Medya
  • 9.4.2002 17:43

YENİ RTÜK KANUNU NELERİ GETİRİYOR ? SEZER HANGİ NOKTALARA İTİRAZ ETTİ ?

KAYNAK : Haber Vitrini Geçtiğimiz yıl büyük tartışmalara neden olan ve 18 Haziran 2001 tarihinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen RTÜK kanun tasarısı tekrar mecliste. Sezer'in ikinci kez yasayı veto etme yetkisi yok. Yasanın bu haliyle çıkması durumunda medya patronlarının devlet ihalelerine girmesinin önü açılacak. İşte yeni RTÜK kanunuyla ilgili bütün ayrıntılar... YENİ RTÜK KANUNU NELER GETİRİYOR? Yeni yasaya göre, özel radyo ve televizyon sahipleri, kamu ihalelerine girebilecek ve menkul kıymetler borsalarında işlemde bulunabilecek, RTÜK üyelerinin görev süreleri, bu yasaya göre yeni üyelerin atanmalarından itibaren sona erecek. Aykırılığın tekrarı durumunda ise ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara ihlalin ağırlığına göre 125 milyar liradan az olmamak üzere 250 milyar liraya kadar, yerel ve bölgesel yayın yapan kuruluşlara ise kapsadığı yayın alanı itibariyle 5 ila 100 milyar lira arasında idari para cezası uygulanacak. Telefonla yarışma yapılamayacak, bunların sonucunda dinleyici ve seyircilere ikramiye verilemeyecek, ikramiye verilmesine aracılık edilemeyecek. Haberde, konu ile ilgisi olmayan görüntüler verilmeyecek, benzer görüntülerin arşiv niteliği belirtilecek. RTÜK üyelerinin görev süreleri, bu yasaya göre yeni üyelerin atanmalarından itibaren sona erecek. RTÜK’ün yeni üyeleri, en az 4 yıllık yükseköğretim görmüş, meslekleriyle ilgili konularda kamu veya özel kuruluşlarda en az 10 yıl görev yapmış, mesleki açıdan yeterli bilgi, deneyim ve devlet memuru olma niteliğine sahip, 30 yaşını doldurmuş kişiler arasından seçilecek. RTÜK’ün gelirleri, TV kanal ve radyo frekansı yıllık kira bedelleri ile radyo ve televizyon kuruluşlarının yıllık brüt reklam gelirlerinden alınacak yüzde 5 paylardan oluşacak. Gerektiğinde TBMM Başkanlığı bütçesinin transfer tertibinde Üst Kurul için ödenek yer alabilecek. Özel radyo ve televizyon kuruluşlarından alınacak yayın izin ve lisans ücretleri Hazine’ye gelir kaydedilecek. Türkiye’de ulusal, bölgesel ve yerel çapta TV kanal ve radyo frekans planları ile radyo ve televizyon yayınlarına esas olan frekans bantları ile ilgili çalışmalar yapma yetkisi Telekomünikasyon Kurumu’na ait olacak. Kurum, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak planları inceleyip, gerekirse değiştirebilecek ve 4 ay içinde Haberleşme Yüksek Kurulu’na sunacak. Kurul, kendisine gelen başvuruları 6 ay içinde sonuçlandıracak. Siyasi partiler, dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları, kooperatifler, vakıflar, mahalli idareler ile bunlar tarafından kurulan veya bunların ortak oldukları şirketler, iş ortakları, birlikler ile üretim, yatırım, ihracat, ithalat, pazarlama ve finans kurum ve kuruluşlarına radyo ve televizyon yayın izni verilmeyecek. Bu kuruluşlar, radyo ve televizyon yayın izni almış kuruluşlara ortak olamayacak. Radyo ve televizyon kurma izni anonim şirketlere verilecek. Özel radyo ve televizyon sahipleri, kamu ihalelerine girebilecek ve menkul kıymetler borsalarında işlemde bulunabilecek. Özel radyo ve televizyon kuruluşlarının hisseleri nama yazılacak. Yıllık ortalama izlenme veya dinlenme oranı yüzde 20’i geçen bir televizyon veya radyo kuruluşunda gerçek veya tüzel bir kişinin veya sermaye grubunun payı yüzde 50’yi geçemeyecek. Bu oranı geçtiği takdirde hisseleri halka arz ederek yüzde 50’nin altına indirecek. Hisselerin halka arzında Üst Kurul’un da onayı alınacak. Üst Kurul, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlal eden, yayın ilkelerine ve yasada belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarını uyaracak ve aynı yayın kuşağında açıkça özür dilenmesini isteyecek. Üst Kurul’un bu talebine uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde, ihlale konu olan programın yayını 1-12 kez durdurulacak. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka program yapamayacak. Aykırılığın tekrarı durumunda ise ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara ihlalin ağırlığına göre 125 milyar liradan az olmamak üzere 250 milyar liraya kadar, yerel ve bölgesel yayın yapan kuruluşlara ise kapsadığı yayın alanı itibariyle 5 ila 100 milyar lira arasında idari para cezası uygulanacak. Bu ceza, radyo yayınları için bu miktarların yarısı kadar olacak. Ulusal, bölgesel ve yerel düzeydeki yayınlar, yayın ilkeleri ve bu yasada belirtilen esaslara uygunluğu yönünden Üst Kurul tarafından izlenip, değerlendirilecek. Üst Kurulun uygun göreceği yerlerdeki yerel ve bölgesel yayınların izlenmesi ve kayda alınması İçişleri Bakanlığı’nın görevlendireceği birimlere devredilebilecek. Yayın izni isteminde bulunan kuruluşların yerine getirmeleri gereken teknik ve mali yeterlilik şartları ile diğer ön koşullar, Üst Kurul tarafından yönetmeliklerle belirlenecek. Düzeltme ve cevap hakkını yayınlamayan veya geciktiren kuruluşun yayınlarından sorumlu en üst yöneticisi ile kuruluşun sahibi şirketin yönetim kurulu başkanına 30 milyardan 90 milyar liraya kadar ağır para cezası verilecek. Ayrıca kuruluşa, RTÜK tarafından eylemin ağırlığına göre 3 aya kadar gelir getirici yayın yapma yasağı verilebilecek. Bunun ikinci kez tekrarı halinde yayın izni iptal edilebilecek ve en yüksek para cezasına hükmolunacak. Bu cezalar ertelenemeyecek. GEÇTİĞİMİZ YIL NE OLMUŞTU Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, Basın Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerindeki görüşmelere, TBMM Genel Kurulu'nda 23 Mayıs Çarşamba günü başlandı. Görüşmeler, muhalefet partilerinin engellemeleri nedeniyle aralıklarla sürdü ve tasarı, 7 Haziran'da (113. Birleşim) yasalaştı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 18 Haziran 2001 'de yasayı veto etti. Genel Kurul'da yapılan açık oylamaya 253 milletvekili katıldı. Oylamada, 198 kabul, 54 ret ve 1 çekimser oy kullanıldı. Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında bazı maddelerde değişikliğe gidildi. Özellikle internet ile ilgili çerçeve 26. madde, kamuoyundan genel tepkiler nedeniyle değiştirildi. Anayasa Komisyonu'nda kabul edilen metinde internet yayıncılığı tümüyle Basın Yasası'na bağlanırken, Genel Kurul'da yapılan değişiklik ile Basın Yasası'nın "yalan haber, hakaret ve benzeri fiillerden doğacak maddî ve manevî zararlarla" ilgili hükümlerinin, internet yayıncılığını da kapsaması hükmü getirildi. Böylece internet kavramı, Türk hukuk sistemine ilk kez "kontrol ve ceza" boyutuyla girmiş oldu. Yasa, kamuoyunda "Medya patronları için çıkarılıyor" şeklinde eleştirilere uğradı. (Dorduncukuvvetmedya.com) SEZER'İN VETO ETTİĞİ HÜKÜMLER Cumhurbaşkanı Sezer, 19 Haziran 2001 tarihinde RTÜK Kanunu'nu veto ederken, RTÜK'ün denetiminin Başbakanlık YDK'ya verilmesine karşı çıkarak, "Özerk ve yansız bir kamu tüzel kişiliğinin Başbakanlığa bağlı Yüksek Denetleme Kurulu'nca denetlenmesi, 'tarafsızlık' niteliği ile bağdaşmamaktadır" dedi. Sezer, yerel radyo ve televizyonlar için öngörülen idari para cezalarının çok yüksek olduğuna dikkat çekerek, gerekçesinde şu görüşleri dile getirdi: "Yasayla düzenlenen para cezaları, belli sermaye gruplarının elinde olmayan ulusal ve özellikle yerel ve bölgesel televizyon, radyo ve basın kuruluşları için amaç-araç orantısını gözetmeyen boyuttadır. Cezaların caydırıcı nitelikte olması, ancak televizyon, radyo ve basın kuruluşlarının yaşam şansını ellerinden almaması gerekmektedir. Yasa ile getirilen para cezalarının, Anayasa'nın 28. maddesinde sözü edilen basın özgürlüğü yönünden son derece ağır nitelik taşıdığı kuşkusuzdur." Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 16:26

İLGİLİ HABERLER