KAYNAK : Haber Vitrini
'Baraj değişmez'
Hızlı bir Ankara turu yaptım. İlk durağım Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal'dı.
Önce izlenimler: CHP'nin önü de, içi de benim girdiğim saatlerde (çarşamba saat 18.00) tıklım tıklımdı. Murat Yetkin'le birlikte Baykal'ın odasının önüne gelirken de hep bu kalabalıkların arasından geçtik. Son durağımız, Baykal'ın özel kalem müdiresi Nesrin Baytok'un odasıydı.
Baytok'un odasında bizden başka kimse yoktu ama telefonlar susmak bilmiyordu. Arayanlar tabii ki aday adaylarıydı ve hepsi 11 Eylül'den, yani aday listelerinin YSK'ya verileceği son günden önce genel başkan Deniz Baykal'la yüz yüze görüşmek istiyorlardı.
Talep o kadar yoğun ki, Baykal'la iki saatlik sohbetimiz sırasında gelen bir telefonda arayan kişi de bir aday adayından söz edip ona sıralarda iyi yer verilmesini istedi. Kısacası, CHP'nin işi aday adaylarıyla zor.
Deniz Baykal kendine güven dolu ama dün Radikal'de yayımladığımız anketten pek hoşlanmamış. "Ne 14'ü" diyor, "biz orayı geçeli aylar oluyor..."
Baykal'a göre CHP tek başına iktidara yürüyor. Bununla ilgili olarak akıl yürütürken, "Oy vermeye gittiğinizde kimi seçeceksiniz? Bir yanda toplumun bir kesimiyle, dış dünyayla, Avrupa Birliği ile kavgalı AKP var, bir yanda kimseyle kavgası olmayan, dış dünya tarafından umut olarak görülen, Avrupa Birliği'nin merakla beklediği CHP" diyor. Yani Baykal, 'Tek yol CHP' demeye getiriyor.
Baykal'la uzun sohbetimizin her ayrıntısını yazmayacağım, ama genel izlenimim CHP liderinin şimdiden kendisini geleceğin başbakanı olarak gördüğü. CHP lideri, 'Baykal şöyledir, böyledir' sözlerinin de, 'CHP çizgi değiştiriyor' sözlerinin de, 'Eskiden Derviş'e kızıyorlardı, şimdi onu benimsediler' sözlerinin de 'boş laftan ibaret' olduğunu söylüyor. Ona göre CHP oyları AKP'yi yakalamış, geçmek üzere. Yine Baykal'a göre AKP oylarının yükselişi duralı çok oluyor, bu parti şimdi inişte ama CHP yükselişte.
"Bakın" diyor, "merkez sağın büyük partileri çöktü. ANAP'ın liberalleri, kadınları, genç şehirli seçmenleri kime oy verecek? Hepsi tek çarenin CHP olduğunu görüyorlar, onlara güven veren tek parti CHP. Göreceksiniz CHP bu seçimden birinci parti olarak ve tek başına iktidar çıkacak."
Tek parti olarak iktidara gelmeleri halinde ekonominin bundan ne kadar olumlu etkileneceğini anlatıyor uzun uzun. "Sonra" diyor, "AB çevrelerinden ciddi bilgi aldık, seçim sonuçlarını bekleyecekler. Eğer CHP tek başına iktidara gelir, bir de aralıkta AB'den takvim alırsak, Türk ekonomisi füze gibi fırlar. Var olan güven sorunu kendiliğinden ortadan kalkar, yabancı sermayenin, doğrudan yatırımların önü açılır."
Baykal'ın dikkat çektiği bir başka nokta, ABD'nin olası Irak harekâtının çok yakın olduğu. Ona göre aralık ayında bu operasyon yapılabilir ve bu operasyon da Türkiye'nin elini çok güçlendirecek. Hem AB nezdinde hem de ABD nezdinde.
Sonra uzun uzun Celal Talabani'nin kendisine yaptığı ziyareti ve verdiği bilgileri aktarıyor. Belli ki Baykal, Irak konusunda ders çalışıyor.
Son olarak aday adaylarının durumunu soruyoruz Baykal'a. "Şimdi" diyor, "kapanacağım ve aday listeleri için çalışacağım. 11 Eylül bizde de bir miktar küskün yaratacak elbette. Bütün partiler için, 11 Eylül bir bomba etkisi yaratacak. Her partide küskünler oluşacak. Ama siyaset bunları kısa sürede aşar."
Bu sözler üstüne ülke barajını düşürme girişimlerini sormak farz oluyor. "Hiç olur mu öyle şey" diyor, "maç başlamış, birileri 'Biz kalenin yerini değiştirdik' diyor. Bu saatten sonra barajın indirilmesine kesinlikle karşı çıkarız, onları seçim kaçağı ilan ederiz."
(İSMET BERKAN/ RADİKAL)
Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:03
