Yaşam
  • 11.2.2003 11:44

SIĞINAKLAR KİMYASAL SİLAHLARA KARŞI GÜVENLİ Mİ?

KAYNAK : Haber Kaynağı Anadolu Üniversitesi (A.Ü) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Rıza Altıokka, sığınakların kimyasal saldırılara karşı etkili olmadığını söyledi. Altıokka, A.A muhabirine, Irak'ın, ABD'nin ülkelerine operasyon düzenlemesi durumunda nükleer, biyolojik ve kimyasal silah kullanabileceği yönünde tehditte bulunmasının onaylanamayacağını belirterek, ''kimyasal ve biyolojik silahların kolay elde edilebilir ve kullanılabilir olmasının tedirginlik yarattığını'' kaydetti. Kimyasal silahların, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ''İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde kötü etkiler bırakan katı, sıvı ve gaz halindeki maddeler'' olarak tanımlandığını anımsatan Altıokka, şöyle konuştu: ''İlk defa 1. Dünya Savaşı'nda kullanılan kimyasal silahlar 1925 yılında imzalanan Cenova Protokolu ile yasaklandı. Buna karşın, 20'den fazla ülkenin kimyasal silah üretimine devam ettiği biliniyor. Irak'a karşı operasyon hazırlığı yapıldığı şu günlerde kimyasal silahlara karşı tatbikat yapılması çok önemlidir. Olası saldırılara karşı hazırlanan sığınaklar kimyasal silahlara karşı etkili değildir. En etkin yöntem gaz maskesi ve kimyasal saldırılara göre hazırlanmış özel kıyafetlerdir.'' SIĞINAKLAR ÇÖZÜM DEĞİL Altıokka, kimyasal silahların ''deri'' ve ''solunum sistemi'' yoluyla insan vücuduna nüfuz ettiğini belirterek, havadan ağır olan kimyasal bileşenlerin yere çöktüğünü, bu nedenle sığınakların kimyasal saldırıya karşı çözüm olmadığını ifade etti. Dünyanın birçok ülkesinde yerin altında inşa edilen sığınakların, kimyasal silahlara karşı korunaklı olmadığını ifade eden Altıokka, saldırıya maruz kalan bir bölgedeki sığınağa, kimyasal bileşenlerin buharlaşan suyun havaya karışması veya direk solunan hava yoluyla sızmasının kaçınılmaz olduğunu bildirdi. Altıokka, kimyasal saldırıya maruz kalan araziye ''sıcak'', uzmanlarca güvenirliliği belirlenen ve rüzgarın ters istikametindeki yere ''ılık'', saldırıdan etkilenmeyen araziye de ''soğuk'' bölge adı verildiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Kimyasal saldırılarda ilk yapılması gereken, ılık bölgeye taşınan insanlara gerekli solisyon ve ilaç verilip soğuk bölgeye nakillerinin gerçekleştirilmesidir. Direk kimyasal silahlara maruz kalan insanlarda sırasıyla gözbebeği küçülmesi, nefes alma güçlüğü, ciltte su toplanması, büyük yaraların açılması, akciğer ödemi, bilinç kaybı ve ölüm kaçınılmazdır.'' Kimyasal silahların etkisinin, türüne göre 2 ile 7 gün arasında değiştiğini anlatan Altıokka, sivil savunma örgütlerince maske ve giysilerin nasıl kullanılacağı, kirletilmiş bir bölgenin nasıl temizleneceği, hangi ilaçların nasıl kullanılacağının halka iyi anlatılıp tatbikatlar yapılması gerektiğini sözlerine ekledi. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:19

İLGİLİ HABERLER