Medya
  • 19.11.2023 23:18

Rehberinle temas yolları

SOHBET 20
REHBERİNLE TEMAS YOLLARI
Muhabbet; sevmek, hep berâber olmağı istemek, berâber olmaktan zevk ve lezzet duymak demektir. İnsan sevdiğini hiç unutmaz. 
Muhabbetin yeri kalbîdir. 
Kalb, yürek dediğimiz et parçasında bulunan bir kuvvetidir. Bu kuvvete gönül denir. 
Bir şeyi öğrenmek, akıl ile olur. Akıl; dimağ, beyin dediğimiz et parçasında bulunur. 
Kalp yüreğin enerjisidir.
"Âdemoğlunda bir çiğnem et vardır, o iyi olduğu zaman bütün beden iyi olur" hadisi şerifinde murat, kalbin iyi olmasıdır.
Kalp yüreği, yürek bedeni çalıştırır.
Kalp iyi olursa beden de Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak iyi olur. 
Kalp bozuk olursa, beden harama yönelip yüreği bozar.
Kalb bedenin sultanı olduğundan, o iyi olursa, onun idaresinde olan diğer organlarda iyi olur. 
Tıbba göre kalb, nutfeden ilk oluşan noktadır. 
Bütün kuvvetler buradan çıkar, oradan ruha gönderilir
Yürek dediğimiz, vücudun sol tarafına (nadiren sağ tarafa da) asılmış olan etten uzuvdur. 
Fuâd yüreğe ve kalb gönüle denir.
Kalp diğer anlamı ile gönül çok özel bir durumdur. 
Kalpten kasıt gönül demektir. Yürek bedende, kalp ruhta olur.
Gönül ruhta olduğu için bedene etkisi de çok fazla olur. 
Ruhlar âleminde ruhları birbirine bağlayan şey bu gönül bağıdır. Bu bağdan kuvvetli bağ yoktur. Dolayısıyla büyüklerin tasarrufu ruhta var olan gönüle tesir eder. 
O tesir bedene geçer. Sevgi denen şey böyle zuhur eder. 
Kalpten kalbe bu bağdan akıp gelen muhabbet ve ilme feyz denir.
Mübarek peygamberler, onların vekilleri ve evliyalar tasarruflarını daima gönül üzerinden yapmışlardır. Çünkü orada görünmez bir yol vardır. 
Bundan anlaşılabileceği üzere büyüklerin tasarrufu, feyzi ve nuru adına ne derseniz deyin; direkt olarak ruh üzerinden zuhur eder
Bir kişi seçilmiş bir talebe ise, onun ruhu içerisinde bir alıcı bulunur. 
O alıcı, ruhlar âleminde hocanın vericisinin frekansına ayarlı biçimde dünyaya gönderilir. 
Rehberinin frekansı ile ondan önceki büyüklerin frekansı birbirinden farklıdır. Dolayısı kime bağlıysan ancak ondan sinyal alırsın.
Bu ayar bizatihi Allahü teala emri ile yapılır. 
Bu sayede rehberler, tıpkı cep telefonu gibi sinyal gönderdiklerinde alıcının konumunu yerini tespit eder talebesini Fizan da olsa bulup kendisine çeker. 
Bu tamamen ruhani bir durumdur. Akıl ve idrakle izahı kabil değildir. 
Bu manevi bir sinyaldir. Tıpkı frekans gibi, alıcının vericiye ulaşma meselesidir. 
Bu bilgiden sonra, büyükleri nasıl tanıdığınızı tekrar hatırlayın. Sizi onlara götüren şeyin ne olduğumu tekrar düşünün.  Aradaki kimseleri aklınıza getirin.
O sebepler sizi rehberinizle buluşturdu. 
Seçilmiş bir talebe iseniz; siz zaten Ruhlar Âleminde sizi sonsuz saadete götürecek olan Rehberlerinizle ezelde tanışmıştınız.
Burada olan; ete ve kemiğe bürünen ruhunuzun, sebepler âleminde hocanızla buluşmasıdır.
Bu kaçınılmaz bir ilahi takdirdir. 
Hiçbir güç, Şanı Yüce Rabbimin bu nasibini ve lütfunu engelleyemez.
Rehberini tanıyıp muhtelif sebeplerle teslim olmayan, yolunu şaşıran gafiller ise, zaten Ruhlar âleminde rehberini bulamamış kavuşamamış kişilerdir.
Allahü teala sebepler âleminde tıpkı ruhlar âleminde olduğu gibi onlara bu ihsanı vermemiştir.
Ola ki o kimseler; Din âlimi, Kuran Âlimi, Hadis Âlimi veya ekranlara çıkan tanınmış şahsiyetler ve onlarca kitabı bulunan yazarlar olsun.
Bunların hepsi er veya geç BOZUK DİN ADAMI olur.
Rabbimiz; onların verdiği bozuk fetvalar ve nefsini katarak anlattığı din bilgilerini sebep kılıp, Allah korusun o kişileri helak eder.
Helak olan sadece bunlar olmaz. 
Bunların arkasına takılan cahiller, gafiller ve ahmaklarda helak olur.
Bu din; büyük küçük herkesin halkalarla birbirine bağlandığı dindir.
Halkadan düşen Allah muhafaza cehenneme düşer.
İster yaşarken ister vefat ettikten sonra rehberinle temas varsa, hayat belirtisi vardır. Yoksa o kişi zaten yaşarken ölmüştür.
“Temas” deyince oha da açıklık getirelim.
“Temas” demek vefat etmiş büyüğünle sürekli oturup sohbet etmek değildir.
Temasın da dereceleri vardır.
Kimi rüyasında görür, kimi rabıta yapar, görür. Kimi de bir şey yapmadan görür.
Temas illa görmek de değildir. Konuşmak da temastır.
Büyüğünü sürekli anıyor ve özlüyorsan, Ona büyük bir muhabbet duyuyorsan, Rehberini başkalarına övüyorsan, sürekli dua edip yardım diliyorsan Onun öğrettiklerini yapıyorsan ve ona karşı sadakatini sürdürüyorsan temasın sürüyor demektir.
Büyüğünden fişini çektiysen zaten geçmiş olsun.
Artık rehberinin vericisinden sana sinyal gelmez. Dolayısıyla SENİN DE FİŞİN ÇEKİLMİŞTİR.
Büyüklerin kendinden önce vefat etmiş rehberler ile teması da yukarıda anlattığım alıcı verici şeklindedir.
Bedenin ölmüş olması, bu frekansı etkilemez. 
Bir kişinin ahirete göçmüş olması hiç mühim değildir. İster bu dünyada ister başka âlemde olsun bu frekans sürekli açıktır.
Büyüklerle temas bu frekans ile olmaktadır. Çünkü bu hat; madde olan bedende değil, ruhtadır. Ceset ölür ruh ölmez. Madde ölür ruh kalır. 
O yüzden de sinyale bir zarar gelmez. 
Ruh cesetten kurtulduğunda nefsten de kurtulduğu için, Ahiret sinyalleri daha güçlü gelir. 
Büyükler kınındaki kılıç gibidir. Vefat ettiklerinde kılıç kınından çıkar. Dolaysıyla onun tasarrufu ve feyzi eskisinden çok daha yüksek olarak kıyamete kadar sürer. Büyükler vefat ettiğinde kınından çıkmış gibi olur” sözünün açıklaması budur. Çünkü bedenden ayrılan ruh özgürleşmiş ve nefs illetinden kurtulmuştur. O yüzden de gelen sinyallerde parazit olmaz. 
Büyükler ezelde talebelerini seçerken onları fıtratı üzere seçmişlerdir. 
Seçimde tek tip talebe olmaz. Her fıtratta her karakterde her derecede farklı farklı talebeler olur. 
Bir büyük seferi aliyeye çıktığında onun yokluğunda dünya hayatında ilk olarak Muhabbet bozulur. Muhabbetin bozulması önce aileden başlar sonra arkadaşlara sirayet ederek devam eder. Daha sonra cemiyete, sonra ülkeye zamanla da bütün dünyada etkisini gösterir. 
O büyüklerden gelen nur ortadan kalkınca, insanların kalpleri kararmaya yüz tutar. O hal ile birlikte merhametsizlik artar. Kin garez öfke çoğalır kavgalar artar. Hatta savaşlar çıkar. Vahşet ve dehşet zuhur eder. 
Bu tıpkı gece vakti bir yerde otururken aniden elektriğin sönmesi gibidir. Işıksız kalan bir kişi, ne kapıyı ne de yolu bulabilir. Bir karmaşa başlar. 
İşte dünyanın hali budur. VESSELAM

RABBİM BÜYÜKLERİMİZLE HATTIMIZI AÇIK, MUHABBET VE SADAKAMİZİ DAİM EYLEYİP SABİT KILSIN(AMİN)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ

 

Güncellenme Tarihi : 19.11.2023 23:23

İLGİLİ HABERLER