BAŞBAKAN'IN GEZİSİ İÇİN 3 BİN EURO ÖDEYEN GAZETECİLER ERDOĞAN'I GÖREMEDİĞİ GİBİ ÜÇÜNCÜ SINIF OTELLERDE KALDILAR
Güney Afrika, yazın son günlerini yaşıyor. Türkiye’den heyet ayrılırken Ankara’da kar yağıyordu. Aradaki anormal sıcaklık farklılığı, bir çok gazetecinin bronzlaşmasına sebep oldu. Güneş yanığı sebebiyle, krem kullanmak zorunda kalanlar bile oldu.
Buna bir de, Başbakan’ın gazetecilere açıklama yapmak için, Cape Town’un en yüksek noktası Masa Dağı’nı tercih etmesi eklenince, yanıklar da arttı. Masa Dağı ziyareti programa dahil edilmediği halde, otel önünde bekleyen sınırlı sayıdaki basın mensubu protokolle birlikte götürüldü. Bu sırada zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için ayrılan bazı muhabir ve fotomuhabirleri ile kameramanlar da atlatılmış oldu. Bu organizasyon bozukluğu, resmi heyet ve basının ayrı hareket etmeleri sebebiyle, basın mensupları Pretorya’da da Özgürlük Parkı’nda dağ başında Başbakan’ı aramak ve yarım saatlik yürüyüş sonrasında tören alanına ulaşmak zorunda kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 günlük ‘Afrika çıkarması’ gazeteciler açısından tam bir eziyet oldu. Programın net olarak gazetecilerle paylaşılmaması ve gelişigüzel değişikliklere gidilmesi sorunlara yol açtı.
Gazetecilerin resmi heyetle aynı uçakta olmaması sorunların kaynağını oluşturdu. Gazetecilere geçmiş gezilerin aksine resmi heyetten bir kişinin mihmandarlık yapmayıp, bu işin tur operatörlerine bırakılması da kopukluk yaşanmasında etkili oldu.
Başbakan’ın iki gece geçirilen Pretorya’da kaldığı otel ile gazetecilerin oteli arasında 40 kilometre vardı. Kişi başına 3 bin Euro alınan gezide, gazetecilere tahsis edilen otelin düşük kalitede olması da huzursuzluk doğurdu. Nitekim, Ankara temsilcileri ile bazı yazarlar, tüm temasları boyunca Başbakan’ı hiç görmedi. Bu sebeple bir kısmı safari yapmayı ve şehir turunu tercih etti. Başbakan’ın da Johannesburg’da ‘tesadüfen’ karşılaştığı bazı gazetecilere ‘basın toplantısında yoktunuz’ siteminde bulunduğu belirtiliyor.
Başbakan, geçmiş yurtdışı seyahatlerinde gazetecilerle daha iyi ilişkiler kurup, zaman zaman da basını bilgilendirme toplantıları yapıyordu. Ayrıca, gezi programı net ve gazeteciler de protokol rehberliğinde hareket ediyordu. Avrupa’da en yoğun gezi programlarında bile böyle aksaklıklar yaşanmamıştı. “Basının yazdıklarından rahatsızlığını” açıklayan Başbakan’ın bu tavrı, basınla ilişkilere de yansıyor.
