''TÜRKİYE; KADERİ, TEK BAŞINA TÜRKİYE'DEKİLERE BIRAKILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ BİR ÜLKEDİR''

KIYAMETİN BEDELİ! Dün görüldü ki birilerinin ''ekonomi çökecek'' diye Türkiye'yi sürüklemek istediği badirenin bedeli 1 milyar dolarmış.. Hepsi hepsi 1 milyar dolar!.. ''100 milyar dolarlık zararımız olacak, batacağız, biteceğiz, onun için topraklarımızı Amerikan askerlerine açmalıyız, Kuzey Irak'ta 'kanlı masalar'a oturmalıyız, dışında kalmamalıyız'' diye ekranlarda savaş çığırtkanlığı yapanların hesaplarının ne kadar ''hesapsız'' olduğu dün görüldü.. 1 milyar doların ucunu gören piyasaların nabzı düşüverdi.. Bunun için miydi kopardığınız kıyamet? Üç hafta önceki yazımızdan birkaç paragrafı bu köşeye yeniden taşıyoruz diye kimse kızmasın.. Ama kızsalar da yazacağız, kızmasalar da.. ''Biz söylemiştik'' demek için de değil... Ama savaş çığırtkanlarının ''silahlar''ının ellerinden alınması için başlarına aynı ''satır''ları vurmaya devam edeceğiz.. Ya da ''ne haliniz varsa görün'' diyeceğiz.. Ve diyeceğiz ki ''Scud düşsün başınıza!'' **** O tezkere reddedilince kıyamet kopmadı.. Ne Türkiye'de, ne de dünyada.. Hatta, ne de Amerika Birleşik Devletleri'nde.. Türkiye'de yaşayanların galiba farkedemediği şudur Türkiye; kaderi, tek başına Türkiye'dekilere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir.. Ve bu gerçeğin, galiba bir tek Türkiye'dekiler farkında değildir. Hem kendi dinamiklerinden, hem kendi dışındaki dinamiklerden bu kadar korkan, çekinen, kaygı duyan başka bir ülke yoktur sanki.. 5-10 milyar dolar gelmeyecek diye ekonomisinin çökeceğini sanan ülke vatandaşlarının, bir yandan da sınırlarının güneyinde yaşayan ve henüz aşiret toplumundan uluslaşmaya geçememiş grupların planlarından çekinmeleri anlaşılır gibi değildir.. Ya da, bu toplumun son çeyrek yüzyıldır yaşadığı travmalardan sonra belki ''anlaşılır bir şey''dir ama o da bu yazının konusu değildir. Sonuçta, işte korkulan olmamıştır ve kıyamet de kopmamıştır.. Hatta, başına gelecek ''asıl kıyamet''ten de, istemeden de olsa uzaklaşmıştır. **** İki yıl önceki krizden, uluslararası toplumun desteğiyle çıkmaya çalışan Türkiye'ye bu desteğin, tezkere kararına rağmen devam edeceği besbelliydi. Türkiye, kendisiyle ilgili herşeyi değiştirebilir, ama değiştiremeyeceği tek şey, dünya coğrafyasındaki yeridir.. Yani, Türkiye tezkereyi reddedince, coğrafyadaki yerinden de vazgeçip Venezülla sınırına taşınmış ve ''değer''ini yitirmiş değildir.. Siz, meclisin aldığı o karara farklı farklı gözlüklerle bakabilirsiniz.. Ama, dünya sizin meclisinizin kararına da, yine coğrafyadaki yeriniz ve bu coğrafyada ''müslüman bir ülke'' algılamasını gözönüne alarak bakmıştır. Kendisini ''batılı ve lâik sayan, kendi dışındakilerin de bu kimliğe ''müslüman''sıfatını ekledikleri, bu coğrafyanın en önemli ülkesi.. Avrupa uygarlığının kapısında, Avrupa uygarlığının da ''aday'' ülkesi.. ABD, bu savaş için yardım istediği Türkiye'nin; Romanya, Bulgaristan, Yunanistan veya öteki taraftaki Ürdün, Suriye, Suudi Arabistan olmadığının farkındadır.. Bu karara da tepkilerini, o filtreden süzerek verecektir..Türkiye'yi, savaşın dışında kalsa da önemsemeye devam edecektir.. Vazgeçemeyecektir! **** Siz vazgeçseniz de onun vazgeçemeyeceği görüldü işte.. Bir de ''burada'' yaşayanlar görebilse! (Ali Kırca/ Sabah) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:40