SERDAR TURGUT, GÜNDEMDEKİ BÜTÜN TARTIŞMALARA NOKTA KOYDU...
SERDAR TURGUT/ AKŞAM
TÜM TARTIŞMALARA NOKTA KOYUYORUM
Bugün çok önemli bir kamusal hizmet yapacağım ve Türkiye'yi yıllardır meşgul eden tartışmaların hemen hepsine nihai noktayı koyacağım.
Umarım bu yazıdan sonra tartışmalar kesilir de lüzumsuz konuşmalarla, yazılarla vakit kaybetmeyiz.
* * *
AVRUPA BİRLİĞİ'NE ÜYELİK: Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması kesinlikle imkansızdır. Hatta bu imkansızın da ötesinde bir şeydir. Aslında bunun olamayacağını Avrupa liderleri de bize durmadan söylemektedirler. Ancak onlar cümlelerine 'hele size bir gün verelim de' diye başladıkları ve bizimkiler de cümlenin sadece bu bölümünü duymayı tercih ettikleri için hala daha üye olabilir mişiz gibi bir halusinasyon var olabilmektedir. Halbuki aynı liderler hemen her konuşmalarında ikinci ve diğer cümlelerinde hiç durmadan Türkiye'nin üyeliğinin ne kadar da zor olduğunu anlatmaktadırlar. Ama buna aldıran bizim tarafta yoktur. Avrupa'da yapılan kamuoyu araştırmalarında insanların yüzde 70'inin Türkler'i birliğe istemedikleri ortaya çıkmıştır. Bu orana rağmen Avrupa'da Türkiye'nin üyeliğini açıkça savunacak babayiğit pek yoktur, zaten olmaması da doğaldır. Çünkü onlar da zamanı gelince aynı adamlardan oy talebinde bulunacaklardır. Dolayısıyla üyelik hedefinin Türkiye'nin gündeminden tamamen çıkarılması gerekmektedir.
KIBRIS'TA ÇÖZÜM: Kıbrıs'ta Yunanistan'ın ve Avrupa'nın istediği türde bir çözümü Türkiye'nin kabul etmesi hiçbir zaman olamayacak bir şeydir. Arada bir değişen hükümetler çözüm istermiş gibi davransalar da o çözümün ta Lozan'dan beri sürdürülen bir davanın sözcülüğünü üstlenmiş Yunan sevdalı Batı karşısında Türk devleti tarafından kabul görmeyeceği kesindir. Kıbrıs sorunu çözülecek diye konuşmak olmayacak duaya amin demektir. Ayrıca şu da bilinsin ki Batı'da da Kıbrıs davası diye sunulan olayın perde arkasında daha birçok gizli 'dava' vardır ve o davanın hedefi de Türkler'dir ve bunları bilmeden illa da çözüm demek en hafif deyimiyle saflıktır...
KUZEY IRAK: Amerika ne kadar reddederse etsin, Kürtler bu konu açıldığında ne kadar yalan söylerlerse söylesin Kuzey Irak'ta Kürt devleti kurulacaktır. Böyle bir hedef yoktur diyen Amerikalılar da yalan söylemektedir. Bu konuda Amerika'da üzerinde çok uzun yıllardır detayıyla çalışılmış bir plan bulunmaktadır ve Türkiye'nin bunu engellemesi de pek mümkün gözükmemektedir. Ayrıca bunu neden engellemesi gerektiği de pek açık değildir. Çünkü Kuzey Irak'ta Kürt devletinin daha sonra Türkiye'den toprak talebi olduğunda alacağı tek şey hepimizin malumu olduğu işarettir.
TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ: Türkiye'de aydınlar bu ülkede demokrasinin olabilmesinin ancak Avrupa Birliği'ne üye olmamız ile mümkün olabileceğini söylemektedirler. Bu bir yalandır. Bir ülke kendi iç koşullarının gelişimi ile demokrasiyi geliştiremiyorsa bunun dış koşulların dayatmasıyla gerçekleşeceği şüphelidir. Hele bir ülkede bu 21'inci yüzyılda hala daha tartışma konusuysa o zaman zaten çoktan kaybedilmiş bir dava söz konusudur. Ayrıca bir ülkenin başkaları istiyor diye daha da demokrat olması olasılığı bile ayıptır.
EKONOMİK DURUM: Ekonomik durum iyileşse bile Türkiye'de işsizlik azalmayacaktır. Çünkü yeni ekonominin gereği budur ve üstelik hiç düzelmeyecek olan işsizlik durumunun maliyeti Türkiye'ye her ülkeden daha fazla olacaktır. Çünkü Türkiye'de eğitim ortalaması ilkokul üç ile dört arasındadır ve bu insan malzemesiyle işsizlik sorununun çözümü katiyen mümkün değildir. Dolayısıyla ekonomik durum ne kadar 'iyileşirse' iyileşsin Türkiye'de kitlelerin durumu değişmeyecek ve belki de daha kötü olacaktır. Bu acı gerçeği halka anlatacak babayiğidin de ortaya çıkmaması çok doğaldır ama babayiğit ortada yok diye gerçeklik de değişmez gayet tabii ki.
* * *
Gördüğünüz gibi ulusal sorunlarımız aslında göründükleri kadar karmaşık filan değil. Her şey çok daha basit. Yeter ki doğruları söylemeye birileri karar versin.
Ben bugün bu kararı verdim.
Memlekete hayırlı uğurlu olsun
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:31