KAYNAK : Haber Vitrini
NECATİ DOĞRU
Ey doktorlar, lütfen!
Doktoru dedi ki merdiven çıkamaz. Doktoru dedi ki sertçe el sıkışamaz, tarak kemiği kırılır. Doktoru dedi ki duvara yaslanamaz, kaburga kemiği çatlar.
Hafızası gitti...
Akşam yediğini hatırlayamaz.
Çorabını giyemez.
Tıraş olamaz.
İki basamak çıkamaz.
Başbakan Bülent Ecevit'in doktorları, çok değil 30 gün önce, onu "birkaç ay ömrü kaldı" çağrışımını akla getirecek biçimlerde tarif ediyorlardı.
Ey doktorlar!
Hem özel hastane sahibi...
Hem profesör doktorlar!
Lütfen halka söyleyiniz: Nasıl bir mucize gerçekleşti. Merdiven çıkamaz diyordunuz 142 basamak birden çıkıyor. Hafızası gitti, konuşamaz diyordunuz kelimelerden merdivenler yapıyor, kavramlardan yeni kuleler kuruyor, geçen seçimlerde "demokratik sol..." adını verdiği vizyonunu sandığa gitmeye 60 gün kala "ulusal sol..." diye değiştirip, halkın önüne ince siyaset diye koyuyor.
***
Açık toplum.. .
Şeffaf toplum...
Bilgi toplumu...
Olabilmek için Meclisimiz Avrupa Birliği ölçülerini benimseyen yasalar çıkartıyor fakat 43 milyon seçmen "Başbakanımız'ın hastalığını öğrenemeden " sandığa gidiyor.
Ey doktorlar!
Bu bir oyun muydu? Başbakanımız Ecevit "sayılı günleri kalmış..." hasta rolü yapıyordu ve sizleri de inandırıyordu ki halka; "Merdiven çıkamaz... Duvara yaslanamaz... El sıkışamaz..." diye raporlar sunuyordunuz.
Siz mi tongaya düşürüldünüz?
Yoksa Başbakanımız mı bir büyük oyuna getirilmek istendi, yanlış ilaç, kasıtlı tedavi sonucu "devletin yönetim yükünü götüremez " duruma düşürülerek, iktidardan ittirme mi yapılmak istendi?
***
Neydi Başbakan'ın hastalığı?
Başbakan'ın hastalığını öğrenmeyen toplum, şeffaflık, saydamlıktan söz edebilir mi? Dün merdiven çıkamaz dediğiniz Bülent Ecevit, sizin tedaviniz altında olmaktan çıkınca, sizin verdiğiniz ilaçları almaktan vazgeçince devletin üst yönetiminde, en karmaşık sorunları görüşen 4 saatlik toplantılara katılmaya başladı.
Seçimlere hazırlanıyor.
Rakiplerini zorlayacak, seçim stratejileri üretiyor. Kavramları değiştiriyor. Ortanın solu, demokratik sol, sosyal demokrasi, liberal sentezci sol, katıksız sol kavramlarının uçuştuğu bir ortamda "ulusal sol" diye yeni bir açılım daha buluyor.
Ey doktorlar, lütfen!
Söyleyiniz.
Sizin doktorluğunuz mu yetersiz yoksa Başbakan " şifalı otlardan yapılmış bir terkip " keşfetti. İyileşti.
İslaha-tı fenniye yi boşverin.
Bize gerçeği söyleyin!
Cephede alayın en iyi erlerinden bir kaçının ateşi yükselir. Alay komutanı telaşlanır. Düşmanla savaşacak erler, ateşlenip tek tek yatağa düşmektedir. Komutan doktorları çağırır, nedenini bulmalarını ister.
Doktorlar rapor yazarlar.
3 dolu sayfa..
Tamamı tıbbı terimler...
Latince açıklamalar...
Alay komutanı
Raporu okur, tepesi atar, doktorları çadırına çağırır, "islaha-tı fenniyeniz (fenni terimleriniz) batsın, bizim erler niçin yatağa düşüyor onu söyleyiniz " diye çıkışır.
***
Ey doktorlar lütfen...
Tıbbi terimleri bırakınız..
Söyleyiniz...
Ecevit, tedavinizden kurtuldu, iyileşti. Dünyada, doktorunun tedavisini reddederek, iyileşen başka bir lider görülmüş değildir.
Gerçek nedir...
Gerçeği öğrenmeyi tarihe bırakmayın. Halkı 50 yıl beklemeye sokmayın. Atatürk'ün doktorları Prof. Dr. Akil Muhtar, Prof. Dr. Reşat Ömer İrdel, Prof.Dr. Nihat Reşat Belger dönemin en ünlü hekimleriydi.
Atatürk'ü tedavi edemediler.
Kurtaramadılar.
Halk onları suçladı.
Biliyorsunuzdur, onlar için "Atatürk siros olduğu halde başlangıçta, teşhisi doğru koymadılar, tedavisini doğru yapmadılar, karaciğer bozukluğunun belirtisi olan ayak kaşınması için komik tedavi yöntemleri uyguladılar. Kaşıntıyı Ata'nın ayaklarına soğuk su serperek geçiştirmeye çalıştılar..." diye söylentiler çıktı. Ve bu söylentiler, "bu üç doktorun üçü de Mason locasındandı, Atatürk, Mason localarını kapattığı için ona kızgındılar..." diye nereye çekerseniz oraya kadar gidebilen hükümlere kadar uzandı.
Ey doktorlar!
Lütfen...
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:00