Medya
  • 21.6.2004 00:55

TRT'DE BOMBA ARAMASI

Daha önce 8 TRT çalışanını isim benzerliği yüzünden gözaltına alan İstanbul polisi pazartesi günü TRT çalışanlarının dolaplarında, etajerlerinde "bomba" arayacak.

Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası Haber-Sen
Adına açıklama yapan Genel Başkan Kemal KELEŞ, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

21 Haziran 2004 Pazartesi günü İstanbul Haber
Müdürlüğü’nün de içinde bulunduğu TRT Radyo binası
NATO zirvesi gerekçesiyle emniyet güçlerince köşe
bucak aranacak, personelin dolap ve etajerleri
açılacak...

* Bu aramaya tepki duyan TRT çalışanları, yaptıklarıtoplantılar sonucunda tepkilerini dolaplarına siyahkurdeleler ve bayraklar asarak göstermeye karar verdi.


21 Haziran 2004 Pazartesi gününden itibaren Nato
Zirvesi ile ilgili olarak radyo binası emniyet
güçlerinin kontrolüne geçecek.

30 Haziran’a kadar
sürecek olan bu bir haftalık sürecin ilk adımı ise 21
Haziran’da binada tüm dolapların polislerce
aranmasıyla başlıyor. Personelin tüm dolapları
aranacak ve TRT çalışanları 22 Haziran’dan itibaren
binaya yan kapıdan girip çıkmaya başlayacak.

26-27-28-29 Haziran tarihlerinde ise personel sayısı
azaltılıp, yayın çok az sayıda kişiyle ve zor
koşullarda sürdürülecek. Bu tarihlerde “kuruma
girebilecek” az sayıda insanın ismi müdürlüklere
iletildi. Çalışanlar kendi işyerlerine giremeyecek,
işlerini yapamayacak oldukları için, yayın ciddi
biçimde aksayacak. Bu uygulamalarda kendilerine hiç
söz hakkı verilmediği için TRT çalışanları ve İstanbul
Bölge Müdürlüğü yöneticileri öfkeli.

Tüm bunlar size normal görünüyor mu bilmiyoruz ama
bize hiç görünmüyor. Çünkü TRT bir yayın kurumu. Bir
yayın kurumunda her şeyden önce yayınların sürekliliği
esastır.

Soruyoruz: Dünyanın hangi ülkesinde Bay Bush ve
Nato’cu arkadaşları oraya gidiyor diye ülkenin kamu
yayıncılığı yapan kurumunun yayınları böylesine
aksatılabilir? Bunu BBC’ye, RAI’ye ya da ZDF’ye
yapabilirler miydi?

Üstelik tüm bu kararlar yayından sorumlu yetkililere
ve çalışanlara danışılmadan alınıyor, onların tüm
itirazlarına kulak tıkanıyor.

Aslında TRT personelinin Bay Bush ve Nato zirvesi
nedeniyle taciz edilmesine epeydir başlanmış
bulunuyor. Bundan kısa bir süre önce 8 TRT çalışanı
bu zirve gerekçesiyle gözaltına alındı. Birinin
askerlik, diğerlerinin de isim benzerliği gibi
nedenlerle yapılan yanlışlıklar sonucu alındığı ortaya
çıktı. Biz de o zaman şu haklı soruyu sorduk:

“BU GÖZALTILARLA ULUSLARARASI BİR SAVAŞ ÖRGÜTÜ OLAN
NATO, TRT ÇALIŞANLARINDAN KORUNMUŞ MU OLDU?”

TRT çalışanları merak ediyor ve soruyor:
Kimi kime karşı koruyorsunuz?

TRT çalışanları bu kuruma girebilmek için en sıkı
güvenlik soruşturmalarından geçerler. Ayrıca Haber
merkezinde çalışan muhabir ve kameramanlar
Cumhurbaşkanının, başbakanın en yakınına kadar
sokulur, onlarla röportaj yaparlar.
Bush’un yaşamı bizim tüm devlet yetkililerimizden daha
mı kıymetlidir?

TRT çalışanları bugüne kadar hiç kimseyi
öldürmedikleri için haklı olarak soruyorlar: Kimi kime
karşı koruyorsunuz?

Ülkemize, şehrimize soğukkanlı bir seri katil
geliyor ve Türkiye’de yetkililer sürekli onu bizden
koruma ihtiyacı içine giriyorlar!

TRT çalışanları yayın yapar, savaş kararları vermez.
TRT çalışanları silah üretmez, silah satmaz. Türk
lirası üzerinden maaşlarını alırlar, Ortadoğu’da ölen
insanların kanıyla boyanmış dolarlar kazanmazlar.

Ve bizler Bush ve Nato için tehlike arzediyoruz, öyle
mi?

Bundan emin misiniz?

21 Haziran’da personelin dolapları açıldığında oradan
ne küçük Iraklı çocuk ölüleri ne de başlarına torba
geçirilmiş çıplak esirler çıkacak. Ne nükleer
başlıklar, ne bombalar, ne F-16’lar, ne de çil çil
dolarlar...
TRT personelinin dolaplarından bantlar, CD’ler,
kitaplar, defterler, program akışları, kalemler çıkar.

Bush ve arkadaşları ve onların örgütleri, silah
tekelleri ve tüccarları, Irak’ta binlerce insanı
katlettiler. Tüm bunlar dünyanın gözleri önünde oldu.

Bu yüzden sormak hakkımız: Sahi siz kimi kimden
koruyorsunuz?

SENDİKAMIZ TÜM TRT ÇALIŞANLARI ADINA YETKİLİLERDEN
BU SORUYA YANIT BEKLİYOR.

Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:25

İLGİLİ HABERLER