Medya
  • 16.12.2002 12:07

SAVAŞ AY; "GAZETECİLER HÖDÜK MÜ GÜDÜK MÜ?.."

KAYNAK : Haber Vitrini GAZETECİLER HÖDÜK MÜ GÜDÜK MÜ?.. - Cağaloğlu Hamamı'nın iç kısmını - Küçük bir meyhane yapmıştı Hamamcı Faris Abi - Babı-ı Ali taifesi küçük büyük doluşurdu oraya - Cemiyet Lokali'nin "sistemi oturmuş" griliğine inat - Delişmen, gülüşmen ve kavgacı güruh sığınağıydı Hamam - Bizim kuşağın dünya ve ahiret "Baba"sı Halit Çapın - Adı konmamış bir orkestra şefiydi başı bozgun koromuzda - Dilini şefin değneği gibi kullanıp; kim konuşacak - Kim susup kim şiir dökecek ortaya o yol verirdi DEDİKODU KATIKLARI - Koca bir günün 10 sütun yorgunluğunu - Mesai bitimi saatlerin devam sayfasına dönerdik - Şefleri, müdürleri, sıra arkadaşlarını, idareyi - Parasızlığı, ilgisizliği, çaresizliği katık ederdik buz rakılara - Biz gibi yeni yetme timlerin lakırdısı güdükleşince - İnce muhabbetin mimarları çıkardı ortaya - Spor aleminin gerçek imparatoru Namık Sevik - Onun mucize kadrosundan İsmet Tongo, Nezih Alkış - İlaveten Şansal Büyüka, İhsan Topaloğlu, Ferhan Tezcan - Ve bütün zamanların kalemiyle - En dünyalar kuran ustası İslam Çupi - "Yine billahi kahredecek dili naaşadımı!" - diyen suzinak şarkıyla - Besmeleyi çektiler miydi, Allaaaah!.. BİZ NEYİZ Kİ? - Gezdiğim dikenli aşk yolları'ndan - Bakmıyor Çeş-i siyah feryade diyen - Hamiyyet Yüceses hatıralarına kadar - Bir sohbet firarı gırla giderdi. - İnsan onların yanında kendini - Sümük gibi yıvışkan, kıkız, ters tepelek - İnsan kendisini cehalet ve sığlığın - Alemeti farikası sanırdı Kuran çarpsın - Derin dehlizlere çeken her sözcük her anlatım her hatıra - "Biz hiçbir şeyiz. Ayrıca bi halt da olamayız!" kompleksini - Getirir ta böğrümüze gömerdi; kezzap gibi yaka yaka BİLGELİK BİLMEKTEN GELMEZ - İşte o anlarda, gözümüzden mektup okuyan güzel abiler - Bilgeliklerinin doğal frenini kökleyip - İlgi alaka sevecenlik gidonunu bize kırarlardı - İki satır yazımız, tek bir kare fotoğrafımızdan girip - Aslında ne istidatlı çocuklar olduğumuza getirip dayarlardı lafı - İçimizi, dışa vurmasız pırpırlara tetikler, sevindirirlerdi bizi KIRILMAZ ZIRHLAR - Herkeslerin sandığının aksine meslek erbabının - Yani tekmil gazeteci şürekasının - Aslında ne kapalı kutu, ne içli köfte olduklarını - Mesleğin sert, acımasız ve iflahsız labirentlerinde - Kaba, hoyrat, duyarsız, dengesiz, kırıcı bir zırha bürünüp - İçlerinde nasıl büyümemiş çocuklar, saflıklar - İçlerinde nasıl yufka yürek, kırık umut ve sevda biriktirdiklerini - Herkesin her yerde her zamanki derdini tasasını anlatıp ömür tüketirken - Kendilerini bir türlü ve kimselere deşifre edemediklerini - Biz o ustaları, abileri, dostları dinlerken öğrenir şaşalardık. KÖHNE GEMİLER GİBİ - Hele ayrılık vakti geldiğinde kapıdan veda edince - O yıkılmaz kaleler o muhteşem imzaların artlarından bakıp - Karanlığa doğru tekil başlarına ve sarsılarak yürüyüşlerini görünce - Bu kez bir başka buldozer çarpar kıymık kıymık parçalardı özümüzü. - Size ne bunlardan aslında değil mi? - Size ne gazeteci milletinin derdinden tasasından yasından? - Ne bileyim öyle bir saçmaladım işte - Bizim meslek çok sevmeden çok içine işlemeden yapılmıyor da - Onu ucundan kenarından da olsa bir bilin istedim. - Bazen yazı çizisine bakıp bakıp - Ağız dolusu sövdüğünüz adamların içyüzü - Gazetelerde basılı yüzlerinden çook daha hoştur - Paylaşmayı diledim. - Affedersiniz!... (Sabah/ Savaş Ay) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:55

İLGİLİ HABERLER