Medya
  • 5.9.2002 11:44

UMUR TALU DA VATAN'I YAZDI: YAPMA GÜNGÖR ABİ!

KAYNAK : Haber Vitrini Yapmayın Allah aşkına! Her yeni iş yeri, bir ekmek kapısıdır. Bizim meslekte de öyle. Üstelik, iyi, kötü, fazladan bir ses imkanıdır. Hiç bir gazete de kapanmasın, yeniler de yaşasın. Vatan da öyle. Ama, işte o kadar. Dün sütun sütun okudum da, neler neler vehmetmiş, bir kısmı bu medyayı mahvetmiş arkadaşlar. Yahu, yapmayın Allah aşkına! Nedir o parti sözcülüğü yapmamacalar... Bütün partilere eşit mesafede durmalar... Kamu yararı... Kimseyi memnun etmemek gibi bir çabanın içinde olmamalar... Bütün basın organlarının arkasında holdingler, bankalar filan varmış da, kimi kamu otoritesinin altındaymış da, onların üzerindeki mutlak otorite geniş yığınların ortak vicdanı ve beklentileri olacakmış. Kimsenin borazanı olunmayacakmış. Yapma Güngör Abi! 'Bağımsızlığın gür sesi' imiş. Şu yaşında bunları söylerken, eminim sıkılıyorsundur: 'Bunca yılın tecrübeleri bize şunu öğretti. Gerçeği aydınlatan ışığı ve gerçeği arama azmini yaratmaya sadece özgür ruhların varlığı yetmiyor. Onların kurumsal bağımsızlık güvencesi altında bulunması gerekiyor.' Bunları bilmek için, yarım asra yaklaşan 'bunca yılın tecrübeleri', bunları bilmek için 'Vatan'da olmak gerekmiyordu ki... Gerçekten, sahiden, sahici bir şekilde bu vatanda ve 'Vatandaş' olabilmek yeterliydi. Sanki yıllarca mapusta kalmış gibi... Sanki yıllarca sürgündeymiş gibi... Sanki yıllarca esaret altındaymış gibi... Sanki yıllarca rehineymiş gibi... Nedir bu zincirlerinden kurtulma pozlarında şıkırdatmalar! * * * Bunca yıl sonra, gerçekten bağımsız bir kanal bulabilip sesinizi, daha önemlisi yüreğinizi, vicdanınızı akort etseydiniz, başım üstünde. Sıkı bir özeleştiri; sonra yeni bir başlangıç. Öyle bir özeleştiri filan hak getire. Sanki, İletişim Fakültesi'nden yeni mezun bir masumiyet. Üstelik, daha baştan kocaman bir yalan. Onca güzelim laf, onca ilkelilik, kamu, halk falan filan... Daha en baştan, kuyruklu yalan. Bağımsızlığınızın gür sesi, mesela, şunu diyebilir mi: 'Hali hazırda bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi'nde olan RTÜK yasası, vicdan, düşünce, ifade özgürlüklerine aykırı olduğu gibi, Avrupa normlarına ters düştüğü gibi, bir takım çıkar çevrelerinin siparişiyle, bir kısım medyaya sığınmaya çalışmış olan bu hükümet tarafından, halka rağmen, bile bile çıkarılmıştır.' Siz bunun resmini yapabilir misiniz, Güngör Abi? Bağımsızlığınızın ardında hangi gür ses varsa, sizden böyle bir ses, böyle bir nefes çıkmasına izin verir mi? İyisine, kötüsüne, her bir şeyine ortak olduğunuz bir yerden giderken, önünüzde havuç gibi duran para sesi, İstiklal Savaşı gazilerinin gönlünden kopan bağımsızlık ateşinin alevleri miydi? Yapmayın. Başkasından çok, kendinizi aldatmayın. Siz, Hüsamettin Özkan'ın, siz Yılmaz biraderlerin aleyhinde bir satır yazabilir misiniz? Onlar tamamen silininceye kadar. Yine, amentü gibi, Tantan'a bindirerek yola çıkabilirsiniz ancak. * * * Neyse. Yine de iyi yolculuklar. Her sıkışanın, her yeni başlangıcın, halka, okura, ilkelere, bağımsızlığa, özgürlüğe, vicdana, kamuya filan övgüyle yola çıkmak zorunda kalmasına bayılıyorum. Yalancıktan da olsa, seviniyorum. Elimden gelse, bunu da kutlayacağım... Mesela, bir zamanlar bir genel yayın müdürünün, şimdi çok sevdiği ama o geçmişte, kılık kıyafetine kadar nefret ettiği bir medya patronuna yazdığı mektubu yayınlayarak, karınca kararınca bir armağan da vermek isterdim ama... Şimdilik kalsın! Hayırlısı olsun. Vatan'ın arkasında kimlerin olduğunu arayanlar da hiç zahmet etmesin; vatanın üstünde kimlerin olduğuna, kimlerin vatanın altını üstüne getirip bir ülkenin başını döndürdüğüne, midesini kaldırdığına bir bakıversin. (Star) Güncellenme Tarihi : 16.3.2016 18:03

İLGİLİ HABERLER