Gündem
  • 29.8.2002 09:34

SABAH GAZETESİ YAZARI YAVUZ DONAT, 6 MAKAMA GÖNDERİLEN ''ÇOK ÖZEL'' RAPORUN İÇERİĞİNİ YAZDI...

KAYNAK : Haber Vitrini RAPOR Raporun üzerindeki tarih "28 Ağustos 2002." Yani dün. Ve dün "30 sayfalık rapor" altı önemli makama gönderildi. Cumhurbaşkanlığı. TBMM Başkanlığı. Başbakanlık. Genelkurmay Başkanlığı. MGK Genel Sekreterliği. Ve... ABD Büyükelçiliği. Raporu kaleme alan "Yüksek Strateji Merkezi Başkan Yardımcısı, Milli Güvenlik Analisti M. Faruk Demir." Rapor "bir çalışma grubunun" ürünü. Çalışmaya katkıda bulunanlar: Asil Saygıoğlu. Alp H. Yörük. Ve "Kriz Çalışma Grubu." Rapor "Türkiye'nin 4 Kasım sabahı nasıl uyanacağı konusunda" çeşitli senaryolara yer veriyor. Raporun "son sayfasının, son satırında" şu soru soruluyor: "Türkiye'de 4 Kasım sabahı ve sonrası için başarı şansı neye bağlıdır?" Ve işte raporun "son" cümlesi: "Yöneten ve algılayan bir akıl yeterlidir." Bu "son söz" aslında Türkiye'nin son zamanlardaki temel sorunu. "Yöneten ve algılayan akıl" sorunu. 28 Ağustos raporu Yüksek Strateji Merkezi "devletle tam anlamıyla göbek bağı" bulunmayan, ancak "devletten de kopuk olmayan" bir kuruluş. Siyasi bir "think-tank... Fikir üretim merkezi." "Çok Cepheli Savaşın Gölgesinde: Siyasetin Reform Süreci" adlı "raporu-çalışmayı" yürüten M.Faruk Demir ise.. Başbakanlık'ta "MGK Kararlarını Değerlendirme Müşaviri" olarak çalışmıştı. Harp Akademileri'nde, polis akademilerinde "Milli Güvenlik Siyaseti" konusunda ders veriyor. Yani... Devletin "maaşlı memuru" değil. Fakat "devletten bağımsız da değil." ÜÇ SAVAŞ M.Faruk Demir ile önceki akşam buluştuk. Dün tekrar konuştuk. "Çok cepheli savaşı" sorduk. "Üç savaştan" bahsetti: 1. Ekonomik savaş. 2. Siyasi savaş. 3. Askeri savaş. Ekonomik ve siyasi savaş "şu anda devam eden savaş." Askeri savaş ise... "Çevremizde gelişen... Dolaylı yoldan bizi de ilgilendiren" olaylar. İKİNCİ LİG Ve işte rapor... Raporun "4 Kasım Sabahı" başlıklı bölümünden alıntılar: * Çok cepheli savaşın gölgesinde iç ekonomik, iç siyasi ve sosyal zeminde oluşan derin çatlaklar büyümeden tamire yarayacak çözümler gereklidir. * Türkiye bugün için birinci lig hayaline sahip, üçüncü lig standartlarında yaşayan bir ikinci lig ülkesi konumundadır. * Türkiye, gerçek konumunu aramaktadır. SİYASİ ÖNDERLİK Rapor, "Bölüm 1." Başlık, "Siyasi Önderlik." Alt başlıklar: * Ulusumuz ve devletimiz için "bu yeni baskılı süreci" ekonomik, askeri, siyasi ve sosyal kazanıma çevirmek mümkündür... Bunun için gereken ise "güçlü, yetenekli, etkili bir siyasi önderliktir." SİYAHTAN GRİYE Raporun "Dış Politika ve Güvenlik" bölümünde, bazı ülkeler "tek tek sıralanıp", bazı hususlara dikkat çekiliyor. Örneğin: Irak konusundan bazı alıntılar: * Irak için geriye sayım. * Türkiye, tarihten alacaklı bir ülke durumunda. * Gelecekten "stratejik kazançlı" çıkma ekseninde yeni bir rol ve yeni bir konum kazanabiliriz. Sonra "Gürcistan... Ermenistan" konularına giriliyor. Ve sıra İran'da: * İran, siyahtan griye geçen bir ülke. * İran, devrimi ihraç çabasından, devrimi ayakta tutma endişesine geçti. * Türkiye kendi refah ve güvenliği için İran'ın değişimine katkıda bulunmak zorunda. FİLİSTİN VE İSRAİL * İsrail için Türkiye, bölgesel bir vazgeçilmez güvencedir. * Türkiye için İsrail, önemli bir partnerdir. * Türkiye için Filistin ise tarihsel bir mirastır ve vazgeçilmesi hatadır. * Miras ile ihtiyaç arasında tercihe zorlanmamız, sıkıntı yaratmaktadır. KIBRIS Kıbrıs, raporun "özel bölümü." "Türkiye'nin geleceğini kuşatan bu sorunun mutlaka çözümü gerekiyor" deniliyor. Bunun için ise... Rapordaki ifade ile: "Güçlü askeri yapının yanı sıra güçlü ve ihanet etmeyen siyasi önderlik" şart. HASSAS BÖLGE AB konusu ise raporun "hassas bölgesi." Özellikle vurgulanıyor ki: * İnsanımıza ve devletimize AB standartlarının kazandırılması milli ve siyasi stratejimizdir. * Ancak belirli bir kesim için üyelik tartışmaları ve üyelik "devletle ve özel olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri ile hesaplaşmanın bir aracı olarak kullanılmaktadır." GÜNDEM B ölüm 3. Ana başlık: Tarafların Gündemi. Alt başlık: Ayrı zeminlerde aranan mutluluklar ve sağırlar diyaloğu. Raporun bu bölümünde "gündem" lere yer veriliyor. "Özetle" yazıyoruz. DEVLETİN GÜNDEMİ: * Kendisini taşıyabilecek bir siyasi değişim. * Kendisi ile çatışılmayacak bir siyasi önderlik arayışı. * Fedakar bir siyasi yapı. * Yöneticisini arayan devlet. SERMAYENİN GÜNDEMİ: * Sermaye, alışkanlıkların terkinde ciddi olarak zorlanıyor. * Sermaye reformlar ve konumu arasında sıkıştı. * Sermaye, devlet kaynaklarından uzaklaşmaya ne kadar hazır? EKONOMİNİN GÜNDEMİ: * Borçların yeniden yapılandırılması. * Yeni kaynak yaratmak. * Güçlü ve güven veren siyasi yönetim. SİYASETİN GÜNDEMİ: * Koalisyon partilerinin gündemi, reform yorgunluğunun dezavantajını aşmak. * Muhalefetin gündemi, bu dezavantajdan yararlanmak. * Siyaset "halkın gönlünü almak, gözüne girmek ve hafıza kaybından yararlanmak için" yeni yöntemler geliştiriyor. * Siyasetin yeni yöntemleri: * Eski yüze yeni maske. * Güvenli bir liman bulma. * "Fikirlerde ayrı düştük galiba." * "Halkın teveccühüne boyun eğmek." HALKIN GÜNDEMİ: * Birinci gündem yoksulluk ve yer yer rastlanan açlık. * İkinci gündem adalet. * Ekmek özgürlüğü, siyasi özgürlüğün önüne geçti. Siyasi bant Ana başlık: Siyaset ve Partiler. Alt başlık: Seçim yolunda gidilirken kervan düzülür mü? Bu bölümden birkaç not: * Merkez hakimiyetini elinde bulunduran siyasi sınıf kaygan bir zeminde hızla düşüşe geçmiştir. * Sorumsuzluk ve oportünistlik ile beraber muhafazakar ve milliyetçi refleks bir intikam savaşının galibi olarak zaferini ilan etmiştir. * Ancak galip olmak, muktedir olmak anlamına gelmemektedir. * İntikam, tüm siyasi kurumları hedef alan bir yoksul sınıf mücadelesine dönüşmüştür. *** Başlık: "Siyasi Bant Ve Buçuklu Siyaset." Bu bölümde "siyasi bant" ile ilgili bir tablo veriliyor. Muhafazakar Demokrat Sağ Yüzde 20 Milliyetçi Demokrat Sağ Yüzde 10 Liberal Merkez Sağ Yüzde 25 Liberal Merkez Sol Yüzde 20 Etnik Marjinal Sol Yüzde 8 Dini Marjinal Sağ Yüzde 7 Diğer Sağ ve Sol Yüzde 10 *** Bantı "tercüme" edecek olursak... Muhafazakar Demokrat Sağ'ın temsilcisi "AKP." Milliyetçi Demokrat Sağ, "MHP." Liberal Merkez Sağ "DYP, ANAP, DTP, LDP, Genç Parti... Ve daha pek çok parti." Liberal Merkez Sol, "CHP-DSP-Yeni Türkiye." Etnik Marjinal Sol, "HADEP." Dini Marjinal Sağ, "Saadet." *** Ve raporun altındaki analiz bölümüne göre... 4 Kasım sabahı "üçbuçuk parçalı siyasi yelpaze" de olabilir, "ikibuçuk parçalı yelpaze" de. Yelpazenin ne şekilde netleşeceği "merkez sağın nasıl ve kimin etrafında şekilleneceğine" bağlı. *** Önemli bir soru: "AKP, merkez sağı derleyip, toparlayıcı bir rol" üstlenebilir mi? Bu mümkün. Ama önünde "üç önemli engel" var. Rapordan "aynen" sunuyoruz: 1. Yeteri kadar zaman bulma olanağı kendisine verilmeyebilir. 2. Bünye içindeki marjinal veya kontrolsüz grup ve kişileri baskı altında tutmakta zorlanabilir. 3. Lümpen bir iktidar ve seçim profilinden kaçınmanın getirdiği kapsayıcı, kültürel yapıdan uzaklaşabilir. Gaz sıkışması Ana başlık: Siyaset ve Partiler. Alt başlık: Seçim Atmosferinde Gaz Sıkışması. Raporda vurgulanıyor ki "halk ile partiler arasında yeni bir sözleşmenin imzalanacağı süreçte, gerilim olabilir." Gerilim "hangi hallerde" ortaya çıkar? 1. Kaybetme durumundaki partiler, gerilim politikası izleyebilirler. 2. Aday listeleri belirlenirken ve belirlendikten sonra, bazı bölgelerde, "halk, partiler ve adaylar arasında" gerginlik artabilir. 3. Popülist ekonomik söylemler, piyasalara yönelik olumsuz baskı oluşturabilir. 4. Hassas konulardaki siyasi söylemler sistem içi gerginliği artırabilir... Yargı-güvenlik mekanizması, seçim sürecinde aktive olabilir. 5. Sermaye sınıfı ile iktidara yakın partiler arasında yeterli diyalog oluşmayabilir ve başka unsurları devreye sokan bir gerilim yaşanabilir. (Brezilya örneği) 6. Benzer kök paylaşımı olan partilerin taraftarları arasında ciddi gerginlik ve şiddet oluşabilir. (Örneğin Saadet ile AKP arasında) (Yavuz DONAT/ Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 17:58

İLGİLİ HABERLER