Eğitim
  • 31.1.2008 13:18

ÜAK BAŞKANI PROF. AKAYDIN: TÜRBAN KOPYAYI ARTIRIR

ORTADOĞU Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) yarın toplanacak Üniversitelerarası Kurul'un Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mustafa Akaydın, türbanın yüksek öğrenim kurumlarına girmesiyle kopya çekmeye zemin hazırladığını söyledi.
      Teknolojinin çok geliştiğini ve cep telefonlarının bluetooth kulaklıkları olduğunu belirten Prof. Dr. Akaydın, “O kulaklığı kulağına takan ve üzerini türbanla kapatan bir öğrenci sınava girdiğinde ne olacak? Dersteki erkek hocaysa, kızın türbanını açtırıp arama yapamaz. Yapsa da yarın bir gün cinsel tacizle suçlanır. Her derse kadın hoca mı vereceğiz?'' dedi. Prof. Dr. Akaydın, türbanın kopya çekmeyi kolaylaştırdığı gibi normal zamanlarda türban takmayan öğrencilerin sınavlar sırasında türbanlı olarak sınıflara girebileceğine de işaret etti.
      Türbanın ileriki aşamada bir başka sorunu doğuracağına inandığını belirten A.Ü Rektörü Prof. Dr. Akaydın, şöyle konuştu:
      “Tıp fakültelerinde ve hemşirelik yüksek okullarındaki öğrenciler beyaz önlük giyiyor. Türbanlı öğrenci bu fakülte veya yüksekokulu kazandığında, beyaz önlüğün üzerine rengarenk türban takmak isterse ne olacak? Bunun ileriki döneminde de şu sıkıntı yaşanacaktır; Türbanlı tıp öğrencisi erkek kadavraya el sürmek istemeyecek, erkek hastaya bakmak istemeyecek veya üroloji bölümünü seçtiyse erkek hastaların tedavisini yapmak istemeyecektir. Laboratuvar uygulamalarında türbanla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşanacaktır.''
     
     İNTERN DOKTOR KAMUSAL ALANDA
      A.Ü Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Güven Lüleci de, tıp fakültelerinde 6'ncı sınıf öğrencilerine ‘intern’ denildiğini belirterek, “Bunlar, kadrolu memur da değil, öğrenci de değil. Türbanlı intern doktor, kamusal alanda hastayı tedavi edecek. Olacak şey değil. Yarın bir gün araştırma görevlileri de diyecek ki, hem kadrolu elemanız, hem de öğrenciyiz. Onlar da türban takmak isteyecek. Sonra ne olacak?'' dedi.
      Öğretim üyesi olarak görevinin insan yetiştirmek, bilim yapmak olduğunu belirten Prof. Dr. Lüleci, şunları söyledi:
      “Ben zaten bilimden başımı alamıyorum. Ayrıca hasta hizmeti veriyorum. Bunlardan başımı kaşıyamazken öğrencilerin kılık kıyafetini kontrol etmek, türbanın içerisinde kulaklık var mı, yok mu diye ona bakmak, bunlarla uğraşamayız. Bunları biz mi takip edeceğiz? Benim vaktim türbanı tartışacak ve uygulamasını kontrol edecek kadar ucuz mu? Ben buna türban demiyorum, başörtüsü demiyorum. Simge diyorum. Bu bir tesettür kılığı. Rahibe kılığı gibi bir şey. Üniversiteler bilim yuvası, bıraksınlar işimizi yapalım.''
     
     SORULARI DIRAŞIYA GÖNDEREBİLİR
      Cep telefonlarını sınavdan önce topladıklarını belirten Prof. Dr. Güven Lüleci, “Kulaklıklar 100 metreden etkili oluyor. Cep telefonunu dışarıda açık bırakan bir öğrenci, türbanın altındaki kulaklıkta soruları dışarıya gönderebilir, istediği cevapları da rahatlıkla alabilir. Öğrencinin kulağında kulaklık mı var, ona bakacağız? Ben öğrencime güvenmek zorundayım. Bende okuma aşkı varsa, saç, baş varsa açarım. Onların uygulamak istediği kıyafet tesettür. Bir Arabistan'da bir de rahibelerde vardır. Bunun eşarpla ilgisi yok'' diye konuştu.

Güncellenme Tarihi : 24.3.2016 14:04

İLGİLİ HABERLER