Sağlık
  • 30.9.2004 14:29

PROF. DR. AKOVA'DAN 'DELİ DANA' AÇIKLAMASI... DELİ DANA HASTALIĞI HAKKINDA MERAK ETTİĞİNİZ HERŞEY...

YUSUF ZİYA ERARSLAN ANKARA - Akova, Türkiye'de vCJD tehlikesinin bulunmadığını da belirtti. Prof. Dr. Akova, Ankara Tabip Odası'nda düzenlediği basın toplantısında, son günlerde yeniden kamuoyunun gündemine oturan deli dana hastalığına ilişkin merak edilen konularda açıklamalarda bulundu. İnsanların bazı benzerlikler gösteren Creutzfeldt Jacob (CJD) ile varyant Creutzfeldt Jacob (vCJD) hastalığını karıştırdığını belirten Akova, ''CJD prion (virüsten daha küçük mikrop) hastalığının en sık görülen çeşididir. Genellikle yaşlılarda görülür ve kolay tanımlanır. vCJD ise deli dana hastalıklı sığırların yenilmesiyle bulaşan ve genellikle gençlerde görülen bir hastalıktır. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir'' diye konuştu. Akova, vCJD hastalığının en fazla sinir ve beyinde ortaya çıktığını, yüzde 90 sığırlardan geçtiğini, yüzde 10 ise kalıtsal, yani genetik görülebildiğini kaydetti. Akova, vCJD hastalığının belirtisinin, depresyon, içe kapanma ve yürüyüş bozukluğu ile başladığını, son aşamada ise bilinç kaybının ortaya çıktığını kaydetti. Şimdiye kadar dünya genelinde 150 kişide vCJD hastalığının görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Akova, ''Bu hastalardan 135'i İngiltere'de, 6'sı Fransa'da geriye kalan kısmı ise İsviçre, Amerika ve Kanada gibi ülkelerde tespit edildi. Hastalığın ilk görüldüğü ülke olan İngiltere'de vCJD kontrol altına alındı'' dedi. Türkiye'nin 1997 yılından sonra İngiltere'den 10 ülkeyle birlikte kan ürünleri ithal ettiğini ifade eden Akova, şunları söyledi: ''Geçen yıla kadar bu hastalığın kanla bulaşıp bulaşmadığı yönünde şüpheler vardı. Bu yılın Şubat ve Ağustos aylarında saygın bir dergi olan Lance'de iki vCJD vakası yayınlandı. Bu hastalardan birinin kan aldıktan 6.5 yıl sonra öldüğü anlaşıldı. Diğer hasta ise başka bir nedenden öldü ve yapılan otopside dokularında vCJD tespit edildi. Bilim adamları yüzde 100 emin olmadıkları bir konuda iddiada bulunmazlar. Ancak vCJD'nin kanla bulaştığı yüzde 99 oranında belirlenmiştir. vCJD'nin kuluçka dönemi belli olmuyor. İngiltere'deki vaka gibi hasta kanı aldıktan 6.5 yıl sonra ölenler bile var''. Türkiye'de vCJD hastası olup olmadığı yönünde net bir bilginin olmadığını vurgulayan Akova, panik yaratmanın bir anlamının olmadığını söyledi. Türkiye'ye kan ürünlerini Kızılay'ın ithal ettiğini bu nedenle de kayıtların bu kurum tarafından tutulması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Akova, ''vCJD hastalarının başka birine kan vermesinin önlenmesi gerekir. Onları kontrol etmek dışında yapılacak pek bir şey yoktur. Zaten vCJD hastalarında hemofili olduğu için başka birine kan veremezler'' şeklinde konuştu. Basın toplantısı sonunda gazetecilerin soruların cevaplayan Prof. Dr. Akova, vCJD hastalığının Türkiye'de kayıt altına alınmamasında Sağlık Bakanlığı'nın herhangi bir ihmalinin olup olmadığı sorusu üzerine şunları söyledi: ''Sağlık Bakanlığı'nın ihmalinin olduğunu düşünmüyorum. Bu işin ortaya çıkmasıyla önlem alınması arasında bir boşluk var. Ancak bu boşluk sadece Türkiye'de değil tüm dünyada yaşandı. Çünkü hastalığın kanla geçip geçmediği uzun süre tespit edilemedi''. Akova, görev yaptığı Hacettepe Ünivesitesi'nde vCJD hastalığından şüphelendikleri bazı hastaların olduğunu ancak daha sonra bu hastalara başka tanıların konulduğunu kaydetti. Akova, Hacettepe Üniversitesi'nde tedavi gören D.Ü. isimli kadının vCJD değil insanlarda sık görülen CVD hastası olduğunu da sözlerine ekledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 23:00

İLGİLİ HABERLER

Onceki Sayfa
Sonraki Sayfa