
Yavuz Bülent Bâkiler'e cenaze töreni düzenlendi
Usta kalem Yavuz Bülent Bâkiler, dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Sevenleri bugün son görevini yapmak üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde toplandı. Bâkiler'in naaşı cenaze namazının ardından vasiyeti üzerine toprağa verilmek üzere memleketi Sivas'a gönderildi.
Dün vefat eden, gazetemizin eski yazarlarından, ülkemizin seçkin şairlerinden Yavuz Bülent Bâkiler için bugün ikindi namazını müteakip Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi'nde cenaze namazı kılındı.

'GİDENLERİN YERİ DOLDURULAMIYOR'
Burada konuşma yapan İsmail Kapan, "Kalem ve kelam erbabı bir şahsiyeti uğurluyoruz. Allah rahmet eylesin, sevenlerine de başsağlığı diliyoruz. Türk edebiyatı, Türk fikriyatı çok kıymetli bir kalemini kaybetti. 'Gidenlerin yeri doldurulamıyor' diye hep söylenir, bu manada Yavuz Bülent Bâkiler hocamızın da yeri doldurulamayacak. Türkçenin korunması, geliştirilmesi, sahip çıkılması noktasında çok kıymetli hizmetleri oldu. Büyük bir şairdi, şiirleri büyük bir zenginlik kattı bizim evveliyatımıza... Türk tarihinin doğru öğretilmesi konusunda da büyük hassasiyet sahibiydi. Televizyon programlarında da bu meseleyi en ince detaylarına kadar vatandaşlara anlatmaya gayret etti." dedi.
"ANA ŞAİRİ UNVANINI VERMİŞTİK"
Cenaze namazına katılan Türkiye Gazetesi yazarlarından Rahim Er de Yavuz Bülent Bâkiler hakkında bir konuşma yaptı. Er açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “ Merhum Yavuz Bülent Bâkiler ağabeyimiz için 30 Eylül 2025 tarihli Türkiye Gazetesi'nde çok geniş tahsilatlı bir yazı yazdım. Oradan şimdi çok özet olarak dile getireceklerimizin detaylarını öğrenmek mümkün. Yavuz Bülent Bâkiler, meslek olarak hukuk tahsil etmiş bir insan, kendisi yazar, şair, iyi bir hatip. Türkçeyi iyi kullanan, sözünü sakınmayan, doğru bildiğini dile getirebilen bir insan. Yavuz Bülent Bâkiler'in 'anamın namazları' diye bir şiiri var. Bu şiirinden ötürü biz yıllar öncesinde merhuma 'Ana şairi' unvanını vermiştik. O şiirinde ana muhabbetini çok geniş ve derin bir şekilde işlemekte. Bize düşen, devlete düşen Yavuz Bülent Bâkiler gibi değerlerimizin, kayan yıldızlarımızın yerini doldurabilmek. Eğer bir millet kaybettiği değerinin yerini dolduramıyorsa geriye düşüyor demektir. Buna dikkat çekmek hepimizin, bu işlerle meşgul olan insanların boynunun borcudur. Rahmet diliyorum, ailesine ve sevenlerine sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. İnşallah anacağı ve babacığı ile cennete buluşmuştur. Aslen Sivaslıdır, ama uzun yıllardır İstanbul'da yaşamaktadır. Vasiyet emiş anasının ve babasının yanına, Sivas'taki aile kabristanına, buda kolay verilecek bir karar değildir.”
Cenaze töreninde gazetemize konuşan bir diğer isim Yazma Eserler Kurumundan Coşkun Yılmaz ise şu ifadeleri kullandı; "Yavuz Bey, Allah rahmet eylesin. Bir asra yaklaşan bir ömür sahibi. 89 yıllık bir ömrü var. Benim de kendisini yakından tanıma imkanım oldu, beraber programlarımız oldu. İnsan olarak da, şair olarak da, yazar olarak da, bir kültür insanı olarak hakikaten ülkemizin yetiştirmiş olduğu çok önemli değerlerden birisiydi. Her şeyden önce Türkçenin çok güçlü bir sesiydi. Türkçeye sahip çıkışı ve kullanışıyla, şiiriyle, metni ve hitabetiyle Türkçenin çok güçlü bir müdafiiydi. Türkçenin çok güçlü bir sesiydi.
Hayat çizgisine baktığımızda da, söyledikleriyle yaşantısına baktığımızda da amel ve fikir arasında bir uyum olduğunu, istikrarlı bir çizgisinin olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Ödülü'yle de onun bu kültür alanındaki hizmetleri ayrıca ödüllendirilmiş. İnanıyorum ki Yavuz Bülent Bâkiler yazdıklarıyla, yaşantısıyla, sözüyle, sohbetiyle hep hatırlanmaya ve insanımıza rehberlik etmeye özen gösterecektir. Rahmetle anıyorum, yeri kolay doldurulabilecek biri değil."
VASİYETİ ÜZERİNE MEMLEKETİNE DEFNEDİLECEK
Türk edebiyatının müstesna isimlerinden Yavuz Bülent Bâkiler'in naaşı, vasiyeti üzerine Sivas'a götürülerek 30 Eylül'de babası Cezmi Bâkiler'in yanına defnedilecek.
"SİVAS'TA YOKSUL ÇOCUKLAR" YETİM KALDI!
Ünlü şairin "Bilme ki nemsin" şiirinden sonra, en çok okunan, en çok bilinen ve en çok sevilen şiirinde anlattığı hemşehrisi fakir işçi çocuklar da yetim kalmış oldu.
İşte o şiir:
SİVAS'TA YOKSUL ÇOCUKLAR
Sivas'ta Ulu Camii avlusunda çocuklar
Yalvaran gözlerle etrafa baka baka
Açıyorlar küçük esmer avuçlarını:
-Emmilerim sadaka! Emmilerim sadaka!Hükümet konağının yanında biri
Bir kemik kalmış bir deri...
'Boya cila yimbeş, boya cila yimbeş' diye ağlıyor
Ve daha fırça bile tutamıyor elleri.Garipler Pazarı'nda körpe çocuklar
Yorgunluktan güzelim yüzleri al al...
Öldüren bir çığlık dudaklarında:
-Boş hamal!boş hamal!boş hamal!Nane satan su satan yetim çocuklar
Şarkı söyleyemediler güneşe aya...
Biliyorum ne masal dinlemeye doydular
Ne oyun oynamaya...Bezirci'de,Yüceyurt'ta Altıntabak'ta...
Çocuklar var incecik yüzleri nurdan
Ama toz toprak içinde elleri ayakları
Oyuncakları çamurdan...Ve günahkar çocuklar,suçlu çocuklar
Mahkeme salonunda bakarım dizi dizi
Bu suç bizim suçumuz,bu günah bizim
Affedin bizi.Gökteki yıldızlar kadar sayısız
Ah yurdumun kimsesiz ve yoksul çocukları
Anladım farkınız yok koparılmış başaktan!
Alın bu gözleri benden,alın bu yüreği artık
Utanıyorum yaşamaktan.
YAVUZ BÜLENT BAKİLER
YAVUZ BÜLENT BAKİLER KİMDİR?
Aslen Sivaslı olan Yavuz Bülent Bâkiler, Hakk'ın rahmetine kavuştu. Şair ve yazar olan Bâkiler, 1936 yılında dünyaya geldi. Gazetecilik, yöneticilik ve avukatlık da yapmıştır. Bâkiler, 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra kısa bir süre Yeni İstanbul gazetesinde çalıştı. TRT Ankara Radyosu Merkez Program Dairesi Başkanlığında raportör olarak çalışırken çeşitli kültür programları hazırladı ve sundu. 1969-75 yılları arasında Sivas'ta avukatlık yaptı. İl Başkanlığı görevinde bulunduğu Adalet Partisi'nden belediye başkanı ve milletvekili adayı gösterildi. 1975-1976 yılları arasında Başbakanlık Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığında hukuk müşavirliği yaptıktan ve 1976-1979 yılları arasında Ankara Televizyonu'nda çalıştıktan sonra, 1979-1980 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak görevlendirildi. 12 Eylül Darbesi'nin ardından müşavir kadrosuna atandı ve 1992'ye kadar bu bakanlıktaki hizmetini sürdürdü. İki yıl da Başbakanlık Müşaviri olarak görev yaptıktan sonra 1994 yılında emekli oldu.
Liseden mezun olduğu 1953 yılında Türk Sanatı dergisinde çıkan ilk şiirinin ardından şiirleri mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandı. İsmi, Hisar dergisi şairleri arasında yer aldı. Uzun süre Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 24 Mart 2013 tarihinde gazetemizdeki görevinden "Artık kitaplarımla ilgileneceğim" diye kendi isteğiyle ayrıldı. Onun vatan ve Türkçeye duyduğu sevda, edebiyatımızın en parlak sayfalarında ve gönüllerimizde daima yaşayacaktır.
Biz de Yavuz Bülent Bâkiler'e Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı ve sabr-ı cemil diliyoruz...
Kaynak: Türkiye Gazetesi