Medya
  • 26.12.2002 12:24

YALÇIN PEKŞEN "GAZETECİ MİLLETİ!"Nİ YAZDI...

YALÇIN PEKŞEN Gazeteci milleti... Bir kısım Türk düşünürüne göre 'gazeteci milleti millet değil illet'tir. Doğrusu, biraz illet bir millettir ama nedeni vardır. Önce konuya neden girdiğimi anlatayım: Biz herkesi ve her şeyi eleştirirken okuyucu da bazen bizi eleştiriyor. Bunlara tek tek cevap vermenin imkansızlığı topluca bir yazı yazmamı gerektiriyor. Bana son zamanlarda en çok sorulan şoru şu: -AKP iktidarı hiç iyi bir iş yapmıyor mu da, hep eleştiriyorsunuz? Arada sırada iyi bir işi de övseniz.. Şu cevabı verebilirim: -Övmek benim işim değil. Ben yanlışlıkları aramakla görevliyim. Ayrıca henüz iyi bir iş görmediğim gibi, yapılan herhangi bir iş bile görmedim. Belki şaşıracaksınız ama henüz eleştirmeye bile başlamadım. Okur'un bir başka iddiası ise şu: Gazetelerde, hatta aynı gazetenin çeşitli köşelerinde her kafadan başka bir ses çıkıyor. Ortada bir tek doğru olduğuna göre fikirler arasında neden bu ölçüde fark var?.. Çünkü gazetelerdeki köşe yazıları matematik üzerine değil. Matematik dışındaki konularda bazen tek doğru olmayabilir, hatta doğru hareketlerin bile hatalı yanları olabilir. Kısacası 'her kafadan ayrı bir ses çıktığı' doğru ama olması gereken de bu zaten.. Örneğin son zamanlardaki en önemli tartışma konusunu ele alalım. Bir görüşe göre AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan 'yetkisiz ve sorumsuz' bir kişi.. Öyleyken oraya buraya gidiyor ve bizi temsil ediyor. Başka bir görüşe göre neden yetkisiz ve sorumsuz olsun? Halk AKP'yi seçtiğine göre Genel Başkan'ın yetkisi de vardır, sorumluluğu da. Her ikisi de doğru veya her ikisi de yanlış olabilir. Görüşlerin hem doğru, hem yanlış bölümleri olabilir. Her yazıya sadece 'yazarının görüşü' diye bakılması, herkesin aynı şekilde düşünmemesi gerekir. Tersi doğru olsa, her gazetede tek yazar olması yeterlidir. * * * Gelelim asıl konumuza.. Gazeteciliğin illetliğine.. Her ne kadar artık unutulmaya yüz tuttu ise de, basının görevi hala (evet hala) işin olumsuz, sakıncalı, aksayan yanını bulmak ve ortaya çıkarmaktır. Gazeteciliğin vaktiyle (*) '4. Kuvvet' sayılmasının sebeb-i hikmeti'de budur. Bu sıralarda öyle görünmese bile, gazeteci kimseyi ve hiçbir şeyi övmemelidir. Zira övgü işi, yapan tarafından yapılabilir ve iyi düşünülürse her yapılan işte biraz da övünme vardır. * * * Yazılarımızın altında 'çapanoğlu' aranıyor, -Zaten siz AKP'ye baştan karşıydınız, deniliyor. Bunları doğul karşılıyorum, çünkü insan hafızası çabuk unutuyor. İki ay öncesine kadar 57. Hükümet'in hataları nedeniyle yine aynı basın tarafından (ki aralarında ben de varım) neredeyse topa tutulduğu unutuluyor. Oysa çoğumuz (ki ben de öyle) Ecevit'e karşı değildik. Şunun altını özellikle çizmek gerekiyor: Bugün eğer yönetimde AKP iktidarı varsa, bunun bir nedeni de Ecevit ve ortaklarının kıyasıya eleştirilmesidir. (*) Şimdi politikacılıktan sonra itibarı en düşük meslek sayılıyor. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 19:00

İLGİLİ HABERLER