Medya
  • 16.1.2004 13:13

YALÇIN PEKŞEN, ÖRTUĞRUL ÖZKÖK'Ü KENDİ SİLAHIYLA VURDU...

YALÇIN PEKŞEN/AKŞAM GÖMLEK ARARKEN PANTOLON BULMAK... Doğan Medya Grubu yine ilkelerine aykırı tutumlar içinde... Ne diyordu 'Yayın İlkeleri'nin 8. maddesi: 'Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemez.' Oysa bunlar Ersin Pamuksüzer'i yargıya rüşvet vermekten suçlu ilan etmişler, ellerinden gelse infazını da başlatacaklar. Henüz ortada sadece gözaltı olayları var. Sanık olup olmayacakları bile ilk soruşturmanın sonunda belli olacak. Hürriyet muhabirlerinin cümbür cemaat (4 muhabirle ki, bu kadar muhabirle ancak savaşa gidilir) peşine takıldıkları olayın sonundaki saptamaları ise şöyle: 'Yetkili, polisin operasyona Neşter 2 adını verdiğini ve 'Soruşturma Çukurova grubuna değil, kişilere dönük' olduğunu söyledi. Operasyona Neşter 2 adının verilmesi, Neşter Operasyonuyla ilgili telefonlar dinlenirken, tesadüfen bazı avukatların yargıya rüşvetler konusunda yaptıkları konuşmalar da kayda geçirildi. Bunun üzerine Savcı Aldan yargıda rüşvet soruşturması başlattı.' Cümle düşüklükleri ve Türkçe bozuklukları 4 Hürriyet muhabirine aittir, dedikten sonra şunu ekleyeyim: Savcının söylediğine göre soruşturma yeni başlamış; hani suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse suçlu ilan edilemezdi. * * * Üstelik ifadesi bozuk satırlardan çıkan anlam şu: Telefonlar dinlenirken avukatların yaptıkları konuşmalar kayda geçirilmiş... Başka bir ifadeyle 'gömlek aranırken pantolon bulunmuş'... Peki bu gibi durumlara vaktiyle Hürriyet'in taktığı ad 'tele-kulak' değil miydi? DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener bunların birbirleriyle ve bazı bakanlarla yaptıkları telefon konuşmalarını açıkladığında Hürriyet gazetesi üst düzey yöneticileri hep birlikte 'haberleşmenin gizliliği prensibi' diye kıyameti koparmamışlar mıydı? Gazetenin genel yönetmeni kendisini 'anadan doğma', Ankara temsilcisi de 'çırılçıplak soyulup kentin en büyük meydanında bırakılmak gibi bir his içinde' hissetmemiş miydi? Olay grubun gazetelerinde günlerce manşetten indirilmemiş ve dinlenen telefonların haber konusu yapılmayacağına dair yeminler edilmişti. * * * Ancak rakip firmanın sırtına binme -hem de haksız olarak; çünkü olayda Çukurova'nın suçlanmadığını Hürriyet muhabirleri de belirtiyorlar- fırsatını bulunca, kendilerini 'çırılçıplak' hissettiren olayları hemen unutuverdiler. Ve ne olup bittiğini henüz kimsenin bilmediği bir sırada işi, rakip kuruluşun yazarlarına - Bunları yazmıyorsunuz ama İtalya'daki Parmalat olaylarını yazıyorsunuz? yollu suçlamalara kadar vardırdılar. Dilimizin ucuna gelenin çok azını dün yazar Umur Talu 'Dipsiz Kuyu' köşesinde (Sabah) dile getirmiş: 'Bizim meslek hayatı boyunca sansürlemiş, tırpanlamış, gizlemiş, manipüle etmiş şef editör müsveddelerinden alacağımız bir Parmalat dersi ve tavsiyesi yoktur.' Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 21:27

İLGİLİ HABERLER