Sağlık
  • 20.5.2013 15:35

Felçli hastalara müjde

Beyne kan taşıyan atar damarların tıkanması kendini gösteren şah damarı hastalığı, zamanında tedavi edilmezse felçlere neden olabiliyor. İstatistikler Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin felç geçirdiğini bildiriyor. Bu rakamın yüzde 60’ını ise şah damarı tıkanıklığına bağlı inmelerin oluşturduğu bildiriyor.
"İnme Cerrahisi"ni şah damarına bağlı felçlerde uygulanan bir erken cerrahi yöntemi olarak tanımlayan Doç. Dr. Yusuf Kalko, bu yöntemle klasik tıp bilgilerinin dışında uygulamalara yer verdiklerini bildirdi. Kalko, "Klasik tıp literatürü felç durumda hastaların bir ay bekletilmesini söyler. Çünkü felç bedende şiddetli bir deprem etkisi yaratır ve dokular zarar görür. Bu bekleme süresi neticesinde hastanın durumuna göre gerekirse cerrahi müdahale yapılabileceğini söyler. Öte yandan şah damarı yüzde yüz tıkanmış bir hastaya ameliyat tavsiye edilmez. Çünkü açılmayacağı düşünülür, risk faktörleri de yüksek olduğu için bu hastalar bekleme sürecine girer. Biz "İnme Cerrahisi"nde eğer tetkikler uygunsa, hastada kana aç canlı beyin dokusu gördüğümüz anda bu hastayı hemen ameliyata alıyoruz. Diğer taraftan şah damarı yüzde yüz tıkalı hastalarda da eğer tetkikler uygunsa beklemeden bu damara da müdahale ediyoruz. Birkaç saat önce felç geçirmiş ya da felcin üstünden birkaç gün geçmiş uygun hastalarda teknik başarılı oldu" dedi.
İnme merkezlerinde yapılan uygulamalara da değinen Kalko, "Pıhtı özellikle kalpte ise ve titreşim bozukluğu olup pıhtı atmışsa ya da şah damarı tıkalı ama pıhtı ile tıkanmışsa, erken dönemde (ilk 3-4 saat) damar yolundan serumla, biraz geç saatlerde ise (ortalama 6 saat gibi) anjiyo ile şah damarının içine pıhtı eritici ilaç verip, gerekirse oraya stent takılıyor. Ancak bu işlemler belli saate kadar yapılabiliyor. İnme Cerrahisinde ise 7 -8 saat sonra, birkaç gün sonra ya da bir hafta sonra müdahale edilen uygun hastalar söz konusu. Bu da demek oluyor ki, cerrahide eğer tetkikler uygunsa bu hastalar geriye dönebilir. Ama hiçbir vaka için kesin olarak döner denilemez bu İnme Cerrahisi’nde de geçerli" şeklinde konuştu.
HASTA AMELİYATTA SOHBETLE DİNÇ TUTULUYOR
İnme cerrahisini, Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi tekniği ile lokal anestezi altında yaptıklarını ifade eden Yusuf Kalko,"Bu da özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu hastalar sadece damar sorunları ile değil aynı zamanda şekerden, tansiyona, kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok rahatsızlıkla da mücadele ediyor. Hastanın sadece boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyatta onlarla sohbet ediyoruz. Bu sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor. Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30 - 50 dakika arasında tamamlanmış oluyor" dedi.
Kalko şöyle devam etti: "Bu uygulamada damarlar ister yüzde 50, ister yüzde 90, ister yüzde 100 tıkalı olsun. Hasta hangi yetişkin yaş grubunda olursa olsun. Zamanla gelen kronik hastalıkları olanlar da dahil olmak üzere tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz tüm hastalara müdahale ediyoruz. Lokal anestezi ile yaptığımız bu ameliyatta canlı yayın gibi hastayı takip ediyoruz. Ameliyatın faydalı olup olmayacağı daha en başında anlaşılıyor. Hasta kolunu, bacağını hareket ettirmeye ya da konuşmaya başlarsa sorunu çözdüğümüzü hemen fark ediyoruz. Ameliyat sonrası hastayı normal odaya alıyoruz birkaç gün içinde de taburcu ediyoruz. Bazı hastalarımızda çok nadir de olsa ameliyat sonrası felç riski de oluyor ancak bu yüzde iki gibi düşük bir oran."
Erken tanı ve semptomlar dahilinde felçleri önlemek adına yapılan bu ameliyatları felçli hastalara da uygulayan Yusuf Kalko yüz güldürücü sonuçlar elde ettiklerini ifade etti. Kalko, "Bir yılda yaklaşık 25 felçli hastanın yürüme ve konuşma yetilerini tekrar kazandırmayı başardık. Bunların içinde yurt dışında da örnek gösterilen vakalar var. Ancak tekrar ediyorum. Cerrahi ne kadar ilerlerse ilerlesin, öncelikle sağlıklı ve düzenli yaşamı kişiler kendilerine prensip edinsin. Damar hastalıkları sizi ömür boyu takip edecektir. Herkesi kurtarmak isteriz ama ileri tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz hastalar dışında bu mümkün değil" dedi.
(İHA)

Güncellenme Tarihi : 19.3.2016 15:10

İLGİLİ HABERLER