SOSYETİK GÜZELDEN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR...

Giydiği her kıyafet, yaptığı her hareket olay olan magazinin renkli isimlerinden Eda Taşpınar, kendini anlattı,

''Kendim gibi olmayı başarabildiğim için benden nefret ediyorlar ama hakkımda yazılanlar beni alakadar etmiyor. Nurettin'i ayartan bendim esasında! Papermoon'da kız arkadaşımla yemek yiyorduk.'Kahveyi Nurettinler'in masasında içelim' dedi arkadaşım.Gittik. Tek kelime konuşmadım. 40 dakika sonra dönüp yanımdaki arkadaşıma 'Senin telefonun ben de yok, alabilirmiyim?' dedi. Benim 40 dakika sonra ettiğim tek laf, 'Benimkini almayacak mısın?' oldu. Gözündeki gözlük yere düştü, hikaye böyle başladı. Nurettin çok yönlü biri;hem dalgıç, hem pilot, hem avcı. İlla yapacak bir şey buluyoruz. 'Uçak kiralayıp uçalım' diyor mesela. Yaşgünümde kiraladık, İstanbul'un üstünde uçtuk. Buna nasıl kapılmayayım''

Geçen yıl, kavurucu güneşin altında 5 saat şezlongta yatan Taşpınar, bu ilgini duruma da açıklık getirdi,

''Bu yaşıma kadar her tatilimi şezlongda geçirdim. İnsanlar zannediyor ki, ben oşezlongdan hiç kalkmıyorum.Öyle değil. Ama magazin benibaşka türlü yansıtıyor... Yaz tatili benim için güneş, deniz, dalmak demek...Çok güneşlendiğim için korkuyorum da; ilkokul mezunu gibi davrandığımı biliyorum ama genetik bir kodlanma var. Küçükken annemi de her gün böyle seyrettim. Annem reflektörle sabahtan akşama güneşin altında yatardı. Anneannem de aynı şekilde... Ben yanmayı değil, güneşin altında yatmayı seviyorum. Ama bırakacağım! Çünkü aptalca bir şey yapıyorum.Çok sağlıksız. Ama aynada kendime beyaz bakmaktan nefret ederim! Köşe yazısı bile yazıldı, 'Eda'nın şezlongu' diye. Bir de'Oy kullanmaya gelmedi' dediler. Geldim, İstanbul'daydım. Feci dokundu ama gene de çıkıp bir şey söylemedim. Öyle yansıtılmak istemiyorum''