Gündem
  • 29.6.2003 10:58

PRİSMA'NIN GİZLİ LİDERİ KONUŞTU...

İşte karşınızda prisma... Tarikat mı değil mi siz karar verin Kusura bakmayın ama bu röportajın Pınar Altuğ'la bir alakası yok. Zaten Pınar Altuğ'un da Prisma'yla. Benden bile geri durumda. Ben en azından bir gün gittim, o ayağını bile basmamış. Ceri Behar'la biraz arkadaşlar, o kadar. Fakat insanlar, bu vesileyle yakalamışken, bindirmeye, parçalamaya o kadar yatkın ki, Pınar Altuğ'dan çok Prisma konuşuluyor: Nedir, ne değildir, tarikat mıdır, cart mıdır, curt mudur, gidenlerin hepsi boşanıyor mudur, tehlikeli midir, yoksa vergi mi kaçırıyordur, ve saire ve saire. İki olayı birbirinden ayırmak gerekiyor. Pınar Altuğ bir kadın. İster evli kalır, ister boşanır. Boşanması haber olur ya da olmaz, şu yüzden boşanır ya da bu yüzden boşanır. Ama bir kadın boşanıyor diye ortalıkta bir suçlu aramak en azından akıllı işi değildir. Denk düştüğü, gündeme geldiği için Prisma'nın Türkiye'deki en yetkili eğitmeni Israel Berkowicz'le konuştum bu hafta. Geçtiğimiz hafta boyunca gazetelerde dile getirilen ne kadar suçlama, iddia, soru varsa hepsini sordum doğrudan doğruya. O da şöyle ya da böyle cevaplar verdi. Ben ne savcıyım ne yargıç. Sadece sizin merak ettiğiniz soruları onlara ilettim. Prismacılar kendilerini savundular. İddialar ve savunmalar bu sayfada karşınızda. Ve karar tamamen sizin. Yargıç sizsiniz. Bakın, tartın, aklınız kime yakın duruyorsa onu haklı bulun. Davanızda başarılar diliyorum. Benim bildiğim bir tek şey var, o da bu işten şimdiye kadar iyi paralar kazanıldığı. Ama ne kadardır, milyon dolarları bulur mu bulmaz mı, vergisi ödenmiş mi ödenmemiş mi, kayıt dışı ilişkiler var mı yok mu, bunları ne benim ne de sizin bilebilmemiz mümkün. Takdir edersiniz ki, Israel Berkowicz de bunlara cevap vermez. Ama birileri mutlaka bu işleri araştırır ve sonuçlandırır... Prisma nedir? - Bir seminer. İnsanlara hayatta farklı seçeneklerin de var olduğunu gösteren bir iletişim semineri... İddia edildiği gibi kuruluş nedeni, savaşta morali bozulan İsrail askerlerini normal hayata döndürmek mi? - Duyduğum en acayip şey bu! Prisma ve Israil ordusu arasında hiçbir bağlantı yok. Yahudilerle de yok. Bu seminerler İsrail'de değil, Güney Afrika'da başladı. 70'lerin sonunda ve tüm dünyaya yayıldı. Önce Hollanda ve İrlanda'da merkezler açıldı. Sonra Londra ve Tel Aviv'de. Derken ABD, Çekoslovakya gibi pek çok farklı ülkelerde... Prisma şu an kaç ülkede faaliyet gösteriyor? - Prisma her ülkede var diyemeyiz. Sadece Türkiye'de var. Benzer seminerler dünyanın her tarafında var. Metotlar aynı, ama isimler farklı. Holllanda'da adı ‘‘Essence’’, Güney Afrika'da IAM (Individual Achievement Motivation). Siz nasıl eğitmen oldunuz? - 17 yıl önce Prisma yaptım sonra da diğer seminerleri tamamladım. Pat Grove'la. Ki kendisi bu seminerlerin mucidi. Sonra ‘‘trainer’’ yani eğitmen olmaya karar verdim. Ve eğitildim. 6 ila 9 yıl arası eğitim almak gerekiyor. Yüzlerce seminerde asistan oldum, sonra asistan eğitmen ve derken eğitmen... Peki kaç yıldır Türkiye'desiniz? - 3 yıldır. Bugüne kadar kaç öğrenciniz oldu? - 2000'in üzerinde. Kendinizi neye göre başarılı neye göre başarısız olarak değerlendiriyorsunuz? Ölçü ne? - Semineri bitiren insanların tanıklıkları. Burada öğretilen şeylerin sonuçlarını bizzat kendi hayatlarında görmeleri. Aileleriyle ilişkilerini düzene sokmaları, eşleriyle sevgilileriyle daha iyi ilişkiler kurmaları, ebeveyn olmanın ne anlama geldiğini kavramaları, iş hayatında daha başarılı olmaları... Bu seminer mutluluk, başarı ya da amaçlanan neyse, bunun garantisini veriyor mu? - Hiçbir şey, hiç kimse size böyle bir garanti veremez. Her insan bu seminerde öğrendiği iletişim yöntemlerini farklı bir biçimde hayatına uyarlıyor. Biz bu yöntemleri öğretiyoruz. Herkes kendine uygun olanını alıyor ve hayatına farklı bir şekilde adapte ediyor. Bazıları tamamını alıyor, bazıları bir kısmını... Peki çatlak sesleri, itiraz edenleri nasıl yorumluyorsunuz? - Normal bu. İnsanlar bilmedikleri şeylere direnç gösterirler. Şu an Türkiye'de olan bu. Ama şöyle diyenler de var: ‘‘Bize hayata dair bilmediğimiz ya da farkına varmadığımız şeyleri öğrenme fırsatı verdiniz.’’ Biz insanlara ‘‘Şöyle yapın, böyle yapın’’ demiyoruz, sadece belli şekillerde davranmazlarsa ödeyecekleri bedelleri gösteriyoruz: Şöyle davranırsanız şunları kazanırsınız böyle davranırsanız şunları kaybedersiniz. Ama seçim sizin. Herkes ne istiyorsa yapmakta serbest. Toplu gizli grup terapiden öteye ne özelliği var bu seminerin? - Burada gerçekleşen bir grup terapi değil. Zaten ben de terapist değilim. Ben tavsiye vermiyorum, ne yapmalarını gerektiğini söylemiyorum, yol gösteriyorum: Böyle davranırsanız sonuç bu. Ama hoşunuza gitmiyorsa farklı yollar da var... İyi de siz bir otorite değilsiniz ki, bu hakkı kendinizde nereden buluyorsunuz? - Otorite de değilim, psikiyatrist de değilim. Ama ben bu bildiklerimi öğrenebilmek için çok emek sarf ettim. Ve sonunda insanları dinlemesini öğrendim. Neleri söylediklerini, neleri söylemediklerini. Bazen meseleyi insanın söylediklerinden değil, söylemediklerinden çözersiniz. Benim görevim insanların yüzüne ayna tutmak. Kendileriyle yüzleşmelerini sağlıyorum. ‘‘İşte’’ diyorum ‘‘Bu gördüğün sensin. Seviyorsan, ne ala. Ama hoşuna gitmiyorsa başka alternatiflerin var!’’ Tarikat suçlamasının sizce nedeni ne? Neden başka bir derneği değil de sizi? Prisma'nın hangi özellikleri buna temel hazırlıyor? - Bilmiyorum. Yaptığımız şeyin tarikatla uzaktan yakından alakası yok. Bir kere o kadar açığız ki. Herkes gelebiliyor. Sonra insanların burada bir lidere tapınması da gerekmiyor. Ortada bir lider yok çünkü. Biz, katılımcıların özel hayatlarının gizli kalmasına önem veriyoruz. Bu yüzden de ‘‘Burada yaşadıklarınızı, duyduklarınızı başka insanlarla paylaşmayın’’ diyoruz. Çünkü dedikoduların yayılmasını istemiyoruz. Belki de bu yüzden bir tarikatla özdeşleştiriyorlar bizi. Çünkü buradan mezun olanlara ‘‘Nasıl bir şey bu Prisma?’’ dendiğinde, ‘‘Bu konu hakkında konuşamam, bu bir sır!’’ diyorlar. Sırlar da tarikat şüphesini doğuruyor. Oysa seminerlerimizden birine aşayiş polisleri geldi, katıldılar, ‘‘Çok ilginçti, teşekkürler’’ deyip, çekip gittiler. Faşist yöntemler kullanark insanların beynine nüfuz edip onları yönlendirdiğinizi iddia edenler de var. Bu eleştirilerde hiç mi doğruluk payı yok? - Yok tabii. İnsanların beynine nasıl nüfuz edilir bilmiyorum ki. Ben insanlara felsefi konuşmalar yapıyorum. Elde edilen sonuçlara göre sizce talep edilen para az mı çok mu? - Bitiren pek çok insan, ‘‘Böyle bir şey olacağını bilseydim 350 dolar değil on katı fazlasını öderdim’’ diyor. Aslında onlara sormanız gerekiyor. Siz aslında Yahudi bir satıcı mısınız? - Yahudiyim. Ama satıcı değilim... İddialar arasında sizin bu işi para için yaptığınız ve çok zengin olduğunuz da var, doğru mu? - İnşallah! Nadir bildiğim Türkçe kelimelerden biri! İsterim tabii... Bir hafta sonunda 25 bin dolar gibi bir para kazanıyorsunuz. Bu ülke bir maden diye düşündüğünüz oluyor mu? - 350 dolar, İsrail'de bu seminer için ödenen paranın yarısı. Hollanda'da ödenen paranın yüzde 60'ı. Amerika'da bu eğitimleri versem 10 katı fazla kazanırım. O zaman niye burdasınız? - Çünkü bu ülkeyi seviyorum. Benim büyük büyük annem Türk'tü. Adınızın İsrael olmasının sembolik bir anlamı var mı? - Yoo. Sadece bir isim bu. Kutsal Kitaplar'da geçen isimlerden biri. Yakup, David, Muhammed ya da Salomon gibi bir isim. Yani ismimle yaşadığım ülkenin aynı olmasının özel bir anlamı yok. Zaten ben psikolojiden anlamam... Ama insan psikolojisiyle uğraşıyorsunuz? - Hayır. Felsefeyle uğraşıyorum. Felsefe eğitiminiz var mı? - Yok ama çok okudum. Ve seviyorum. Kendinizi bir filozof gibi mi hissediyorsunuz? - Evet galiba. Her zaman görünenin arkasındakiyle ilgilendim. Kendinize yüklediğiniz bir misyon var mı? - Benim misyonum insanların daha iyi bir hayat yaşamasını sağlamak. Sevginin yeryüzündeki en büyük değer olduğunu anlatmak. İnandığım şeyi yapıyorum. Yaptığım şeye inanıyorum. Bu seminerler varlık sebebiniz mi yoksa sadece bir iş mi? - Varlık sebebim. Ve yaşama nedenim. Sizin seviyenizde Prisma'da kaç kişi var? - Türkiye'de benim seviyemde kimse yok. Ama asistan eğitmenler var. Amacım Prisma ve Rainbow seminerlerinin Türkler tarafından verilmesi. Kendi dilinizde... Evlenenler boşananlardan fazla Bu kadar büyük bir tesadüf olabilir mi? Öğrencilerinizden kadın olanları eşlerinden, sevgililerinden ayrılıyorlar. Bunun sebebi nedir? Tabii ki onların bileceği bir iş ama bu seminerde aldıkları bir şeyin onları tahrik ettiğini söylenebilir. O nedir? - Böyle bir şey söylenemez. Doğru değil çünkü. Boşananlardan daha fazla burada tanışıp evlenenler var. Ya da ayrılma kararıyla gelip, yeniden birleşenler. Ama evet kafasında boşanma fikri olan insanların bir kısmı boşandı. Onlar da zaten çok çok zaman önce ayrılmaya karar vermiş insanlardı. Gördüler ki olmuyor, yürümüyor. Bütün bunları Prisma'ya bağlamak biraz tuhaf değil mi? Prisma'nın masum, kendi halinde, çok iyi işleyen bir organizasyon olduğunu okurlara nasıl kanıtlarsınız? - Kanıtlamak zorunda değilim ki. İnsanlara ‘‘Bu seminer bitince 750 dolar ödeyip öbür seminere (Rainbow) katılabilirsiniz’’ dediğiniz doğru mu? - Hayır bunu öncesinde söylüyorum. Dilerseniz,bu seminerden sonra başka bir seminer var ona katılın diyorum. Sizin insanlara vaat ettiğiniz ne? - Hiçbir şey. Hayatlarıyla ilgili yeni olanaklar görecekler, o kadar. Bikiniyle ayakta dikilip ‘‘Ben seksiyim’’ diyebilmek, ya da yolda gördüğün tanmadığın bir insana ‘‘Seni seviyorum’’ diye sarılmak. Böyle rivayetler var. Neye ulaşmaya çalışıyorsunuz? - Hiç böyle saçmalıklar yok. Gazetecilerin uydurması. İnanılmaz bir hayal güçleri var. Bütün bu suçlamalar sizi rahatsız etmiyor mu? Korkutmuyor mu? Neticede bu ülkede yaşayan bir yabancısınız? Güvendiğiniz bir şey mi var? - Korkutmuyor ama üzüyor. Çünkü ben ne yaptığımı biliyorum. Çok iyi bir seminer veriyorum ve şahane sonuçlar alıyorum. Seminere katılan 2000 kişiyle konuşsanıza. Dünyanın pek çok yerinde insanlar ne olduğunu anlamadıkları şeyler hakkında dedikodu üretirler. Gerçi hiç bir ülkede bu ölçüde olmamıştı. Türkler için üzücü. Ben insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Burada olamazsam başka bir ülkede olurum... Kimseyi zorlamıyoruz istemeyen parasını alıp gidiyor Öğrenciler arasında reklam amaçlı ya da değil şarkıcı-manken-türkücü insanların adı geçiyor. Neden iş dünyasından güçlü isimler yok? - Olmaz mı, var. Doktorlar, avukatlar, öğretmenler, psikiyatristler, genel müdürler, üst düzey yöneticiler... Ama gazeteler medyatik insanlarla ilgileniyor. Seminerde uyguladığınız gereğinden fazla disiplinin gerekçesi ne? - Fazla disiplin, sübjektif bir kavram. Yoruma göre değişir. Ama evet burada kurallar var. Çünkü hayatın içinde de var. Biz bu kuralları disiplin kurma amacıyla koymuyoruz, bizi igilendiren insanların kurallara saygı duyup duymadıkları. Burada nasıl davranıyorlarsa, hayatın içinde de öyle davranıyorlar. Bizler kırmızı ışıklarda duran insanlar istiyoruz değil mi, emniyet kemerlerini takan insanlar. İşte bunlar, kurallar. Ve mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak, bu kurallara uymamız gerekiyor. Ama ben yine de gereğinden fazla disiplin olduğunu düşünüyorum. - Çünkü siz kurallarla arası iyi bir insan değilsiniz. Hatta nefret ediyorsunuz kurallardan. Oysa kurallar bizi kısıtlamaz, özgürleştirir. Devam etseydiniz seminere bunu görecektiniz. İyi de kuralları burada siz koyuyorsunuz... - Evet. Ve seminere devam etmek istiyorsanız bu kurallara uyacaksınız, istemiyorsanız paranızı alıp gidebilirsiniz. Kimseyi zorlamıyorum. Seçim sizin. Neden bütün görevliler asık suratlı? Neden bir ayin gibi yan yana duruyorlar? - Çünkü onlardan nötr olmalarını istiyoruz. Onların varlığının öğrencileri etkilemesini istemiyoruz. Ama onlar nötr olmaya çalışırken işi abartıyorlar asık suratlı oluyorlar. Bu da normal. Bir kısmı ilk defa asistan oluyor. Neden kapılar kilitleniyor? - Bu sizin yorumunuz! Kapı kilitli değildi. Evet,kapının önünde biri duruyor ama onun görevi dışarı çıkmak isteyen birinin bunu sessiz bir şekilde yapmasını sağlamak... O bahsedilen evden kaçan ben değilim Siz bir guru musunuz? - Hayır. Kişisel gelişim seminerlerinde eğitmen olmayı hedefleyen bir öğrenciyim. Şu anda asistan eğitmenim. Türkiye'de mi Prisma yaptınız? - Yok İsrail'de. Ve buraya getirmeye karar verdim. Çünkü bitirdikten sonra hayatımdaki etkilerini gördüm. Bu kuruluş yasal mı? - Elbette. Asıl şirket, yurtdışında yerleşik şirket. Burası lojistik olarak destek veriyor. İsrael de yurt dışından geliyor Türkiye'ye eğitim veriyor. Madonna nasıl geliyorsa öyle. Sizin eğitiminiz ne? - Ben Amerika'da pazarlama okudum. Bu son olaylarda adınızın geçmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? - Pınar Altuğ'la merhabamız vardır. Ama o kadar. Neden onun boşanma hadisesini Prisma'ya bağladılar bilmiyorum. Kendisi Prisma semineri bile yapmadı. Bu arada o cumartesi günü, bütün gün burada seminerdeydim. O bahsedilen evden kaçan ben değildim yani... (HÜRRİYET) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 20:14

İLGİLİ HABERLER