Gündem
  • 6.9.2002 09:04

BAYAR: SEÇİM BARAJI DÜŞSÜN...

KAYNAK : Haber Vitrini ANKARA - DTP Genel Başkanı Mehmet Ali Bayar, Kemal Derviş'in, toplumun beklentileriyle CHP'nin söylemi ve yaklaşımının çok farklı olması nedeniyle beklenen akımı sağlayamayacağını savundu. 'Geçici bir fenomen' olarak nitelendirdiği AKP'nin de değişmediğini, Milli Nizam Partisi çizgisinin devamı olduğunu kaydeden Bayar, bugünkü siyasi konjonktürde barajın düşürülmesinin temsil ve meşruiyet sorununu aşabilmek bakımından en doğru yöntem olacağını söyledi. Bayar, "Böylece 4 Kasım sabahına ilişkin kâbus senaryolarına da gerek kalmaz. Demokrasinin istikrarı bakımından bu aşamada baraj düşürülmelidir" dedi. YTP ile seçim işbirliği çalışmalarını sürdüren Bayar, Radikal'e son siyasi gelişmelere yönelik görüşlerini anlattı. DTP Genel Başkanı Bayar'ın sorulara yanıtları şöyle: YTP ile geldiğiniz aşama şu an nerede? YTP ve DTP arasında karşılıklı saygı ve güven temelinde teknik ve mekanik boyutta görüşmeler sürüyor. Sayısal rakamları söylemek doğru değil. 11 Eylül'e zaman var. Siyasette her gün süratli gelişmeler oluyor. Siyasi partiler birbirine çok yakın da olsalar anlayışları, yaklaşımları önemli. Sonuçta, hesaba kitaba giriyor. Son anda farklı bir ittifak, işbirliği olabilir mi? Siyasette hiçbir şey hakkında, 'kesin, söz konusu olamaz' şeklinde konuşmamak gerektiğini siyasi tecrübelerle öğrendik. Beklentileri üst düzeyde tutmak ya da yanlış beklentiler yaratmak yanlış. Ben ve sayın İsmail Cem yalnız değiliz. Parti hukuku, yönetim organları var. Kamuoyunun onaylayacağı olumlu, şık bir yapı oluşturmak çok önemli. İttifaklar kolay olmuyor. Sağlıklı, güvenilir bir yapı için çalışıyoruz. DYP'nin de size çağrısı ve Süleyman Demirel'den yardım istediği yorumları var? Sayın Çiller'in çağrıları net değil, muğlak. Sayın Demirel, siyasetin duayeni olarak her kişinin görüşünü aldığı bir kimlik. Ancak, DTP Genel Başkanı benim ve DTP Genel Merkezi de burada. Muhatap benim, adres de burası. Bu sözleriniz DYP'ye çağrı mı? Nasıl algılanmalı mı? 'Büyük sağ' gibi projeler varsa, eğer DP kökenli partiler bir yerde buluşmak isterlerse neden DTP şemsiyesi altında bulunmasın. Ben de bir davet yapıyorum. DP ruhunun yeniden canlanmasına ihtiyaç var. Seçime az bir zaman kala bunun gerçekleşmesi zor gibi görünüyor. Ama benim çağrım sadece şu ana yönelik değil, bu çağrı her zaman geçerli. Yaptığınız bu çağrı YTP için de geçerli mi? Siyasetin merkezinin oluşumunda YTP'ye çok büyük ihtiyaç var. Zaten YTP bu ihtiyacı görerek bizimle işbirliği imkânları aradı. Sayın Kemal Derviş ile de konuşurken böyle bir noktadan hareket etmiştik. Merkezde, sağıyla soluyla yenilenerek birleşme gerçekleştirmeli. Bu şimdiye kadar gerçekleşseydi AKP gibi ya da başka arayışlara ihtiyaç kalmazdı. Bu nedenle makul çoğunluğun iktidarı için DP kökenlilerin yanı sıra YTP de olmalı. Derviş'in CHP'ye katkısı? Derviş'in gidişiyle CHP'ye bir akım yok. Hâlâ kararsızlar var ve arayışlar sürüyor. Kemal Derviş' in CHP'ye kişisel katkısı olacaktır. Oradaki sinerjisinin beklendiği kadar yüksek olmadığı kanaatindeyim. Seçmensel anlamda farkı seçim sonrasında göreceğiz. Türkiye'nin beklentileriyle CHP' nin söylem ve yaklaşımları arasında önemli farklar var. CHP, Türkiye'nin sorunlarına çözüm olamaz mı? CHP'nin üstyapısıyla, Deniz Baykal'ın yeni söylemiyle tabanı arasında fark var. CHP'nin tabanı yereldir. Üstyapı ise eklektiktir. CHP, sayın Kemal Derviş'in katılımıyla yeni bir parti mi oldu? Her şey Derviş'e mi bağlıydı? Kamuoyu, CHP'yi yeni keşfetmiyor. CHP oradaydı ve Türkiye'nin yüzde 40'ı kararsızdı. Ortada hâlâ kararsızlar var. CHP ayrı bir kulvar, ayrı bir paradigma. O paradigmanın seçim sonuçlarına cevap vereceğini sanmıyorum. Kemal Derviş'li YTP çözüm olur muydu? Sayın Derviş YTP ile yola çıktığında doğru bir noktadaydı. Kemal Derviş'in, merkezin yeniden inşası liberal-sosyal sentez diye kendini tanımladığı, benim makul çoğunluk dediğim kitlenin toparlanmasıyla ilgili yaklaşımları doğruydu. Sayın Derviş, bizimle çok geniş bir ortaklık ve mutabakat aradığını söylüyordu. Çünkü, AKP'nin başka türlü önünün kesilemeyeceğini veya AKP'ye karşı kuvvetli bir iktidar oluşturulamayacağını düşünüyordu. Bugün bulunduğu noktada o çok geniş ortaklık kolay kurulamaz. Çünkü, CHP'de başka bir siyaset mantığı çalışıyor. CHP, AKP'nin önünü kesebilir mi, bu mümkün mü? 'AKP'nin önünü kesmek için 'altı ok'a oy verin' gibi bir sistematik yaklaşım ve propaganda, Türkiye'nin yakın siyasi tarihini, siyasetin sosyolojisini ve seçmen topoğrafyasını bilenler için asla işlemeyecek bir formüldür. Bir partinin önünü kesmek için yapılan siyaset tutmaz. Mesele, 'AKP mi CHP mi?' ikilemine oturtulmaya çalışılırsa bundan AKP kazançlı çıkacaktır. CHP salt 'altı ok'un tarihçesiyle veya sosyolojisiyle tek başına kesinlikle makul çoğunluğu taşıyamaz. AKP, Türkiye'de merkez sağ partisi olabilir mi? AKP meydanın boş bulunmasından yükseliyor. Bana göre geçici bir fenomendir. Merkez siyasetçileri içine alarak merkez partisi olunmaz. Milli Görüşçüler, Necmettin Erbakan'ın yetişdirdiği kadroları AKP'nin teamül yoklamalarını kazandılar. Çekirdek farklılaşmıyor. AKP, Milli Nizam Partisi çizgisinin devamıdır. Birileri AKP'ye gidince AKP farklılaşmıyor, gidenler farklılaşıyor. O halde ne yapılmalı? Türkiye'de bugün seçimlerde geçerli olan yüzde 10 barajı sağlıklı bir siyasi yapının çıkmasına engel. Yüzde 10 barajı uygulaması nedeniyle 3 Kasım seçimleri sonrasında parlamento ciddi bir temsil sorunuyla karşılaşabilir. Bazı partiler, yüzde 10 barajı nedeniyle aldıkları oyun çok üstünde milletvekili çıkarabilir. Bu da suni ve gereksiz bir meşruiyet sorununu kaçınılmaz olarak doğurur. Temsil ve meşruiyet sorunlarının önüne geçmek için ittifaklar kanununa ihtiyaç vardı, gerçekleşmedi. Bugünkü siyasi konjonktürde barajın düşürülmesi temsil ve meşruiyet sorununu aşabilmek bakımından en doğru yöntem olur. Böylece 4 Kasım sabahına ilişkin kâbus senaryolarına da gerek kalmaz. Demokrasinin istikrarı bakımından bu aşamada baraj düşürülmelidir. (Radikal) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:03

İLGİLİ HABERLER