ABD Dışişleri Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında Yunanlı bir gazeteci, 1960 yılından bu yana ABD'nin ilk defa Güney Kıbrıs'tan ''Kıbrıs Rum hükümeti'' olarak bahsettiğini belirterek, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tanınması politikasında bir değişiklik olup olmadığını sordu. Boucher, ''Bu bir tariftir. Kullanılan terimler, durumu tanımlıyor. Bizim tanıma politikamızda değişiklik yok'' dedi.
Powell'ın Talat'a ''Sayın Başbakan'' diye hitap etmesinin nedenini soran gazeteciye karşılık Boucher, ''ABD'nin tanıma politikasında şu veya bu yönde değişiklik yok. Bence bunu burada bırakalım. Tanıma politikamızın değiştirilmesiyle ilgili konuşmuyoruz. Kıbrıslı Türk toplumunun izolasyonunu azaltacak adımlardan konuşuyoruz. Bu tartışmayı orada bırakmalı'' diye konuştu. Boucher, şu sırada konuşulan konunun ''şimdilik'' izolasyonu azaltmak olduğuna işaret etti.
Gazetecinin ısrarla, ''O zaman hatalı bir ifadeydi diyebilir miyiz'' sorusuna karşılık Boucher, ''Hayır. Kullanılan terimler, durumu tanımlıyor. Yasal otoritede ise değişiklik yok'' dedi.
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, ABD'nin Talat'a ''Başbakan'' diye hitap etmesi, Rum kesiminden de ''Kıbrıs Rum hükümeti'' olarak bahsetmesi konusunda Rum gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Eğer bu ifadeler dil sürçmesi değil de maksatlı kullanılmış ifadelerse, gayet düşmanca ifadelerdir'' demişti.
Rum Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas da, ''Kıbrıs halkı, cezalandırma yoluyla 'evet' demeyecek'' ifadesini kullanmış ve ABD'nin bu tür açıklamalarının Kıbrıs Rum kesiminde daha fazla gerginlik yaratacağını belirtmişti.
Washington yönetimine yakın gözlemciler, Rumların, referandumda Annan planına ''hayır'' oyu vererek, adanın bölünmüşlüğünü pekiştirdiğini ve ABD'nin gözünde ''nihai bölünme'' adımını attığını belirtti. Gözlemciler, bu çerçevede ABD'nin, Kıbrıs Rum kesiminin, Kıbrıslı Türklerle ortak cumhuriyet kurma fırsatını teptiği için ''sadece Rumların hükümeti'' olduğunu vurguladığını ifade etti.
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:09
