine de girse ben bumücadeleyi yürütecem.
K. Ö: Kendine dikkat et anacım.
ERSEVER: Benim korkum CIA Komutanım. Amerika'ya vurdururlar başka kimse değil onlar beceremezler çünkü.
K. Ö: Evet, evet kendine dikkat et, ee sevdiğimbir arkadaşımsın.
ERSEVER: Sağ olun komutanım.
Bunların hesabını vermek zorundalar
Ersever'in hakkındaki soruşturma ile ilgili olarak Celal ve Kurtuluş Ö. isimli iki askerle yaptığı bir başka görüşme o dönemde gerçekleşen bazı terörist saldırıların kamuoyuna farklı şekilde yansıtıldığını gözler önüne seriyor. İşte o şok diyaloglar.
ERSEVER: Bir şey merak ediyorlarsa sorsunlar illa da kalkıp devletlikleri tutuyorsa bunların acaba s... bana mı kalkıyor kardeşim. Gitsin güneydoğuya, utanmıyorlar mı? Dünkü açıklamayı gören de tabur basıldı komando taburu, tabur komutanı benim devre arkadaşım.
Celal: Evet
ERSEVER: 600-700 kişilik grup bastı bu taburu. Altı tane şehit verildi.
Celal: Evet
ERSEVER: Utanmadan açıklamalarında arazide arama yapan birlik diyor. Bu şehitlerin anaları babaları, kardeşleri, bacıları, karıları var. Bunların hesabını vermek zorunda bu adamlar.
HALKA DOĞRUYU SÖYLEYİN
ERSEVER: Bakınız Görümlü'de akşam 6 tane şehit var.
K. Ö: Evet Allah rahmet eylesin.
ERSEVER: Olay nasıl oldu biliyo musunuz?
K. Ö: Hayır.
ERSEVER: Koca Komando Taburu basıldı 600 - 700 kişilik bir grup tarafından tabur komutanı benim devre arkadaşım. Hasan Basri Vural.
K. Ö: Evet.
ERSEVER: Şimdi nasıl açıklandı.
K. Ö: Karakol baskını.
ERSEVER: Yok karakol baskını da değil arazide gezen, arazi araması taraması yapan birliğin üzerine ateş açıldı böyle oldu. Şimdi ben devleti küçültmek istemiyorum, devlete hakaret etmek istemiyorum ama şu var vatandaşa artık doğruyu söyleyin.
Sivil savcılık olsa göğsümü gere gere giderim
Cem Ersever'in Ergenekon tutuklusu olan ve o dönemde Aydınlık Dergisi'nin muhabiri olan Soner Yalçın ile yaptığı telefon görüşmesi, çarpıcı kayıtlar arasında yer aldı. Yalçın'la birçok kez görüşen Ersever, yaptığı son görüşmelerinden birinde hakkında açılan askeri savcılık soruşturması ile ilgili olarak dert yanıyor. Soruşturmayı sivil savclığın açması halinde 'Göğsümü gere gere giderim' diyen Ersever'le Yalçın arasında şu diyaloglar yaşanıyor:
ERSEVER: Sanıyorum iki gün sonra illegal duruma geçiyorum. Tevkif müzekkeresi çıkar bu mücadele devam edecektir.
YALÇIN: Öyle mi? İfade verseniz.
ERSEVER: Gittiğim anda beni tutuklarlar, çünkü bu bir gözdağıdır.
YALÇIN: Şimdi illegal duruma geçmeden önce ordamahkemede de bunları savunmak ceza verirlerse de legal şekildemücadeleye yasal platformlarda devamettirmek daha iyi değil mi?
ERSEVER: Yasal yollardanmücadelesini vermek isteyen çok insan oldu. Çok kişi girdi çıktı. Ben cezaevine girip çıkmak suretiyle birmücadele vermek istemiyorum. Eğer bu sivil savcılık olsaydı göğsümü gere gere kalkar gelir verirdim. Söylediklerim kesinlikle suç unsuru değildir. Suç unsuru olsaydı Devlet Güvenlik Mahkemesi Terörle Mücadele Kanunu'na istinaden hakkımda dava açardı.