Spor
  • 25.10.2006 12:58

AYKUT KOCAMAN: MANİSA ŞAMPİYON OLAMAZ!..

Ankaraspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, Türk futbolunun bulunduğu konumda daha başarılı olabilmesi için kulüplerin profesyonel bir yapıya kavuşmasının şart olduğunu söyledi.
      Türk futbolunun geçmişe göre bugün daha ileride olduğunu belirterek, "Şimdiki takımlarımız, oyuncularımız hem grup olarak hem de bireysel olarak daha güçlüler. Ama dünya ölçeğine göre Türk futbolu tartışılabilir. Futbolda gelişen bir ülkeyiz ancak 1. sınıf futbol oynayan ülkeler arasında değiliz. Ülkemizde sadece 4 büyüklerin şampiyonluk yaşaması bir gelenek haline geldi ve son 10- 15 yılda da Trabzonspor da geride kalarak üç büyükler şampiyonluklar yaşadı. Bu kulüplerden herhangi birinin şampiyonluk yaşayamaması durumunda, o takım için istikrarsız damgası vuruluyor. Bence bu istikrarsızlık kavramını daha geniş bir şekilde ele almak gerekir" dedi.
      Dört büyüklerin dışında herhangi bir kulübün şampiyon olacağına inanmadığını ifade eden Kocaman, "Çünkü kulüpler baştan aşağıya yanlış bir yapı içerisindeler. Futbol dünyasını bilen, daha profesyonel kişilerin, yöneticilerin kulüp yönetimlerine gelmesi gerekir. Kulüplerin artık bütçe oluşturmaları gerekiyor ve bu bütçelere göre hareket etmeleri gerekiyor. Kulüplerin gelirlerini arttırmadığımız sürece şampiyonluklar gibi başarılar sadece konuşulacak hoş sözler olacaktır. Bu sene Vestel Manisaspor’un yaptığı çıkışı daha önceki yıllarda Gaziantepspor ve Kocaelispor gibi Anadolu kulüpleri de yapmıştı ve bir şekilde daha sonra şampiyonluk yarışından kopmuşlardı. Vestel Manisaspor’un şampiyonluk şansını çok düşük görüyorum. Vestel’in ekonomik anlamda güçlü olmasına rağmen başarılı bir kulüp yapılanması içerisinde değil. Anadolu kulüplerinin ekonomik anlamda güçlenmedikleri ve bu gücü uzun vadeli bir şekilde planlamadıkları sürece şampiyon olabilmeleri çok zor gözüküyor" şeklinde konuştu.
      Türkiye liginde oynayan yancı futbolculara da değinen genç teknik adam, "Bizim yabancı futbolcudan anladığımız tek şey var o da daha ucuz futbolcu olduğudur. Maliyet anlamında yabancı futbolcular kulüplere çok daha cazip geliyor. Böyle olunca da takımlar bu ucuz oyunculara daha fazla ilgi gösteriyorlar. Kulüplerin yabancı oyuncu transfer ederken kadro kalitesini arttırma gibi kaygıları yok. Bu futbolcuların Türk futboluna herhangi bir katkısı da olamaz. Kaliteli yabancı futbolcu transfer etmek için kulüplerin sağlam bir bütçe oluşturması gerekir. Çaplı ve çapsız yabancılar için ülkemiz kolay bir yer. Kaliteli oyuncular son dönemlerinde iyi paralar karşılığında ülkemize geliyorlar" ifadelerini kullandı.
      Türk futbolunda hala yeterli düzeyde ve sayıda futbolcu yetiştirelemediğine de değinen Aykut Kocaman sözlerini şöyle sürdürdü:
      "Son 10 -15 yıllık bir periyotta futbolumuz uyanıp, bir aşama kaydetti. Ancak hala futbolcu üretim tarlamız yeterli değil. 10 -15 yıl öncesinde 3-5-2 ye uygun, adam adama oynayan defans oyuncularımız vardı. Günümüz futbolunda ise alan savunması yapan defans oyuncularına ihtiyacımız var. Bu geçişi tamamlayıcı bir altyapımız yok. Böyle olunca da kalifiye defans oyuncusu konusunda sıkıntı çekiyoruz. Üstelik bu oyuncuları oynatarak geliştireceğimiz yerde bu mevkiler yabancı futbolcularla dolduruluyor. Tüm bunlar üstüste geldiği zaman Türk futbolundaki defans oyuncusu sıkıntısının nedenleri ortaya çıkıyor. Ligimizde oyuncular geçmişe oranla çok daha fazla profesyoneller. Artık oyuncular futbolu bir meslek olarak görüyorlar. Tam olarak da yeterli değiller, 20 sene örcesine oranla bir gelişme var tabiki." Kulüplerin altyapıya önem vermesi gerektiğinin altını çizen Kocaman, "Yeter ki buralara önemli maddi kaynaklar ayırabilelim. Tüm bunları gerçekleştirdikten sonra Türk futbolunda sıkıntılar konuşulmayacaktır. Bunlar gerçekleşmediği sürece Türk futbolu nereye gidiyor sorusuna verelebilecek tek yanıt Galatasaray’ın 1996 yılında kurmuş olduğu muazzam kadro ve bu kadronun bize vermiş olduğu moral olabilir" dedi.
      Türk futbolunun yapısını "Bataklığa" benzeten Aykut Kocaman, "Bu ortamı sağlıklı bir bir hale getirmemiz lazım. Kulüplerin çoğu amatör yörneticiler tarafından yönetiliyor ve bu tür yöneticilerin tek düşüncesi de de bir an evvel başarılar elde etmek oluyor. Başarı gelmeyince de fatura teknik direktörlere kesiliyor. Mevcut olan kulüp yapılarıyla ne teknik direktörleri, ne futbolcuları, ne de hakemleri eleştirmek doğru olmaz" şeklinde konuştu.
      A Milli Futbol Takımı’nın performansını da değerlendiren genç teknik adam, "Milli takımımız çok dezavantajlı bir durumda olmasına rağmen elemelere çok başarılı bir giriş yaptı. Üstelik deneyimli futbolcularımızın milli takımdan çekilip yerlerine genç oyuncuların geçmesine rağmen takımımızın üst düzeyde futbol oynaması çok olumlu bir gelişme. Ersun Yanal, Fatih Terim karşılaştırmasını pek doğru bulmuyorum. Kulüplerin yanlış yapılanmasından dolayı sağlıksız futbol ortamında isimlere takılıp, bu isimleri tartışmayı hiç hoş görmüyorum" diye konuştu.
      Futbolculuk yıllarında uzun süre formasını giydiği ve birçok başarıya imza attığı Fenerbahçe hakkında da görüşlerini dile getiren Kocaman şunları söyledi:
      "Transferlerde çok şeyler umut edersiniz, ama bu umutlar boşa da çıkabilir. Bu durum Fenerbahçe içinde geçerli. Daum için çok olumlu şeyler söyleyemem ama mesleki açıdan onu başarılı buluyordum. Fenerbahçe’nin son 3 senesine baktığımızda 2 şampiyonluk, bir de lig ikinciliği var. Geçen yıl şanssız bir şekilde kaybettikleri bir şampiyonluk, bir de Türkiye Kupası var. Ufak tefek sorunların dışında saha içi yerleşimleri iyi, rakiplerine az pozisyon veren başarılı bir takımdı. Anlamsız bir şekilde ağır oynuyor şeklinde eleştiri alıyorlardı. Antrenör olarak beğendiğim bir isimdi Daum. Ama şampiyonluk kaçtıktan ve kupayı finalde kaybettikten sonra herşey bir anda kırılıp döküldü. Herşey sil baştan oldu. Şu an Zico da, Daum’un yaşamış olduğu sıkıntıyı yaşıyor. Antrenörler takıma yeni geldiklerinde bazı şeyleri tanıyıp değiştirmek isterler. Dolayısıyla Zico da bazı şeyleri değiştirme ihtiyacı hissediyor. Yeni olan bu değişiklikler Fenerbahçe için sıkıntı yarattı. Fenerbahçe suları durgunlaştırabilirse şampiyonluk için kadrosunu yeterli görüyorum." Başarılı teknik adam, bu sezon çalıştırdığı Ankaraspor’un geçen yıl iyi bir kadrosu olmasına rağmen son haftada aldığı galibiyetle ligde kaldığını hatırlatarak, "Ankaraspor Süper Lig için yeni sayılabilecek, tecrübesiz, geçen yıldan üzerilerinde kalma düşme korkusunu hala yaşayan bir takım. İlk olarak amacımız futbolumuzu sağlamlaştırıp gücümüzü rakiplere hissettirmek. Ankaraspor mali açıdan yeterliliği olan kulüplerden birisi ve kulübü yönetenlerin hedefi takımı daha yüksek yerlere taşımak. Ankaraspor’un bu yılki hedefi ilk ligde 10 içerisinde yer bularak gelecek yıllar için bir takım iskeleti oluşturabilmek. Sezon başında takım adına çok umutsuzdum ancak şu anda takımdan çok umutluyum. Bu yıl Ankaraspor’u gelecek yıllara taşıyacak temeli atmak istiyoruz. Bu açıdan bu yıl bizim açımızdan çok önemli olacak" ifadelerini kullandı.
      Başarılı çalıştırıcı son olarak ise mesleki anlamda öncelikli hedefinin çalıştırdığı kulüplerde başarılı olmak olduğnunu altını çizerek, "İyi çalışıp, iyi işler yaparsam Fenerbahçe’yi de, Milli takımı da çalıştırabilirim" dedi.

Güncellenme Tarihi : 25.3.2016 02:09

İLGİLİ HABERLER