Gündem
  • 12.5.2004 10:12

NAMUS CİNAYETİNDE 'TAHRİK' TARTIŞMASI İYİCE ALEVLENDİ

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, ''ağır tahrik'' indirimi uygulanmasını isteyerek kararı bozdu. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 3'ncü görüşmede yerel mahkemenin kararına katıldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelen dava konusu olay, şöyle gelişti: Evli olan Y.Ş, reşit olmayan Ş.A'yi rızasıyla kaçırıp, kızlığını bozdu. Y.Ş hakkında, bu suçtan dolayı dava açıldı. Ş.A'nın kardeşi K.A, Y.Ş'şi öldürdü. Y.Ş hakkında, Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme, ölen Y.Ş. hakkında ırza geçmekten dava açıldığını, ancak sanık K.A'nın bu cezayı yeterli görmeyerek Y.Ş'nin de cezalandırdığına işaret etti. Mahkeme, sanık K.A'yı ''ahlak dışı ve suç oluşturan bir fiili gerçekleştiren, evli olduğu halde kız kardeşini rızası ile kaçırıp onunla cinsel ilişkin kuran ölene yönelik eylemini'' hafif tahrik altında gerçekleştirdiğine karar vererek, sanığı hafif tahrik altında adam öldürmek suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 448, 51/1, ve 59/2 maddeleri uyarınca 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. AĞIR TAHRİK OLUR Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesi, ''Olay anına ilişkin sanık lehine tahriki gerektirecek bir neden yoksa da, resmen başkasıyla evli olan maktulün olaydan önce sanığın reşit olmayan kız kardeşini rızaen kaçırıp alıkoyması ve kızlığını bozmasının, sanık yararına TCK'nın 51/2 maddesinin uygulanmasını gerektirir ağır tahrik oluşturacağı halde, bunun basit (hafif) olarak değerlendirilemeyeceği''ne hükmetti. Yerel mahkeme, ilk kararında direndi. Haksız tahrik yasal indirim nedeninin, haksız bir eylemin doğurduğu öfke ve elemin etkisi altında kalarak suç işlenmesi durumunda, faili harekete geçiren sakilerin daha az vahim sayılması nedenine dayandığına işaret eden yerel mahkeme, şu gerekçeleri sıraladı: ''Ancak, çağdaş demokratik toplumların içgüdüler ile hareket eden bireyler yerine eğitilmiş, yasalara saygılı ve özgür bireylerden oluştuklarının gözden uzak tutulmaması, eğitim ve yasalar tarafından öngörülen ceza tehdidi ile bastırılması gereken bazı içgüdülerin de indirim nedeni sayılmasının çağdaş demokratik toplum gerekleri ile bağdaşmayacağı gerçeğinin haksız tahrik hükümleri uygulanırken göz önüne alınması bir zorunluluktur.'' BU, SANIĞA ÖDÜL OLUR Reşit olmasa bile sanığın kız kardeşinin maktulle kendi rızası ile kaçıp yine kendi rızası ile birlikte olduğunu anımsatan yerel mahkeme, suç oluşturan bu eylemi nedeniyle maktul hakkında ceza kovuşturması başlatılarak tutuklama kararı verildiğini kaydetti. Mahkeme kararında, ''Maktulün bu eyleminin sanık lehine ağır tahrik olarak değil, maktulle ilgili yargılamanın henüz sonuçlanmamış olması nedeniyle ancak ve ancak hafif tahrik olarak değerlendirilmesi ve buna göre uygulama yapılması gerekir. Tersine uygulama, devlet tarafından başlatılan ceza kovuşturması ve uygulanan en ağır yargılama tedbiri olan tutuklamayı yeterli görmeyerek kendi adaletini kendi anlayışına göre gerçekleştiren sanığa ödül verme anlamını taşır'' denildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da, daire görüşü doğrultusunda yerel mahkemenin direnme kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanık hakkında ağır mı hafif tahrik mi indiriminin uygulanacağını 3'ncü görüşmede karara bağlayabildi. Genel kurulun bu hafta yapılan toplantısına katılan 24 üyeden 11'i, sanık hakkında 1. Ceza Dairesi gibi ''ağır tahrik'', 13'ü ise yerel mahkeme gibi ''hafif tahrik'' indiriminin uygulanması yönünde oy kullandı. Genel kurul, yerel mahkemenin kararını usul ve yasaya uygun bularak onadı. Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 22:11

İLGİLİ HABERLER