Medya
  • 7.4.2024 23:28

SOHBET -38... RIZIK DUASI

SOHBET -38
RIZIK DUASI
Bizim öyle bir Rabbimiz var ki, hiçbir mahlûkat ondan habersiz hiçbir iş yapamaz. Cümle mahlûkat ancak onun rızasıyla hareket eder.
Bizim yapıştığımız bu dünya, hayalden ibarettir.
Hayale bağlanan hayalet olur.
Gerçek olan Rabbimiz ve onun açık olarak bildirdiği ahirettir.
Hayal olan bu dünya gerçek âlemin yanında bir toz bile değildir. 
Biz de o tozun içerisindeki mikroskobik canlılarız
Buna rağmen halimize bakmaz; kibirlenir, büyüklük iddiasına gireriz.
Mikroskobik Nemrut ve Firavun gibi ahmaklar da ilahlık davası güder.
Bir mümin önce cürmünün ne kadar olduğunu bilmeli. Bilmek yetmez bunu kabul etmeli. Kabul etmesi yetmez nefsini buna ikna edip terbiye etmeli.
Bu yapılmazsa kişinin nefsi başına bela olur.
Büyüklerin talebelerine yardımı sadece uhrevi değildir. 
Büyükler dünyevi yardım da yapar. 
Bu yardım elbette ki hayırlı konu ve işlerde olur.
Bu bakımdan dünyevi ihtiyaçlar ve sıkıntılar için yardım istemek haktır.
Senin yanında dünya aklımıza gelmiyor. Eve gidince de söylediklerini unutuyoruz. Ya Resûlulllah biz galiba münafık olduk” diyen ashaba, Peygamber Efendimiz şöyle dedi..
- Sizin haliniz normaldir. Bir saat dünyaya bir saat ahirete çalışın.
Demek ki dünyalık için çalışacağız. Gücümüz yetmediği yerde Allah’tan dua ile yardım isteyeceğiz.
Dünyalık için çalışırken ahireti asla unutmayacağız.
Bu bakımdan büyüklerden dünya sıkıntısı için de yardım dilemek caizdir
O zât yaşıyorsa bizzat, vefat etmişse dua yoluyla talebesinin imdadına koşar.
Bir mümin dünyada sıkıntı çekerse, Allah korusun bu ibadetlerine yansır.
Bu sıkıntısını Cenab-ı Allah bildirip büyükleri araya katarsa, muradınıza daha çabuk kavuşur.  Yeter ki helalinden olsun.
Allah adamlarının duası makbuldür. 
Onlar Allah indinde hüsnü kabul gördükleri için duaları da tesirli olur
Onlar edecekleri dualarla işlerimizi hal yoluna koyar.
Dolayısıyla siz sadece dua edip isteyin. Gerisini büyüklerinize bırakın. 
Her talep uygun olmaz. 
Uygun olmayan talep, ne yaparsanız yapın yerine gelmez. 
Allahü Teâlâ’dan isterken de uygun şekilde istemek lazımdır. 
Bu işi büyüklere bırakırsanız, onlar tam manasıyla uygun bir şekilde talep ederler.
Allahü Teâlâ’dan bir şey istemenin de edebi vardır. Adabı vardı. Yolu vardı. 
Bunları bilmeyen ve bunlara uygun talepte bulunmayanlar, hiçbir şeye sahip olamaz.
Duada Edep, aczi yettir. Allahü teala’ya aciz olduğunu bildirmek ve göstermektir. 
Duada Edep, niyettir. Niyetini düzgün tutmaktır. İsteyeceğin şeyin Allah’ın rızasına uygun olmasıdır
Duada Edep, ahireti dünyaya tercih etmektir. 
duada Edep, Allahü teala’nın yoluna bağlılıktır. 
Duada Edep, haramlardan sakınmaktır.
Duada Edep, ağzı temiz olmaktır.
Duada Edep, abdestli dua etmektir. Abdestsiz yapılan dua, edepsizlik olur.
Bir huzura çıkarken, o huzurun büyüklüğüne uygun olunur. 
Dua ederken İlahi huzurda olduğunuzu düşünün.
Arifler sultanı Bayezid-i Bistami hazretleri namaz kılarken kemiklerinden çatırtılı sesler gelirdi. Yanındakiler bu sesten korkup başka safa geçerdi.
Bunun sebebini sorduklarında, “Ben her namazı Rabbimin huzurunda kıldığıma inanırım. Hal böyle olunca kendimi kasar,  kemiklerimden sesler gelir” diye anlatırdı.
O huzura abdestsiz çıkılır mı?
Abdest, temiz esvap giymek gibidir. O temiz esvap giyilmeden huzura çıkılmaz.
Allah muhafaza bu saygısızlık olur.
Duada en çok hata yapılan bu abdest konusudur.
Dua, kalpten yapılır.
Akıldan yapılan duanın toz kadar önemi yoktur. 
Kalpten isteyen Allahü Teâlâ’dan, akıldan isteyen şeytandan ister.
Kim kimden ne isterse ondan onu alır.
Ahireti isteyen Ahireti, dünyayı isteyen dünyayı alır.
Bir takım kötü ve çirkin taleplerin yerine gelmesi bu yüzdendir. 
Kişi akıldan istediği için. Şeytandan istemiş olur
Şeytan da onun istediklerini verir. Verir ama o verdiklerinin ona hiçbir faydası olmaz. Ne dünyasına ne de ahiretine bir fayda sağlamaz.
Bütün bu edeplere uyan, adaba yani kurallara uygun talepte bulunursa, Allahü teala onu karşılıksız bırakmaz.
Adap, yani kurallara uymak çok geniş bir hadisedir. Bunu en iyi büyükler bilirler. 
Büyükleri araya katarak yapacağınız dualarda, bütün bu adap ve edebe uyulmuş olunur.
Bu adaplarına belli zamanları belli saatleri vardır. O zaman ve saatlerde, edebe uygun talepler geri dönmez.
Peki, o saatler nedir?
Mesela sabah namazı sonrası vakittir. O vakit seher vaktidir. O vakitte şartlara uygun edilen dua ve talep biiznillah, geri çevrilmez. 
Mesela oruçlu iken yapılan dua ve talep geri çevrilmez. Ramazan ayında İmsakten başlayarak iftar saatine yani oruçlu olduğun saate kadar dua etmek çok mühimdir.
Mesela Cuma günleri mübarektir. 
Perşembe geceleri mübarektir. 
Adap, böylesi günlerde dua ve talepte bulunmaktır.
Büyükler talebelerinin sevap kazanması için adeta çırpınırlar. Onlara sevap kazanmanın yolunu gösterirler. 
Bütün mesele Yüce Allah Azimüşşanı razı etmektir.
Büyükler için de böyledir.
Büyüğünü memnun edene, Peygamber Efendimiz dua eder.
O’nun duasını alan Allahü teala’nın rızasını kazanır.
Geçim sıkıntısından kurtulmak için dua

Okunuşu:

“Bismi’l-lâhi ‘alâ nefsî ve mâlî ve dînî. Allâhümme raddinî bikadâike ve bârik lî fîmâ kuddire lî hattâ lâ uhibbe ta’cîle mâ ahherte velâ te’hîre mâ’accelte.”

Manası:

“Nefsim, malım ve dinim için Allah’ın adıyla O’ndan yardım dilerim. 
Allahım! Senin hükmettiğine beni razı kıl. 
Benim için takdir edilende bereket ver ki, benim için geciktirdiğin (nimetin) acele gelmesini ve acele verdiğini de geciktirmesini istemeyeyim.”
(İbnü’s-Sünni, Amelü’l-Yevmi ve’l-Leyle, nr. 352.)
METİN ÖZER/HABERVİTRİNİ



 

Güncellenme Tarihi : 7.4.2024 23:32

İLGİLİ HABERLER